Yazımızda, çeşitli tarihlerde ilgili ceza daireleri tarafından dolandırıcılığa teşebbüs Yargıtay kararı üzerinden konu açıklanmaya çalışılacaktır.
Dolandırıcılığa teşebbüs Yargıtay kararı konusuna girmeden önce dolandırıcılık suçu üzerine genel bir bilgi vermek faydalı olacaktır.
Dolandırıcılık Suçunun Şartları Nelerdir?
Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlanması durumunda dolandırıcılık suçu gerçekleşmiş kabul edilir.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, bazı unsurların gerçekleşmesi şarttır. Bunlar,
* Failin hileli hareketler ile eylemini gerçekleştirmesi,
* Bu hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
* Failin, mağdurun veya başkasının zararına, kendisinin veya başkasının yararına haksız bir fayda elde etmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, mağdura uğradığı zarar ile failin hareketi arasında uygun bir illiyet ilişkisi yoksa ya da hileli davranış, normal bir insanı aldatacak nitelikte değil ise, daha doğrusu basit bir yalandan ibaretse bu durumda dolandırıcılık suçu meydana gelmez.
Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçu da malvarlığına karşı işlenen bir suç olmasına rağmen aldatma üzerine kurulmuş olması yönüyle, hırsızlık, güveni kötüye kullanma gibi diğer suçlardan ayrılmaktadır.
Bu itibarla, tek başınafailin yalan söylenmesi, dolandırıcılık suçunun hile unsuru yönünden yeterli kabul edilemez. Bu yalanın, mağdurun, söylenen sözü veya yapılan davranışı inceleme irade ve isteğini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması gereklidir. Bunun yanında, hilenin aldatıcı kabul edilebilmesi için, bazı durumlarda failin eylemine bir takım dış hareketlerin eklenmiş olması da gerekmektedir.
Aksi halde aldatıcılık niteliği bulunmayan söz ve davranışlar kamu düzenini bozacak nitelikte kabul edilmediğinden hukuki ihtilaf kapsamında değerlendirilmekte ve bu eylemler ceza kanununun konusunu oluşturmamaktadır.
Hilenin aldatıcı bir yalan olup olmadığı ise hâkim tarafından somut olayın özellikleri göz önünde tutulmak suretiyle belirlenmektedir. Bu itibarla, mağdurun olayı algılama biçimi, mağdurun eğitimi, yaşı gibi kişisel özellikleri yanında, failin hileli davranışının yöntemi, hile için kullanılan araç ya da belgelerin özellikleri bütün olarak hâkim tarafından değerlendirilir.
Dolandırıcılık Suçunun Cezası Ne Kadardır?
TCK’nın 157. maddesine göre, dolandırıcılık suçunun basit halini işleyenler bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli dolandırıcılık suçu ise TCK’nın 158. maddesinde düzenlenmiştir. Dolandırıcılık suçunu kanunda belirtilen şekillerden birisiyle işleyen kişiler üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
TCK’nın 35. Maddesinde teşebbüs hükümleri düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.”
TCK’nın 35. maddesi gereğince dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işleyen kişilerin TCK’nın 157 ve 158 maddeleri uyarınca belirlenecek cezalarından dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirim yapılacaktır.
