Hakaret ve Tehditten Ceza Alır Mıyım? Her türlü şüpheden arındırılmış, somut delillerin bulunması durumunda hakaret ve tehdit suçunu işleyenler ceza alırlar.
Bunun yanında ceza yargılamasında hakaret ve tehdit suçlarından ceza verilebilmesi için mağdura söylenen sözlerin veya yapılan davranışların Yargıtay içtihatları doğrultusunda hakaret ve tehdit kabul edilmesi de gerekmektedir. Bu anlamda aşağıda daha ayrıntılı anlatılacağı gibi, nezaketsiz ifadeler, beddua ve ağır eleştiri sayılabilecek söylemler, iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında söylenen sözler ya da mağdurun iç huzurunu bozmaya, korku ve endişe meydana getirmeye elverişli olmayan beyanlar hakaret ve tehdit suçlarını oluşturmaz.
Bu itibarla somut delilin bulunmadığı veya Yargıtay’ın hakaret veya tehdit kabul etmediği söz ve davranışlarla ilgili olarak dava açılmış olsa dahi fail ya da failler hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir.
Hakaret ve Tehdit Suçları Nasıl İspatlanır?
Hakaret ve Tehditten Ceza Alır Mıyım? sorusunu cevaplamadan önce bu suçların nasıl delillendirildiğini ortaya koymalıyız.
Hakaret ve tehdit eylemlerinin mağdurları yargılamanın lehlerine sonuçlanabilmesi için hakaret ve tehditin ispatı hususuna ilişkin somut delillerini ortaya koymalıdır. Sanık, kanunen suçsuz kabul edilen bir kişi kabul edilmesi nedeniyle şüphe giderilemediğinde sanık beraat edecektir. Bu itibarla sanığın mahkum edilebilmesi için suçunun ispat edilmiş olması gerekir.
Ceza muhakemesi sistemimizde “delil serbestliği” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre, hakimin ceza verebilmesi için, ceza yargılamasında fiilin işlenip işlenmediği, işlenmişse fail tarafından işlenip işlenmediği hususunda hukuka uygun araçlarla, yargılama makamının tam bir vicdani kanaate sahip olması gerekmektedir.
İspatlanması gereken olgu ve olayların belirlenmesi kadar, bunun hangi delillerle ve nasıl ispatlanacağı meselesi de önem taşımaktadır. Genellikle her suç için delil olma özelliği taşıyan ispat araçları olduğu gibi somut suç tipine göre sıklıkla kullanılan ve vicdani kanıya sahip olunmasını sağlayan ispat yöntemleri de bulunmaktadır.
Mahkemeler Hakaret ve Tehdit Suçlarında Neleri Delil Olarak Kabul Etmektedirler?
Yargıtay aşağıda işaret ettiğimiz içtihatlarından da anlaşılabileceği gibi tehdit ve hakaret suçlarının ispatı noktasında hukuka aykırı yöntemlerle ele geçirilmediği sürece her türlü delili ispat aracı olarak kabul etmektedirler.
Bu anlamda hakaret ve tehdit suçlarında, tanık beyanları, ikrar, HTS kayıtları, baz istasyonu bilgileri, mağdurun samimi anlatımları, kamera görüntüleri, gizli ses kayıtları, Whatsapp, İnstagram ve Facebook gibi sosyal medya araçları ile gönderilen mesajlar gibi birçok aracın delil olarak kabul edildiği ve fail hakkında ceza veya beraat kararı verildiği görülmektedir.
Bu delillerden bazılarına kısaca değinmekte fayda görmekteyiz.
Hakaret ve Tehdit Suçları Tanıkla İspat Edilebilir
Yargıtay ilgili ceza dairelerinin uygulamalarına göre hakaret ve tehdit suçları tanıkla ispat edilebilir. Ceza yargılaması, geçmişte yaşanmış bir olaya ilişkin maddi gerçeği ortaya çıkarmayı amaçladığı için, somut olay hakkında sahip olunan bilgilerin Cumhuriyet savcısı ya da hâkim huzurunda anlatılması yani tanıklık önemli bir role sahiptir.
