Ceza Kanununda düzenlenen diğer tüm suçlarda olduğu gibi basit cinsel saldırıda delil yetersizliği durumunda da beraat kararı verilmesi gerekir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2011/171 sayılı kararında da belirtildiği gibi ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz.
Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır.
Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır.
Basit Cinsel Saldırıda Delil Yetersizliği Yargıtay Kararları
Daha önceki yazılarımızda, Cinsel İftira Mağdurları Hangi Hukuki Hakları Sahiptirler, Cinsel Saldırı Suçunda Şikâyetten Vazgeçilmesi, Cinsel Saldırıya Teşebbüs Cezası, Cinsel Suçlarda Mağdurun Çelişkili Beyanları, Cinsel Suçlarda Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi konularında ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup bu yazılarımıza linkten uluşabilirsiniz.
Bu yazımızda ise Yargıtay ilgili ceza daireleri tarafından çeşitli tarihlerde basit cinsel saldırıda delil yetersizliği ile ilgili verilmiş kararlar doğrultusunda yüksek yargının konuya nasıl yaklaştığı açıklanmaya çalışılacaktır.
Çalışana Yönelik Basit Cinsel Saldırıda Delil Yetersizliği
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2019/11837 sayılı kararı, Katılanın aşamalardaki beyanları, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında suç tarihinden önce sanığın, sahibi olduğu iş yerinde çalışmaya başlayan katılana yönelik basit cinsel saldırıda bulunduğu hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Mağdurun Çelişkili Anlatımları Karşısında Basit Cinsel Saldırıda Delil Yetersizliği
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2016/8083 sayılı kararı, Mağdurenin aşamalarda değişen çelişkili anlatımları, bu beyanları destekleyen somut bir delil bulunmaması, sanığın inkara yönelik savunması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, atılı suçu işlediği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2021/2392 sayılı kararı, Mağdurenin soruşturma evresinde alınan 07.05.2010 tarihli savcılık ifadesinde eylemin rızası dahilinde gerçekleştiğini belirtmesine rağmen, mahkemede bu anlatımından rücu ederek ailesinin sanıktan para alması nedeniyle bu yönde ifade verdiğini bildirmesi suretiyle çelişkili beyanlarda bulunması, olayın gerçekleştiği sırada muayenehanede mağdurenin annesi dahil çalışanlar ile diğer hastaların bulunduğu, dolayısıyla bağırması durumunda müdahale edilebilecek iken mağdurenin hiç bir tepki göstermemesi, aşamalarda bağırmaması konusunda farklı anlatımlarda bulunması, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın olay günü mağdureye cebir ve tehdit kullanmak suretiyle rızası dışında cinsel ilişkiye girdiğine dair, soyut iddia dışında cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek müsnet suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Psikiyatrik Rahatsızlığı Olan Mağdurun Beyanları Karşısında Basit Cinsel Saldırıda Delil Yetersizliği
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2018/2681 sayılı kararı, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 24.03.2014 tarihli raporunda mağdurenin “olay sırasında Dissosiyatif Kriz denilen psikiyatrik bir rahatsızlık içerisinde olduğunun anlaşıldığı, bu psikiyatrik rahatsızlığın doğası gereği, çevresel uyaranların algılanması ile geçmiş yaşantıların bu kriz esnasında karıştırılabileceği, bu nedenle olay sırasında etrafındaki hadiseleri gerçeğe uygun şekilde algılama yeteneğinin zayıflaması veya yitirmiş olması ihtimalinin bulunduğu, ancak bu ayrımın kesin olarak yapılmasının tıbben mümkün olmadığının” belirtilmesi karşısında, olay yerini gösteren kamera kayıtları, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı suçu işlediği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Mağdurun Olaydan Sonra Şikayetçi Olmayıp Evine Gidip Uyuması Karşısında Basit Cinsel Saldırıda Delil Yetersizliği