Sabit Görülen Eylem Nedeniyle Dolandırıcılığa Teşebbüs Yargıtay Kararı
Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2015/6900 sayılı kararı, Sanıkların, Gaziantep ilinden Adana iline yanlarında getirdikleri üzerinde 22 ayar yazan ancak gerçekte 19,8 ayar olan, 22 adet bilezikten 4 adetini ilk olarak şikayetçi Ferit’e ait B.. K.. isimli işyerinde 3.520 TL’ye bozdurdukları, daha sonra şikayetçi Serhat’a ait D.. B.. isimli işyerine gittikleri ve burada da 4 adet bileziği bozdurmak istedikleri lakin Serhat’ın bileziklerin ayarının düşük olduğunu fark ederek bilezikleri satın almadığı, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediği iddia ve kabul edildiği olayda, sanıkların bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eylemlerinin dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2015/4037 sayılı kararı, Sanıklar … ve …’nun fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle şikayetçiler ve katılan … adına düzenledikleri sahte belgelerle ….Bank Kayseri şubesine gelip ibraz ettikleri sahte belgelerle 50.000 TL kredi talebinde bulundukları ve ilgili banka görevlilerinin sanıkların kullandıkları hileli davranışlara aldanarak kredi taleplerini kabul edip sanıklara 50.000 TL kredi verdikleri, yine sanıklar … ve …’nun fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle sanık …’dan temin ettikleri sahte belgelerle … Kayseri şubesine başvurarak 100.000 TL kredi almak için başvurdukları, ancak henüz krediyi alamadan sanıkların yakalandıkları, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve bu suça teşebbüs ile resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri, yine sanık …’un … Kayseri şubesine karşı dolandırıcılığa teşebbüs suçunda sahte evrakları hazırlayıp sanık M…..’na göndererek üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edilen olayda; Sanıklar … ve … ikrarı, katılan ve tanık beyanları, teşhis tutanakları ile tüm dosya kapsamına göre; sanıklar … ile …’nun fikir ve eylem birliği içerisinde nitelikli dolandırıcılık, sanık …’nın ise nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediklerine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2016/11261 sayılı kararı, Sanığın K…. AVM’de bulunan …. isimli mağazada çeşitli giyim eşyaları alıp kasadaki kasiyere üzerinde Türk parası olmadığından Euro vereceğini söylediği, kasiyerin kabul etmesi üzerine Euro yerine suç tarihinde 133.94 TL değerinde olan 500 SEK (İsveç Kronu) verdiği, kasiyerin benzer olaylardan şüphelenerek durumu fark ettiği, mağaza müdürünü çağırdığı ve sanığın oyalamaya çalıştığı, ancak sanığın verdiği parayı alıp mağazadan kaçtığı ve mağaza güvenlik görevlileri tarafından yakalandığı, sanığın bu şekilde atılı dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği iddia olunan olayda; Sanığın savunmaları, şikayetçi ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından sanığın hileli hareketlerle katılandan haksız menfaat elde etmeye çalıştığı anlaşıldığından dolandırıcılığa teşebbüs suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tamamlanan Eylem Karşısında Dolandırıcılığa Teşebbüs Yargıtay Kararı
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2013/4926 sayılı kararı, Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için başkasının yararına menfaatin elde edilmesinin yeterli olacağından hareketle; katılanın, sanığın yanıltması üzerine kendisine gösterilen evi alacağı düşüncesiyle, yapılan sözleşme gereğince, almayı istemediği evin sahiplerine 5000 TL. kaparo verdiğinin anlaşılması karşısında; suçun tamamlandığı gözetilmeden, teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2014/21618 sayılı kararı, Mac Adams ünvanlı işyerinde kasiyer olarak çalışına mağdur İbrahim’e paket siparişi veren sanığın 50 TL verdiğinde mağdurun “….. bozuk yok….” diyerek, bu parayı bozdurup getirmesi için sanığa geri vermesini müteakip, diğer müşterilerle ilgilenen mağdurun dalgınlığından da istifade edip ona “…50 TL’ni ver de bozdurup getireyim madem….” demesi, böylece 50 TL daha alıp işyerinden hızla uzaklaşması ve fakat 14/03/2008 tarihli tutanakta belirtildiği gibi işyerinin bulunduğu …Plaza’dan çıkarken görevli polislerce yakalanması eyleminin “dolandırıcılığa teşebbüs” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda; Sanığın, kasiyer mağdurdan haksız yarar konu parayı alıp işyerinden ayrıldıktan sonra Zafer Plaza’dan çıkarken yakalandığı dosya kapsamından anlaşılmakla; suçun tamamlandığı dikkate alınmadan yazılı şekilde “suça teşebbüs” hükmünün uygulanması yasaya aykırıdır.