Sanığa yüklenen suçun, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delille ispatı mümkündür. Ancak ceza yargılamasında, bir delilin reddedilmesi için CMK’nın 206/2. maddesinde sayılan durumların dışında delilin, akla, mantığa, bilimsel verilere, fizik kurallarına, herkesçe bilinen somut duruma, hayatın olağan akışı içinde gündelik yaşamdan edinilen karine niteliğindeki bilgilere aykırı olması ya da tanığın yalan söylediğinin ortaya çıkması ya da taraflı anlatımda bulunduğuna ilişkin bazı bilgi veya emarelerin bulunması gibi reddi için haklı, makul ve kabul edilebilir hukuki gerekçelerin gösterilmesinin zorunludur.
Yargıtay, diğer suçlarda olduğu gibi hakaret suçu açısından da tanığın sanıkla ya da mağdur ile arkadaş olmasının ya da akrabalık bağı bulunmasının beyanının subjektif olduğu anlamına gelmeyeceğini belirtmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, kararlarında salt akrabalık bağının tanıklığın kabul edilmemesi için yeterli olmadığını ifade etmiştir.
Bununla birlikte Yargıtay, tanık ile sanık ya da mağdur arasında husumetin veya davanın varlığı durumunda, tanık beyanının tarafsızlığını etkileyebileceğine de bazı kararlarında işaret etmiştir. Bu noktada hakimin tanık beyanı değerlendirirken bu hususu göz önünde bulundurması gerekir.
Sanığın İkrarı Hakaret ve Tehditin İspatı İçin Kullanılabilir
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2015/34344 sayılı kararı, Sanığın soruşturma aşamasında alınan beyanında tehdit eylemlerini ikrar etmesi ve kovuşturma aşamasındaki beyanında da kısmen kabul etmesi karşısında, sanığın tehdit suçundan mahkumiyeti yerine yerinde görülmeyen gerekçeyle beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Whatsapp Mesajları Hakaret ve Tehditin İspatı İçin Kullanılabilir
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2018/467 sayılı kararı, CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Somut olayda; şüphelinin kullandığı telefon hattından, şikayetçinin kullandığı hatta, hem sms hem de whatsapp yoluyla gönderilen tehdit ve hakaret içerir mesajlara ait dökümler dosyada yer almaktadır. Bu mesajlar dikkate alındığında, şüpheli hakkında isnad edilen suçlardan dolayı kamu davası açılması için yeterli şüphenin mevcut olduğu, mahkemenin iddianamenin iadesine konu ettiği ses kaydının suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan delil niteliğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Tehdit ve Hakaret Suçlarında Arama Kayıtları İspat Aracı Olarak Kullanılabilir
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2021/25182 sayılı kararı, Dosya kapsamında bulunan HTS kayıtlarında sanığın katılanı olay günü toplam beş defa aradığının anlaşılması, tanık olarak dinlenen…’nin sanığın katılana yönelik tehdit sözleri söylediğini doğrulaması karşısında sanık savunmalarının hangi gerekçeyle katılanın ve tanığın beyanlarına üstün tutulduğu yeterince açıklanıp tartışılmaksızın ve katılanın soruşturma aşamasında olayı gördüğünü beyan ettiği … isimli kişi dinlenmeksizin eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile sanık hakkında beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Gizli Ses Kayıtları Hakaret ve Tehditin İspatı İçin Kullanılabilir
