Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hedef alındığı şiddet eylemlerinin sıklığının gittikçe arttığı herkes tarafından bilinen bir olgudur. Bu nedenle özelikle fiziksel şiddetin önüne geçilebilmesi amacıyla bazı düzenlemeler yapılmış ise de rakamsal boyut göz önüne alındığında arzu edilen sonucun tam anlamıyla alınamadığı ortadır. Yazımızda, söz konusu düzenlemelerden en bilineni olan Beyaz Kod uygulaması nedir? Beyaz Kod sürecinde yapılması gerekenler nelerdir? Beyaz Kod durumunda hekimlerin ve sağlık görevlilerinin hakları nelerdir? Yargıtay Beyaz Kod uygulamasına ilişkin nasıl kararlar vermiştir? Beyaz Kod sonrası hangi hukuki süreçler takip edilmelidir? Sorularına cevap vermeye çalışacağız.
Beyaz Kod Nedir?
Beyaz Kod hekimlere ve sağlık görevlilerine yönelik sağlık hizmetinin sunumu sırasında veya bu görevlerinden dolayı maruz kaldıkları şiddet eylemlerini önleme adına uygulanan bir tedbir ve acil durum aracı olarak tanımlanabilir.
Sağlık çalışanları sözlü yahut fiziksel şiddet olayları ile karşı karşıya kaldıklarında yeterli müdahale ve dış güvenlik gücü desteği sağlanarak, gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması ve bu şiddete karşı yasal sürecin başlatılması için beyaz kod bildiriminde bulunulur.
Beyaz kod uygulaması ile öncelikli amaç hali hazırda mevcut olan şiddetin önlenmesi ve güvenlik tedbirlerinin alınmasıdır. Sonrasında ise, sözlü veya fiziksel şiddet vakıası adli mercilere iletilir ve böylelikle hukuksal sürecin başlaması sağlanır.
Beyaz Kod Bildirimi Nasıl Yapılır
Hekimlere ve sağlık görevlileri kendilerine yönelik şiddet olaylarını beyaz kod sistemine bildirmek için 24 saat hizmet veren “113” numaralı çağrı merkezini arayabilirler. Bunun yanında www.beyazkod.saglik.gov.tr adresindeki bildirim formunu kullanarak da şiddet olayını bildirebilirler.
Burada önemli bir hususun altını çizmek gerekir. Beyaz kod bildiriminin sadece olay anında verilmiş olması gerekmez. Bu bildirim, şiddet olayından sonra da yapılabilir.
Şiddete maruz kalan kişiler beyaz kod bildirimini kendileri değil de çalıştıkları kurumdaki yetkili birimi bilgilendirmek suretiyle yapmışlar ise beyaz kod bildirim formunun kurum yetkilisi tarafından doldurulması gerekmektedir.
Beyaz Kod Uygulamasından Kimler Yararlanabilir?
Sağlık hizmeti sunumu esnasında veya bu görevlerinden dolayı daha ziyade kasten yaralama, tehdit, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme eylemleri şeklinde görülen şiddet eylemlerine yönelik beyaz kod bildirimlerinde kamu veya özel sağlık kuruluşu ayrımı yoktur. Dolayısıyla ister kamu kuruluşunda isterse özel sağlık biriminde görev yapsın tüm sağlık çalışanları beyaz kod bildirimini yapabilirler.
Nitekim Anayasa Mahkemesi, görevleri sebebiyle işlenen tehdit ve hakaret suçları yönünden cezaların arttırılmasına ve şartlar oluşsa dahi hapis cezasının ertelenmesinin uygulanmamasına dair hükümlerin özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan hekimler ile yardımcı sağlık personeli açısından da uygulanması gerektiğine karar vermiştir.
