Evlilik Dolandırıcılığı Cezası

Ceza Kanununda evlilik dolandırıcılığı cezası şeklinde bir suç belirtilmemiş ise de bu husus dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilmektedir. Yargıtay çeşitli tarihlerde verdiği birçok kararında evlilik vaadiyle kandırma suçunun dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna ve bu suç hükümleri uyarınca sanığın cezalandırılması gerektiğine işaret etmiştir.

İnternet kullanımın arttığı ve sosyal medya platformlarının sıklıkla kullanıldığı günümüzde duygusal boşluk içerisinde yer alan mağdurlara yönelik evlilik dolandırıcılığı cezasını gerektiren fiillerin çokça yaşandığı bilinen bir gerçektir.

Failin evlilik vaadiyle kandırma suçu ile cezalandırılabilmesi için hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekmektedir. Ancak tek başına failin yalan söylemesi,  evlilik dolandırıcılığı cezasına ilişkin suçun (evlilik vaadiyle dolandırıcılık suçu) hile unsuru yönünden yeterli kabul edilemez. Bu yalanın, mağdurun, söylenen sözü veya yapılan davranışı inceleme irade ve isteğini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması gereklidir.

Evlilik dolandırıcılığı cezasını gerektiren eylemler aynı zamanda maddi ve manevi tazminat da gerektirmekte olup, bu nedenle mağdurlar tarafından açılan davalarda tazminata hak kazandıkları görülmektedir.

Evlilik Vaadiyle Kandırma Suçunun Cezası Ne Kadardır?

Pexels Photo 5668473
Evlilik Dolandırıcılığı Cezası 3

Basit dolandırıcılık suçunun cezası bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıdır.

Evlilik Vaadiyle Kandırma Suçunun TCK’nın 158. maddesinde sayılan şekillerde işlenmesi durumunda ise nitelikli dolandırıcılık suçu oluşur ve fail dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

Bu nedenle örneğin, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi durumunda evlilik dolandırıcılığı cezasının üst sınırı 10 yıl hapis olacaktır. Benzer şekilde dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle ya da bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenen dolandırıcılık suçlarında da evlilik dolandırıcılığı cezası üst sınırı 10 yıl hapis olarak belirlenmiştir.

Evlilik Dolandırıcılığı Cezası Yargıtay Kararları

6Ac2C060 Ea77 11Ee 9522 87E998E8A7E4.Jpg 1
Evlilik Dolandırıcılığı Cezası 4

Daha önce de değinildiği ve aşağıda örneklerini verdiğimiz kararlardan anlaşılacağı gibi Yargıtay Evlilik vaadiyle kandırma şeklinde failin gerçekleştirdiği eylemleri evlilik dolandırıcılığı cezası gerektirdiğini belirtmektedir. Bunun yanında Yargıtay’ın bazı durumlarda taraflar arasında evlilik vaadiyle ilgili olarak yaşanan sorunun ceza hukukunun konusunu oluşturmayacağına ilişkin verdiği kararlar da mevcuttur.

Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanmak Suretiyle İşlenen Evlilik Dolandırıcılığı Cezası

Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2017/9812 sayılı kararı, Tanık… ile sanık …’ın bir televizyon kanalı vasıtası ile tanıştıkları,…’ün sanık …’ı anneannesi olan katılan … ile tanıştırdığı, sanık …’ın … ile evleneceği yönünde anlatımda bulunduğu ve kız isteme adı altında annesi olan diğer sanık … ile katılanın yanına geldikleri, sanık …’ın maliyeye olan borçlarını ödemesi bahanesi ile katılan …’den farklı tarihlerde para aldığı, katılan …’nin “psikotik bozukluk” tanısıyla tedavi gördüğü, mevcut rahatsızlığının algılama yeteneğini zayıflattığı ve algılama yeteneğinin azalması nedeniyle kolay kandırılabileceği ile ilgili doktor raporu olduğu, sanıkların fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek evlenme vaadi ile katılan ile akraba ilişkisi kurarak ve katılanın hastalığından yararlanarak kendilerine haksız menfaat sağladıkları iddia olunan olayda; katılan hakkında ….. Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 23/08/2012 tarihli raporda; katılanın psikotik rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü ve halen tedavi görmekte olduğu, mevcut rahatsızlığının algılama yeteneğini zayıflattığı, algılama yeteneğinin azalması nedeniyle kolay kandırılabileceği, algılama yeteneğinin zayıflığından istifade edilerek kolaylıkla dolandırılanlar cümlesinden olduğu tıbbi kanaatinin belirtildiği, sanık savunmaları, katılan beyanı, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamından sanıkların fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek, katılanın algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanarak, hileli eylemlerle kendilerine menfaat sağladıkları tüm dosya kapsamından anlaşıldığı ve sanıkların atılı suçu işlediklerinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Evlenme Vaadiyle Kandırılan Müştekiden Altın ve Para Alan Sanığın Daha Sonra Kaybolması (Evlenme Vaadiyle Dolandırıcılık Suçu)

Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2015/3713 sayılı kararı, Sanığın, evlenme vaadi ile şikayetçiyi, … isimli bir kadınla tanıştırdığı ve sanığın şikayetçiye, kadının ihtiyaçlarının olduğunu söylemesi üzerine, şikayetçinin sanığa 3.000 TL para verdiği, kadına da 6.400 TL değerinde altın aldığı, suç tarihinde, … isimli kadının, şikayetçinin evinde iken canının sıkıldığını söylemesi üzerine şikayetçi ile birlikte dışarı çıktıkları, çarşı içinde kadının şikayetçiden sakız almasını istediği, şikayetçi sakız almaya gittiğinde kadının ortadan kaybolduğu anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2015/3765 sayılı kararı, Katılan N….’ın evlenmek için uygun bir bayan aradığı, bu durumu tanıdıklarına söylediği, sanık Ş….’nün katılanı arayarak evlenebilmesi için bir bayan olduğunu söylediği, bunun üzerine sanık Ş…’nün 3.000 TL katılandan para aldığı, bayan gelince kuyumcuya gittikleri, katılanın bayana 2 bilezik, 1 adet gremse, 2 yüzük, bir çift küpe ile başka bir mağazadan elbise aldığı, olay günü katılanın cuma namazına gitmesini fırsat bilen bayanın takılarla birlikte kaçtığı, evlendirme vaadiyle haksız menfaat temin ettiği sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşıldığından mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2016/2456 sayılı kararı, Sanığın, 2008 yılı yaz aylarında … ilçesindeki bir düğünde katılan ile tanıştığı, katılanın evlenmek istediğini bildirmesi üzerine sanığın, katılana evlenmek için memleketinden bir bayan bulabileceğini söylediği ve 2008 yılı Kasım ayı sonlarında bir bayan bulduğunu bildirerek haklarındaki soruşturma tefrik edilip açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen ve kendilerini …, … ve … olarak tanıtan şahıslarla birlikte katılanın evine gittiği, katılanın… isimli kadınla evlenme karşılığı başlık parası olarak 8.000 TL’yi sanığa ve yanındakilere verdiği, ayrıca …’a takı olarak 1 çift altın küpe, 3 adet altın bilezik, 1 adet nişan yüzüğü taktığı, daha sonra sanığın ve yanındakilerin gelin kıza elbise alacaklarını bahane ederek evden ayrıldıkları ve bir daha geri dönmedikleri şeklindeki olayda; sanığın katılanı evlendirme vaadiyle aldatarak haksız menfaat temin ettiği gözetilmeden sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine beraatına hükmedilmesi yasaya aykırıdır.

Evlenme Vaadiyle Eve Gelen Sanığın Evlenmeyeceğini Söyleyerek Evi Terk Etmesi

Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2016/10606 sayılı kararı, Sanıkların, katılandan, oğlunu evlendirme vaadi ile para aldıkları ancak eve gelen kızın evlenmeyeceğini söyleyerek iki gün sonra evi terk ettiği, katılan parayı talep ettiğinde ise sanıkların parayı iade etmedikleri, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan olayda ;

Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle gelin adayı olarak tanıştırılan Ayşe isimli şahsın kimliğinin tespitine çalışılması, tespiti halinde tanık olarak beyanına başvurulması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle beraat verilmesi yasaya aykırıdır.

Resmi Nikahlı Sanığın Evlenme Vaadi İle Aldığı Para ve Altınları Alarak Evden Ayrılması

Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2016/2933 sayılı kararı, Katılanın aracı vasıtasıyla tanıştığı sanıklardan … ile evlenmek istediği, sanıkların katılandan 4.000 TL ve iki adet altın bilezik aldıkları, sanık …’in katılanın evinde bir gün kaldıktan sonra ertesi gün ortadan kaybolduğu ve bu şekilde sanıkların dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan olayda;

Katılanın aşamalarda değişmeyen istikrarlı beyanları, tanık ifadeleri ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde nüfus kaydına göre resmi nikahla başkasıyla evli olan sanık …’in katılan ile evlenmesinin mümkün olmadığını bilecek durumda olmalarına rağmen sanıkların evlenme vaadi ile katılandan para ve altın aldıklarının anlaşılması karşısında, sanıkların dolandırıcılık suçundan mahkumiyetleri yerine oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.