İcrai Hareketlere Başlanmaması Durumda Dolandırıcılığa Teşebbüs Yargıtay Kararı
Sanıkların mağdur …’i de arayarak mal siparisi verdikleri, sanıkların ödemeyi … şirketine ait çek ile yapacakalarını söylemeleri üzerine mağdurun durumu araştırdığında, sanıkların dolandırıcı olduğunu anlaması üzerine alışverişten vazgeçtiği somut olayda, sanıkların eyleminin suça hazırlık hareketi olarak değerlendirilmesi ve dolandırıcılık suçunun icrai hareketlerine başlamadan henüz hazırlık harekatı aşamasında yakalanmaları nedeniyle, sanıklara isnat edilen dolandırıcılığa teşebbüs suçunun yasal unsurlarının oluşmadığından, atılı suçtan sanıkların beraatine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Hatalı Beraat Kararı ve Dolandırıcılığa Teşebbüs Yargıtay Kararı
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2019/2559 sayılı kararı, Sanığın, sahte bileziklerden birisini müşteki …’ın çalıştığı İnci Kuyumculuk isimli iş yerine gelerek 890,00 TL para karşılığında sattığı, aynı gün katılan …’nin çalıştığı Altın İş Kuyumculuk isimli iş yerine geldiği, bilezik satmak istemesi üzerine katılanın bileziğin sahte olduğunu anladığı ve kolluk görevlilerine haber verdiği, sanığın ise olay yerinden uzaklaştığı sırada yakalandığı bu suretle dolandırıcılık ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın katılanın ismini sorması üzerine kendisini … olarak tanıtması, kolluğa haber verilmesi üzerine sahte bileziği almadan olay yerinden panikleyerek ayrılmış olması ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın baştan beri dolandırıcılık kastıyla hareket ederek, uzlaşma kapsamında kalan dolandırıcılık ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından mahkumiyeti yerine, yazılı gerekçe ile beraatine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2018/5658 sayılı kararı, Katılanlar ile sanık …’ın daha önceye dayanan tanışıklıkları bulunduğu, katılanların aracı olması sonucu 35 …. plakalı aracın, 2001 tarihinde sanık … tarafından,’dan satın alındığı, ancak araç satış bedelinin teminatı olması için, katılanlar ve sanık … tarafından suça konu “2.800.000 TL” bedelli senet imzalanarak’a verildiği, bir süre sonra suça konu senet bedelinin, katılanlardan aldığı borç para ile sanık … tarafından ödenmesine ve senedin geri alınmasına rağmen, sanık …’ın katılanlara suça konu senedi yırttığını söylediği, ardından suça konu senet üzerine “vade ve düzenleme tarihi ile, alacaklı olarak ismini ve yazı ile yazılan bedel kısmına da milyon kelimesini” tespit edilemeyen kişilere yazdırdığı, ardından birlikte hareket ettiği diğer sanık …’in cirosu ile diğer sanık …’a verdiği, sanık … tarafından da katılanlar aleyhine İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nde icra takibi başlatıldığı, bu surette sanıklar E…., İ…. ve H….’un nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve sanık …’ın ayrıca resmi belgede sahtecilik suçu işlediği iddia olunan somut olayda, sanıklar Erkan ve Haluk’un her hangi bir somut delile dayanmayan, soyut savunmaları, katılanların tüm aşamalardaki istikrarlı beyanları ve sanıklar E…. ve H….’un eylemleri neticesinde haksız icra takibine maruz kalan katılanların olayın asıl mağdurları olmaları, dolayısıyla önceden doğan bir borçtan bahsedilemeyeceği ve sanıklar E…. ve H….’un en başından itibaren dolandırıcılık kastı ile hareket ettikleri tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında, sanıklar E…. ve H…. hakkında nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan mahkumiyet yerine, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile beraat hükümleri verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2020/712 sayılı kararı, Sanığın, olay günü Türk Ekonomi Bankası …Şubesi’ne, müşteki adına üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sahte nüfus cüzdanı ile müracaat ederek kredi