Cep telefonu hırsızlığı cezası cep telefonunun çalındığı anda nerede olduğu, değeri, hangi vakitte ele geçirildiği gibi birçok etkene bağlı olarak değişmektedir. Nitekim örneğin cep telefonu kapısı açık araç içerisinden çalındığında basit hırsızlık suçu oluşurken, işyerinde bu eylemin gerçekleşmesi durumunda nitelikli hırsızlık suçu meydana gelecektir.
Cep telefonu hırsızlığı suçunun takibi şikayete bağlı değildir. Bu nedenle, bu suç ile ilgili bir şikayet süresi de yoktur. Dava zamanaşımı süresi içerisinde savcılık durumdan haberdar edilirse şüpheliler hakkında soruşturma başlatılabilir.
Cep Telefonu Hırsızlığı Yargıtay Kararları
Daha önceki yazılarımızda, 18 yaş altı hırsızlık cezası, Hırsızlık suçunda parmak izinin önemi, Hırsızlık suçu nasıl ispatlanır – ispat yöntemleri, Hırsızlık suçu şikâyete tabi midir? Hırsızlık suçunda mağdurun rızası konularında Yargıtay’ın örnek kararları bağlamında açıklamalar yapılmıştı.
Bu yazımızda ise çeşitli tarihlerde Yargıtay ilgili ceza daireleri tarafından verilmiş örnek kararlar üzerinden, cep telefonu hırsızlığına ilişkin çeşitli durumlar açıklanmaya çalışılmıştır.
Suçun Sabit Olmasına Rağmen Cep Telefonu Hırsızlığından Beraat Kararı Verilmesi
Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 2015/5728 sayılı kararı, Müştekiye ait hırsızlığa konu cep telefonunun olay günü saat 08:45 civarında çalınması, TİB kaydına göre çalınan telefonun sanık adına kayıtlı olan ve sanığın kendisine ait olduğunu kabul ettiği telefon hattı ile aynı gün saat 09:42’de ilk defa kullanılması, yani hırsızlık olayı ile telefon cihazının ilk kullanımı arasında kısa bir sürenin bulunması; sanık savunmasında telefonu cep telefonu seyyar satıcıdan aldığını savunmuş ise de, hırsızlık olayı ile cep telefonunun satın alındığı mevkiinin birbirine yakın yerler olması dikkate alındığında hırsızlık olayını gerçekleştiren kişinin 1 saatlik süre içerisinde cep telefonunu aynı mevkide seyyar tezgah açıp satmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu durum ve sanığın aşamalarda değişen çelişkili beyanları, telefonu satın aldığına dair herhangi bir belge ibraz edememesi karşısında; üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olması karşısında mahkumiyeti yerine delillerin takdirinde hataya düşülerek sanık hakkında beraat karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 2015/6939 sayılı kararı, Sanık, aşamalarda her ne kadar suçlamaları kabul etmeyerek hırsızlık konusu cep telefonunu emaneten aldığını savunmuş ise de, tanık Ş.. T..’un ifadesinde, sanığı mağdurun evine saat 05:00 sularında girerken gördüğünü, hırsızlık olayını öğrenince mağdurla birlikte çalınan cep telefonuna beraberce kendi telefonundan “hemen telefonu getir, karakolun önündeyim, getirmezsen şikayetçi olacağım” şeklinde mesaj gönderdiklerini, sanığın da “tamam geleceğiz” şeklinde mesajla cevap verdiğini söylediği, mağdurun da 16/09/2010 tarihli hazırlık ifadesinde aynı yönde beyanda bulunduğu, 17/09/2010 tarihli ek ifadesinde ise, hırsızlık konusu cep telefonun poşet içerisinde evinin kapısına bırakıldığını belirtmesi karşısında, sanığa atılı bulunan hırsızlık suçunun sübuta erdiği gözetilmeden, mahkumiyeti yerine, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek atılı suçtan beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Cep Telefonu Hırsızlığı Suçuna Teşebbüs
Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 2015/5836 sayılı kararı, sanığın baştan itibaren polis tarafından izlendiği, hırsızlık sonrası cep telefonunu sattığı yeri tespit etmek amacıyla hemen yakalanmadığı ve takibe devam edildiği, telefonu sattığı sırada yakalandığı ve cep telefonunun müştekiye teslim edildiğinin anlaşılması karşısında, kolluk tarafından kesintisiz takip sonucu yakalanan sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, sanık hakkında tamamlanmış hırsızlık suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Cep Telefonu Hırsızlığı Suçunda Etkin Pişmanlık
Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 2015/7332 sayılı kararı, 13.07.2011 tarihli tutanak içeriğine göre kollukça eşgal bilgilerinin tanık beyanı ile uyumlu olması üzerine teşhis işlemi yapılmak üzere sanığın yakalandıktan sonra çantasından hırsızlığa konu cep telefonunu çıkararak kolluğa teslim etmesi nedeni ile rızai iade söz konusu olmadığından 5237 sayılı TCK’nın 168 maddesinin sanık hakkında uygulanamayacağının gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2015/22801 sayılı kararı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168/1. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerine göre, kovuşturma başlamadan önce mağdurun zararının giderilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarının indirilmesi, 2. fıkra uyarınca da etkin pişmanlığın kovuşturma başlandıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde ise, verilecek cezanın yarısına kadarının indirilmesi gerektiği nazara alındığında, somut olayda sanık ve müdafiinin alınan beyanlarında hırsızlığa konu cep telefonunun satıldığı yerin ve kişinin bizzat sanık tarafından polislere gösterildiğinin, bu telefonu satın alan kişinin de zararının karşılandığını beyan ettikleri, telefonun yerinin sanık tarafından gösterildiği hususunun 02/08/2011 tarihli İlçe Emniyet Müdürlüğünce hazırlanan fezleke ile doğrulandığı, bu kapsamda telefonun satıldığı 3. kişi beyanına başvurularak zararının karşılanmış olması halinde sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Cep Telefonu Hırsızlığı Suçunda Parmak İzinin Önemi
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2013/27274 sayılı kararı, hırsızlığa konu cep telefonunun çalındığı gecenin sabahı olan 01/04/2011 tarihi saat 08.03 de önce sanık S.. G.. tarafından kullanıldığı, aynı cep telefonunun 02/04/2011 tarihinde saat 08.27 de de bu kez diğer sanık Ö.. D.. tarafından kullanıldığı, sanıkların, katılanın evinden çalınan cep telefonunu kendi hatlarıyla kullandıkları belirlenmiş olmakla, olay yeri incelemesi neticesinde elde edilen parmak iziyle sanıkların parmak izleri karşılaştırılıp rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik kovuşturma sonucu yazılı gerekçe ile sanıkların beraatına karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Suç Sabit Olmamasına Rağmen Cep Telefonu Hırsızlığından Mahkumiyet Kararı Verilmesi
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2014/9830 sayılı kararı, Sanığın atılı hırsızlık suçunu işlediğini, cep telefonunu tanık Ferhat’a sattığını ve kimlik fotokopisi üzerindeki yazıların ve imzanın kendisi tarafından yazıldığını kabul etmemesi, tanık Ferhat tarafından ibraz edilen sanığın kimlik fotokopisi üzerindeki yazıların sanığın elinden çıkmadığının ve imzasının da taklit edildiğinin bilirkişi raporuyla tespit edilmesi, iletişim kayıtlarında sanığın suça konu cep telefonunu kullandığına ilişkin bir kayıt bulunmaması karşısında, sanığın atılı hırsızlık suçunu işlediğinin sübut bulmadığı gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Kapısı Açık Araç İçeresinde Gerçekleştirilen Cep Telefonu Hırsızlığı
Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 2018/16840 sayılı kararı, sanığın hırsızlığa konu cep telefonunu, müştekinin kapısını açık bıraktığı araç içerisinden çaldığının anlaşılması karşısında, eylemin TCK 141/1. maddesinde yer alan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde TCK 142/1-b maddesi gereği hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Otobüste Gerçekleştirilen Cep Telefonu Hırsızlığı
Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 2019/6383 sayılı kararı, 1-Sanığın olay tarihinde… otogarında bulunan otopark içerisindeki … isimli otobüsten suça konu cep telefonunu çaldığı şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-c maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanunun 141/1 maddesi ile uygulama yapılması yasaya aykırıdır.
Gece Vakti İşlenen Cep Telefonu Hırsızlığı
Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 2019/6383 sayılı kararı, mağdurun 23.12.2014 tarihinde savcılığa yaptığı müracaatında ve kovuşturma aşamasında, 18/12/2014 tarihinde saat 21:30-22:30 saatleri arasında… Otogarında bulunan otopark içerisindeki otobüsten cep telefonunun çalındığını beyan ettiği, HTS kayıtlarında ise sanığın, hırsızlık konusu cep telefonunu ilk kez 18/12/2014 tarihinde saat 12:49’da kullandığının tespit edildiği anlaşılmakla suç tarihi ve saatinin mağdurdan sorularak sonucuna göre gece vakti olması halinde sanık hakkında TCK’nın 143. maddesi gereği verilen cezadan belirlenecek oranda artırım yapılması gerektiğinin karar yerinde tartışmasız bırakılması yasaya aykırıdır.