Burada önemli olan husus, şiddet eyleminin sağlık hizmetinin sunulması ile ilgili olmasıdır. Bu nedenle, şiddet eylemi mesai saatleri haricinde ya da sağlık kuruluşu dışında bir yerde işlense dahi beyaz kod bildirimi yapılabilir. Bu itibarla, özel sağlık kuruluşlarında görev yapan hekimler ile yardımcı sağlık personeli şiddet eylemleri açısından kamu görevlisi kabul edileceklerinden şikâyetçi olmasalar dahi beyaz kod sonrası başlayacak hukuki süreç kesin karar verilene kadar devam edecektir.
Beyaz Kod Bildirimi Esnasında Yapılması Gerekenler Nelerdir?
- Olay Tutanağı Düzenlenmelidir
Ceza yargılamasında, serbest delil ve serbest değerlendirme sistemleri kabul edilmiştir. Bu nedenle hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delil ispat unsuru olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda ceza yargılamasında maddi gerçeğin ispatı amacıyla en çok kullanılan araçlardan biri de mağdur beyanıdır. Tek başına mağdur beyanının sanık beyanı karşısında bir üstünlüğü bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, şüpheden sanık yararlanır ilkesine ters düşmemek için mağdur beyanının ek delilerle desteklenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının, adli süreçlerde ispat aracı olabilmesi adına olaya tanık olan kişilerin isimleri ile birlikte, olayın mevcudiyetini gösteren darp raporu, kamera kayıtları gibi belgeleri barındıran bir tutanak düzenlemelidir.
Tutanakta, olayın gelişim seyrine ve özellikle şiddet eyleminin ayrıntılarına yer verilmelidir. Olaya tanık olan kişilerin isimlerinin bildirilmesi çok önemlidir. Zira bu tarz suçlarda somut olayı net ve istikrarlı bir biçimde aktarabilen tanıkların ifadeleri karar verme noktasında etkili olmaktadır. Şiddet eylemine maruz kalan hekimler ve sağlık görevlilerinin olayı gören personel, hasta ya da hasta yakınlarının isimlerini beyaz kod bildirimine yazmak ve sonrasında da ifade vermelerini sağlamak için ikna etmelerine ihtiyaçları yoktur. Zira tanıklık kamu görevi olup, adli makamlar kendilerini çağırdıklarında gitmek zorundadırlar.
Beyaz kod sonrası başlayan yargılamalarda ne yazık ki, delil toplanması yönünde gerekli işlemler yapılmadığı için delil yetersizliği nedeniyle sıkça beraat kararları verilmektedir.
Nitekim, Yargıtay 4. Ceza Dairesi 08.12.2021 tarih ve 2021/28765 sayılı kararında,sanığın hakaret suçunu inkar etmesi, kolluk görevlisinin ifadesinde, sanığın hakaret ettiğini duymadığını beyan etmesi, “Beyaz Kod” ihbar tutanağında, sanığın hakaretinden söz edilmemesi, hastane çalışanın ifadesinde, hakaret içeren sözlerin neler olduğunu hatırlamadığını belirtmesi, mahkemede sanığın hakaret ettiğini söyleyen hastane güvenlik görevlisinin olaydan hemen sonra verdiği kolluk ifadesinde, sanığın hakaretinden söz etmemesi karşısında, mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi de 11.05.2016 tarih ve 2016/10237 sayılı kararında, Beyaz Kod Olay Formunda, tanık olarak …’ın gösterildiği, olaya ilişkin düzenlenen CD inceleme tutanağında sanığın hakaret ve yaralama eylemlerine yönelik bir delil bulunmaması karşısında, anılan tanıkların kovuşturma evresinde ifadeleri alınmadan ve bu tanıkların anlatımı yöntemince tartışılıp değerlendirilmeden, hakaret ve yaralama suçlarından mahkûmiyet kararı verilmesi yasaya aykırı görülmüştür
2. İstenmesi Halinde Hukuki Yardım Talep Formu Doldurulmalıdır
Şiddete maruz kalan sağlık çalışanları kendileri bizzat adli süreci takip edebilecekleri gibi vekâletname vermek suretiyle davanın takibini sağlayabilirler. Ancak adli yardımdan yararlanmak istiyorlarsa talep etmeleri halinde, hukukî yardım alabilirler.