Evlenme Kararından Sonra Bu Karardan Vazgeçilmesi Dolandırıcılık Kastıyla Hareket Edildiğini Göstermez

Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2014/6206 sayılı kararı, Eşinin hasta olduğu gerekçesiyle yeni eş arayan katılanın baba kız olan sanıklarla tanıştırıldığı, katılanın sanık H…. ile evlenmek istediğini söylemesi üzerine, sanığın bu teklifi kabul edip ve babası olan diğer sanığın da onayladığı ve H….. ‘nin sanıkla evlenmesi karşılığında, 6.000 TL para ve bir kısım altın takı istedikleri, ardından da H…..’nin henüz boşanmadığını biraz beklemesini söyledikleri, katılanın kabul ederek belirtilen miktar para ve yaklaşık 2000 TL değerinde ziynet eşyasını verdiği beklediği süre içerisinde sanıklara üç ayrı zamanda toplam 400 TL daha gönderdiği, ancak sanıkların bir süre sonra bu evlilik olayından vazgeçtiklerini belirtip para ve ziynet eşyası da almadıklarını söyleyerek haksız menfaat temin ettikleri iddia edilen olayda;

Katılanın eş araması ve tanışma isteği üzerine sanıklarla tanıştığı sanıkların tanışma hususunda bir talepleri bulunmadığı, sanıkların açık kimliklerini gizlemedikleri, kız isteme ve yüzük hediye edilmesi ile evlilikten vazgeçilmesi arasında yaklaşık beş ay zaman geçtiği, sanıkların katılanın evli olduğunu sonradan öğrendiklerini beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında sanıkların katılana yönelik herhangi bir hileli davranışı bulunmayıp, evlenme kararından sonra bu karardan vazgeçilmesinin dolandırıcılık kastıyla hareket edildiğini göstermeyeceği, sanıkların yüklenen suçu gerçekleştirdiklerine ilişkin delil bulunmadığından beraatları yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Hukuki İhtilaf Durumunda Evlilik Dolandırıcılığı Cezası Gerçekleşmez

Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2016/8260 sayılı kararı, Sanık … ile müştekinin 2008 Yılında birlikte çalıştıkları, zamanla aralarında duygusal arkadaşlık başladığı, sanığın evlenme vaadiyle kandırdığı müştekiden toplam 21 adet ata altını ve 8.700.TL nakit para aldığı, ancak bir süre sonra müştekiden ayrıldığı, bunun üzerine sanık …’in ailesi olan diğer sanıklar…. ve ….’in müştekiyi evlerine davet edip, sizin evlenmenizi sağlayacağız diyerek aldattıkları ve müştekiye ev eşyaları aldırttıklarının iddia edildiği olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu ve dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçelerine dayanan mahkemenin beraat yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Hile Unsuru Yoksa Evlilik Dolandırıcılığı Cezası Uygulanamaz

Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2016/1992 sayılı kararı, Sanık … ve ….’ün kızı olan sanık …’ın, … ili …. ilçesinde ikamet eden katılanlar … ve …’ın evlenmek amacıyla eş aradıklarını öğrendikleri ve katılanları evlenme vaadiyle aldatarak haksız menfaat temin ettikleri iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda; sanıkların inkara yönelik savunmalarının aksini gösterir delil bulunmadığı, sanıkların katılanlarla birlikte aynı evde 2-3 ay gibi sürelerle karı koca hayatı yaşadıkları ve sanıklar tarafından gerçekleştirilmiş bir hile unsurunun bulunmadığı anlaşılmakla; sanıkların atılı suçtan beraatlerine dair hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Somut Delil Yoksa Evlilik Dolandırıcılığı Cezası (Evlenme Vaadiyle Dolandırıcılık Cezası) Verilemez

Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2016/1652 sayılı kararı, Sanıklardan …..‘in, katılana evlenmesi için sanık … ile tanıştırdığı, katılanda evleneceği vaadi ile sanık …’a 4 büyük altın, 1 adet yarım altın, 1 yüzük, 1 küpe ve 50.000 TL para verdikten sonra sanıkların kaçtığı iddia edilen olayda sanık …’un katılana evlenme vaadinde bulunmadığını, katılan ile bir süre birlikte yaşadıklarını bu süre içinde kendisine hediyeler verdiğini, sanık …’in ise sanık … ile katılanı kendisinin tanıştırmadığını, sanık … ile katılan ile birlikte yaşadıkları sırada tanıştığına dair savunmaları dışında katılanın soyut iddialarından başka delil elde edilemediği anlaşıldığından beraatlerine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Nitelikli dolandırıcılık suçunun ağır cezalık suçlardan olması ve yüksek sayılabilecek hürriyeti bağlayıcı yaptırımlar ile cezalandırıldığı göz önüne alındığında tecrübeli ağır ceza avukatı ile çalışılması ve sürecin tüm aşamalarında birlikte hareket edilmesi gerektiği şüphe taşımamaktadır.

Bunun yanında, dolandırıcılık suçunun çoğu zaman hukuki ihtilaf mahiyetinde kalması nedeniyle somut olayda oluşup oluşmadığının, Yargıtay içtihatları ışığında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, dolandırıcılık suçunda soruşturma ve yargılamanın her aşamasında, gerek şüpheli ve sanık, gerekse mağdur yönünden yasal haklarının tecrübeli bir ağır ceza avukatı olarak savunulması önem taşımaktadır.

Dolandırıcılık suçu ve evlilik dolandırıcılığı cezası (evlenme vaadiyle dolandırıcılık suçu) ile ilgili her türlü hukuki probleminizde Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.