Cep Telefonu Hırsızlığı ve Zincirleme Suç Hükümleri
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2014/26187 sayılı kararı, Sanığın, yakınanlar H.. Y.. ile S.. B..’a ait hastane odasında bulunan masa üzerine konulan iki adet cep telefonunu çaldığı olayda; sanığın, bu iki cep telefonunun birden fazla şahsa ait olduğunu bilebilecek durumda bulunduğunun kabulü halinde, eylemin yakınan sayısı kadar hırsızlık suçunu oluşturacağı, cep telefonlarının birden fazla şahsa ait olduğunu bilebilecek durumda olmadığının kabulü halinde ise eylemin tek bir hırsızlık suçunu oluşturacağı ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayacağı gözetilmeyerek bu konuda bir araştırma yapılmadan, sanığın eyleminin tek hırsızlık suçu kabul edilerek zincirleme suç hükümlerine göre verilen cezada artırım yapılması yasaya aykırıdır.
Cep Telefonu Hırsızlığında Abonelik Sözleşmesinin Suçun Sübutuna Etkisi
Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 2014/3788 sayılı kararı, Olay tarihinde, mağdurun ikametine girilerek üç adet cep telefonunun çalındığı, olaydan iki gün sonra mağdura ait 0 536 952 64 59 numaralı hattının takılı bulunduğu hırsızlık konusu cep telefonundan sanık adına kayıtlı olan 0 539 841 58 41 numaralı telefon hattına kontör transfer edildiği olayda, sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek anılan hattın kendisine ait olmadığını, son 10 yıldır İstanbul’da yaşadığını beyan etmesi, abonelik sözleşmesinin Batman ilinde düzenlenmiş olması karşısında; söz konusu telefon hattına ilişkin abonelik sözleşme aslı ve ekindeki belgelerin temin edilerek sanığın yazı ve imza örnekleri alınıp, bilirkişi incelemesi yaptırılarak suça konu hattın abonelik işlemleri sırasında atılan imzaların sanığa ait olup olmadığının tespit edilmesi, ayrıca bu telefon numarası üzerinden görüşme yapılan diğer kişiler araştırılıp tanık olarak dinlenerek söz konusu telefonunun sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığının kuşkuya yer verilmeyecek bir şekilde belirlenerek, tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırmaya dayanılarak karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Cep Telefonu Hırsızlığı Suçunda Değer Azlığının Cezaya Etkisi
Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 2019/11204 sayılı kararı, 5237 sayılı TCK’nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK’nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; dosya içeriğindeki takdiri kıymet tutanağında hırsızlık konusu cep telefonunun camı kırık olduğu için piyasa fiyatının 50,00 TL ile 100,00 TL arasında olduğunun tespit edilmesine göre, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nun 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Cep Telefonu Hırsızlığı Suçunda HTS Raporlarının Önemi
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2015/9572 sayılı kararı, Sanığın aşamalardaki savunmasında atılı suçlamayı kabul etmemesi ve çalınan telefonların başka hırsızlık suçuna konu cep telefonları ile birlikte hakkında beraat kararı verilen sanık …’in ikametinde ele geçtiğinin anlaşılması karşısında; suç tarihinden itibaren suça konu cep telefonları ile iletişimi gösterir HTS raporları alınarak, sanığın çalınan cep telefonlarını kullanıp kullanmadığı, kullanan şahıslar ile sanık arasında bağlantı bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra tüm deliller bir arada değerlendirilip sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümlülüğüne karar verilmesi yasaya aykırıdır.
İşyerinde Gerçekleştirilen Cep Telefonu Hırsızlığı
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2019/19265 sayılı kararı, Sanığın aşamalardaki savunmalarında, suça konu cep telefonunu katılanın iş yeri önünde bulunan aracın açık olan camından elini uzatarak araç içinden çaldığını savunduğu, katılanın …’in soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, olay günü saat 12.30 sıralarında, toptancıdan yeni mal geldiği ve müşterilerle ilgilendiği için meşgul olduğunu, mahalleden tanıdığı …’ın yanında bir erkek şahıs ile iş yerine girip sigara satın alıp gittiklerini, yaklaşık yarım saat sonra tezgah üzerinde duran cep telefonunun yerinde olmadığını gördüğünü beyan ettiği, katılanın kovuşturma aşamasında alınan ifadesinde ise iş yerine araçla malzeme getirdiğini, bunları indirirken aracın kapısının ve camın açık olduğunu, cep telefonunun aracın göğüs kısmında bulunduğunu, bu esnada meşgul olduğunu, müşterileri gönderdikten sonra telefonun yerinde olmadığını farkettiğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, cep telefonunun kapısı ve camı açık bırakılan araç içinden çalındığının tespit edilmesi halinde sanığın eyleminin TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen basit hırsızlık suçunu oluşturacağı, cep telefonunun iş yeri içinden çalındığının tespit edilmesi halinde ise aynı Kanun’un 142/2-h. maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilerek, katılandan cep telefonunun araç içinden mi yoksa iş yeri içinden mi çalındığı sorularak, katılanın soruşturma ve kovuşturma aşamalarında alınan ifadeleri arasındaki çelişkinin giderilmeye çalışılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi
Hırsızlık suçu ve özelinde cep telefonu hırsızlığı ile ilgili olarak her türlü hukuki probleminizde Kayseri Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.