Beyaz Kod Uygulamasında Hekimlerin ve Sağlık Görevlilerinin Hakları Nelerdir
Şiddet eylemine ilişkin hukuki süreç sağlık çalışanları tarafından doğrudan Cumhuriyet savcılığına verilecek suç duyurusu ile başlatılabilir. Ancak beyaz kod uygulaması ile hekimlere ve sağlık görevlilerine birtakım haklar ve kolaylıklar sağlanması amaçlanmıştır. Beyaz kod sisteminin kullanılması ile sağlık çalışanlarının şu hakları doğar.
- Sağlık Hizmeti Sunmaktan Çekilebilirler
Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 12. maddesine göre, “şiddetin vuku bulduğu sağlık kurum ve kuruluşunda, faile veya yakınına mağdurun verdiği hizmeti verebilecek başka sağlık personeli ve yardımcı sağlık personeli bulunması halinde hizmet ilgili diğer personel tarafından verilir.”
Ayrıca genelgeye göre de, sağlık çalışanları, sağlık hizmeti sunumu esnasında şiddete uğraması halinde, acil verilmesi gereken hizmetler hariç olmak üzere hizmetten çekilme talebinde bulunabilir
2. İfadelerini Çalıştıkları Yerde Verebilirler.
Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 12. maddesine göre, “Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlardan şüpheli olanlar, kolluk görevlilerince yakalanır ve gerekli işlemleri yapılarak Cumhuriyet başsavcılığına sevk edilir. Cumhuriyet savcısı adli işlemleri tekemmül ettirir. Bu suçların soruşturmasında, kolluk tarafından müşteki, mağdur veya tanık olan sağlık personelinin ifadeleri işyerlerinde alınır.”
Bu itibarla mağdur ya da olaya tanıklık eden personelin karakola gitmesine gerek kalmamaktadır. Ancak, uygulamada hem kolluk görevlilerinin hem de sağlık çalışanlarının bu hususa tam vakıf olmamaları nedeniyle ifade vermek için hala sağlık çalışanlarının karakola çağrıldığı görülmektedir.
Son olarak, şiddet nedeniyle çalışılan yerde ifade verme işleminin yasa uyarınca özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel açısından da geçerli olduğunu belirtmek isteriz.
Beyaz Kod Sonrası Başlayacak Ceza Davası Süreci
Beyaz kod verildiğinde hazırlanan tutanak ve kamera görüntüsü, adli rapor gibi ispat niteliğinde olan belge ve bulgular, öncelikle Cumhuriyet savcısı tarafından incelenir. Cumhuriyet savcısı somut olayla ilgili dava açılmasını gerekli görürse iddianameyi mahkemeye sunar. Daha sonra yargılama aşaması başlar ve duruşma tarihi verilerek taraflara duruşmalara katılmaları için çağrı kâğıdı gönderilir.
Şiddete maruz kalan sağlık çalışanı davasını bizzat ya da vekâletname vereceği avukatı il birlikte takip edebilir. Bunun yanında yukarıda da değinildiği gibi, hukuki yardım talebi var ise atanacak bir avukat ile de takip mümkündür. Şu husus ifade edilmelidir ki, mahkeme Avukat olsa dahi mağdur tarafı bizzat dinlemek ister. Bu nedenle mazeret olmaksızın duruşmaya katılım sağlanmaz ise bir sonraki celse zorla getirme kararı verebilir.
Mağdur sağlık çalışanı yargılama esnasında yaşanan şiddet olayının olduğu yerden farklı bir şehirde yaşıyorsa duruşmanın yapılacağı adliyeye gitmek zorunlu değildir. Mağdur, bulunduğu yerdeki adliye aracılığıyla ifadesini verebilir.
Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun Ek 12. maddesinde sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla sanık hakkında tutuklama kararı verilmemiş ise söz konusu yasa uyarınca sanığın tutuklanması talep edilmeli gerekirse itiraz yolu kullanılmalıdır.
Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun Ek 12. maddesinde ayrıca, Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında;
a) Cezaların yarı oranında artırılacağı,
b) Türk Ceza Kanununun 51 inci maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Eğer bu düzenlemeye aykırı karar verilirse kararın niteliğine göre itiraz veya istinaf yoluna muhakkak müracaat edilmelidir.
Beyaz Kod Sonrası Açılacak Tazminat Davası
Beyaz kod bildirimi yapılan olaylarda verilen cezalar genellikle 2 yılın altında kalmaktadır. Bu itibarla sabıkası olmayan sanık açısından 2 yıldan az verilen cezalar için genellikle HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararı verildiği görülmektedir. Bu durumda cezaların caydırıcılık özelliğinin ortadan kalktığını söylemek çok yanlış olmayacaktır.
Bu nedenle fiziksel ya da sözlü şiddete maruz kalan hekim ve sağlık görevlilerinin ülke şartlarında ceza davasının yanında daha caydırıcı olduğunu düşündüğüm tazminat davası açmaları doğru olacaktır.
Şiddet eylemi sonrası yaralanan veya sözlü saldırıya uğrayan hekim ve sağlık görevlileri tazminat davası açabilirler. Zira ceza yargılamasına konu olan suç aynı zamanda haksız fiil oluşturmaktadır. Bu nedenle mağdur olan sağlık çalışanlarının şiddet olayıyla bağlantılı maddi ve manevi zararlarını isteme hakları bulunmaktadır.
Eğer şiddet eylemi ceza davasına konu olmuş ve sanık cezalandırılmış ya da hakkında HAGB kararı verilmiş dolayısıyla suçlu olduğu sabit olmuşsa bu durumda hukuk mahkemelerinde suçun işlendiğini ispat zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle ceza yargılamasındaki karar tazminat davası için önem taşımaktadır.
Fiziksel şiddet sonucunda sağlık çalışanlarının maddi bir zararı oluşabilir. Örneğin yaralama neticesinde işine gidememiş, ücretsiz izin almış ya da hastane masrafları ortaya çıkmış olabilir. Bu hususların ispat edilmesi durumunda mahkeme maddi tazminat davasını kabul edecektir.
Ayrıca sağlık çalışanlarının fiziksel veya sözlü şiddet karşısında manevi tazminat talep etme hakları da bulunmaktadır. Mağdur olan sağlık çalışanları maddi bir kayba uğramamış olsalar bile kişilik haklarının zedelendiği göz önüne alındığında hukuk mahkemelerinde manevi tazminat talepli dava açabilirler. Mahkemenin manevi tazminata karar verebilmesi için şiddet eyleminin ve ispat edilmesi gerekir. Yukarıda da bahsedildiği gibi aynı zamanda ceza davası mevcutsa ve orada sanığın suçu işlediğine karar verilmiş ise hukuk mahkemesi artık olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini inceleme konusu yapmaz.
Tazminat davası şiddete maruz kalmış mağdurun faili ve zararı öğrenmesinden itibaren 2 yıl ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren 10 yıl içerisinde açılmalıdır. Aksi takdirde zamanaşımı nedeniyle hak kaybı söz konusu olur.
Açıklanan sebeplerle birlikte beyaz kod ile birlikte deliller adli makamlara bildirilmeli, ceza yargılaması bizzat veya avukat aracılığı ile takip edilmeli ve maddi, manevi talepli tazminat davası açılmalıdır.
Beyaz Kod uygulaması ve sonrasındaki dava süreci ile ilgili olarak sağlık hukuku avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.