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/4746 sayılı kararı, mağdurenin kollukta alınan beyanında, olay akşamı alkol alıp yolda yürürken sanık ile karşılaştığını, sanığın kendisini eve bırakma yönündeki teklifini kabul etmemesi üzerine bir eli ile kolundan tutup diğer eli ile ağzını kapatarak, zorla sokak üzerinde bulunan evlerden birinin kömürlüğüne götürdüğünü, duruşmadaki beyanında ise sanığın eve bırakma teklifini kabul ettiğini ve kendi isteği ile sanıkla kömürlüğe gittiğini ifade etmiş olmasının aşamalarda çelişki oluşturması, mağdure hakkında tanzim edilen doktor raporlarında cinsel saldırıya ilişkin bir bulgunun elde edilememiş olması, sanığın tüm aşamalarda mağdure ile rızaya dayalı cinsel ilişkide bulunduğunu savunması, mağdurenin olaydan hemen sonra soruşturma makamlarına başvurmamasının haklı ve kabul edilebilir bir gerekçesi olmaksızın, evine gidip uyuması ve ertesi sabah uyanarak çalıştığı gazetede işlerini hallettikten sonra karakola müracatta bulunması karşısında, savunmanın aksine, sanığın mağdure ile rızası dışında cinsel ilişkiye girdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı bir delilin bulunmaması karşısında, sanığın atılı suçlardan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Mağdurun Olayı Ayrıntılı Anlatamaması Karşısında Basit Cinsel Saldırıda Delil Yetersizliği
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/14873 sayılı kararı, mağdurenin aşamalardaki beyanlarında olayın şekli ve zamanına ilişkin ayrıntılı anlatımlarının olmadığı, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 14.03.2012 tarihli rapora göre de beyanlarına ancak kuvvetli delillerle birlikte desteklendiği takdirde itibar edilebileceğinin belirtildiği, yapılan hymen muayenesinde eski yırtık tespit edilmişse de, yırtığın olay tarihinde mi yoksa daha önce mi oluştuğu hususunda netlik bulunmadığı gibi sanık tarafından gerçekleştirildiğine dair somut delil de bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırıdır.
Mağdur İle Sanığın Daha Önce Karı Koca Gibi Birlikte Yaşamaları Karşısında Basit Cinsel Saldırıda Delil Yetersizliği
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2017/74 sayılı kararı, Mağdurenin aşamalarda değişen anlatımları, sanığın kovuşturma evresinde mağdurenin rızasıyla cinsel ilişkiye girdiği şeklindeki savunması, mağdurenin olay anında iradesini ortadan kaldıracak ve mukavemetine mani olacak düzeyde uyuşturucu madde etkisinde olduğunu gösteren somut bir tespitin bulunmaması, olaydan kısa süre sonra alınan 18.08.2014 tarihli doktor raporunda vücutta herhangi bir darp cebir izine rastlanılmadığının bildirilmesi, mağdure ile sanığın daha önce karı koca gibi birlikte yaşayıp müşterek çocukları bulunduğunun anlaşılması ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın eylem tarihinde yirmiki yaşında olan mağdureyle rızası dışında cinsel ilişkiye girip hürriyetinden yoksun bıraktığını kabule yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçlardan beraatine karar verilmesi yerine oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Sanığa Husumeti Bulunan Tanığın Beyanı Karşısında Basit Cinsel Saldırıda Delil Yetersizliği
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2015/2314 sayılı kararı, Oluş ve tüm dosya kapsamına göre, K1 ile aralarında husumet bulunan K3’nın beyanları dışında suçun oluştuğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında, K1’nin müsnet suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Neden Cinsel Suçlar Avukatı ile Çalışmalıyım?
Cinsel suçların hepsinin cezaları birbirinden farklıdır. Bu nedenle farklı mahkemelerde duruşmaları yapılır. Mesela, cinsel taciz suçu ve sarkıntılık suçu asliye ceza mahkemelerinde görülürken, cinsel saldırı suçunda ağır ceza mahkemeleri görevlidir.
Bu nedenle cinsel davranışların, suç oluşturup oluşturmadıkları ya da hangi suçu oluşturacağını belirlemek fail açısından çok önemlidir. Bu tespit yapılırken Cinsel Suçlar Avukatı nezaretinde olay örgüsü mantık silsilesi çerçevesinde aktarılmalı ve lehe olabilecek deliller adli makamlara eksiksiz sunulmalıdır.
Bu itibarla, cinsel suçlarda, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasında ve yine yargılama sürecinde gerek şüpheli ve sanık, gerekse mağdur yönünden yasal haklarının Cinsel Suçlar Avukatı ile birlikte savunulması büyük önem taşır.
Cinsel saldırı, cinsel taciz ve sarkıntılık gibi cinsel suçlar ile basit cinsel saldırıda delil yetersizliği konusunda Cinsel Suçlar Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.