talebinde bulunduğu, müştekiyi tanıyan banka görevlisinin müştekiyi arayarak kendi kimliği ile üzerinde başkasının fotoğrafı bulunan bir şahsın kredi için müracaat ettiğini bildirmesi üzerine, müştekinin olaydan haberdar olduğu, sanığın olayın meydana çıktığını anlayarak sahte kimliği de bankada bırakarak kaçtığı, bu suretle sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işlediği iddia edilen olayda; Sanığın, müşteki adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi ile bankadan kredi talebinde bulunduğu, ancak banka görevlisinin durumu müştekiye bildirmesi üzerine eylemini tamamlayamadan kaçtığı anlaşıldığı ve sanığın eyleminin, nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs aşamasına ulaştığı gözetilmeden, atılı suçtan mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Hile Unsurunun Gerçekleşmemesi ve Dolandırıcılığa Teşebbüs Yargıtay Kararı
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2019/7949 sayılı kararı, Sanığın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Personel Tanıtım Kartının sahtesini yaparak bu kart ile ücret ödemeden Karaköy’de bulunan tramvay durağında tramvaya ücretsiz binmek isterken güvenlik görevlisinin şüphe duyması üzerine yakalandığı ve kartı tramvaylarda, belediye otobüslerinde kullanarak haksız menfaat sağlamaya teşebbüs etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs ettiğinin iddia olunduğu olayda, Mahkemece verilen 27.12.2013 tarihli gerekçeli kararda, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı Dairesinin 05.03.2013 tarihli ekspertiz raporuna göre suçlamaya konu edilen kartın sahteliği konusunda görüş bildirilemeyeceğinin belirtildiği, sanığın savunması ve suçlamaya konu kartın incelenmesinden bu kartın herhangi bir sonuç doğurucu özelliğinin olmadığı, tek başına kullanılması ya da bir yarar sağlaması imkanı olmadığı, çıplak göz ile bile uydurma düzenlendiğinin anlaşılabildiği, bu nedenlerle savunma aksine sahtecilik ve dolandıcılık suçlarının oluştuğu sabit olmadığı açıklandığı halde, aldatma kabiliyeti bulunmayan sahte belgenin kullanılması nedeniyle dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmediği, bu nedenle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarının yasal unsurları oluşmamıştır.
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2020/11157 sayılı kararı, Sanığın kendisine ait 18 büyükbaş hayvandan 13 tanesi için Ziraat Sigorta AŞ tarafından katılan … Havuzu İşletmesi hesabına, 1750641 seri numaralı, 21/06/2011 tarihli veteriner hekim eksper tarafından yapılan risk incelemesi sonucu, 24/06/2011 tarihinde sigorta poliçesi tanzim ettirdiği, daha sonra 20/03/2012 tarihinde sigortalanan … kulak küpe numaralı hayvanın hasar gördüğünden bahisle ekspere ihbarda bulunduğu, katılan sigorta şirketince yapılan inceleme sonucu, hasar ihbarında bulunulan hayvanın fiziki özelliklerinin sigortalanan hayvanın fiziki özelliklerinden farklı olduğunun tespit edildiği ve sanığın sigortalanmamış bir hayvanı ölünce, katılan şirketten hasar tazminatı alabilmek için ölen hayvanın kulak numarası ile sigortalanmış sağlıklı hayvanın kulak numarasını değiştirdiği ve bu şekilde üzerine atılı sigorta bedelini almak maksadıyla dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; hasar gördüğü ihbar edilen hayvanın, sigortalanan hayvan olmadığının basit bir incelemeyle belirlenmiş olması karşısında, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun somut olayda bulunmadığı, sanığın eyleminin aldatma özelliğinden yoksun olması nedeniyle dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözönünde bulundurularak sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Dolandırıcılık suçu ve dolandırıcılığa teşebbüs Yargıtay kararı konularında her türlü hukuki sorununuz ile ilgili olarak Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.