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2021/5168 sayılı kararı, Mahkemece, katılan tarafından ibraz edilen ses kaydı, yasak delil olduğu gerekçesiyle, delil olarak kabul edilmemiş ise de, kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulünün zorunlu olduğu ve somut olayda sanığın katılana karşı telefonda hakaret içeren sözler söylediği sırada hakaret eylemine yönelik başkaca kanıt elde etmesine imkan bulunmaması nedeniyle konuşmayı cep telefonuna kaydeden katılanın eyleminin ve oluşan ses kaydının hukuka aykırılık oluşturmadığı, bu itibarla kaydın kanıt olarak kullanılabileceği gözetilerek kayıttaki sesin sanığa ait olup olmadığı hususunda uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Tehdit ve Hakaret Suçunda Kamera Görüntüsü İspat Aracı Olarak Kullanılabilir
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2020/9057sayılı kararı, güvenlik kamerası görüntülerinde katılanın bıçak almaya hamle yaptığına ilişkin sanık savunmasını doğrular bir görüntü bulunmaması ancak sanığın katılanı darp ettikten sonra katılanın arkasına geçerek elini boğazına doladıktan sonra görüntüden çıktıkları, kısa bir süre sonra tekrar görüntüye girdikleri ve sanığın sağ elinde bıçak olduğu ve bıçağı katılana doğru gösterdiği ve katılanın dışarı doğru çıktığının anlaşılması karşısında, katılanın iddiasını doğrular nitelikte kamera görüntülerinin bulunduğu gözetilmeden, “sanığın cezalandırılmasını gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden” biçimindeki yerinde olmayan ve yetersiz gerekçe ile sanığın beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Hangi Sözler Hakaret Suçunu Oluşturmaz
Yargıtay kararlarında da ifade edildiği üzere, hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir.
Hakaret oluşturan sözleri tek tek belirlemek mümkün olmamakla birlikte, Yargıtay’ın beddua niteliğindeki sözleri, eleştiri amacıyla söylenen sözleri, kaba hitap ve nezaket dışı kelime ve sözleri hakaret kabul edilmeyen sözler kapsamında değerlendirdiği görülmektedir.
Bunun yanında iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında söylenen sözler de hakaret suçunu oluşturmaz.
İddia ve savunma kapsamında, kişilerle ilgili olarak bulunulan somut isnatların yapılan olumsuz değerlendirmelerin uyuşmazlıkla ilişkili olması lazımdır ancak, uyuşmazlığın çözümü açısından faydalı olması aranmamalıdır. Uyuşmazlıkla bağlantılı olmayan isnatlar gerçek olsa bile iddia ve savunma dokunulmazlığının varlığından bahsedilemez.
Yargıtay Hangi Söz ve Davranışları Tehdit Kabul Etmektedir?
Tehdit eyleminin sözle olması şart değildir. Fail, bir takım haksızlıkları gerçekleştireceğini yazı, jest, mimik veya başka hareketlerle açığa vurursa tehdit suçu oluşur. Örneğin, belli bir bölgedeki yaşayan kişilerin zarara uğratılacağını ima ederek gözdağı verme düşüncesiyle evlerinin duvarına ya da kapısına çarpı işareti yapılması halinde tehdit suçu oluşacaktır.
Bu itibarla tehdit suçu açısından önemli olan ne şekilde işlendiği değil tehditin mağdurun iç huzurunu bozmaya, korku ve endişe meydana getirmeye elverişli olmasıdır.
Tehdit sonucu mağdurun fiilen korkması da şart değildir. Nitekim Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2002/6926 sayılı kararında da belirtildiği gibi, müşteki ile kavga ettikten on dakika sonra elinde av tüfeği ile müştekinin kapısı önüne gelen sanığın ‘sizi öldüreceğim’ demesi silahla tehdit suçu için yeterlidir. Mağdurun fiilen korkması şart olmayıp, eylemin objektif olarak mağdurun iç dünyasında korku meydana getirmeye elverişli olmasının yeterlidir.
Uyarı niteliğinde söz veya hareketler tehdit suçu kapsamında değerlendirilemez. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2016/1960 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Sanığın, kayınpederi olan müştekiye gönderdiği mesajın, eşinin yalnız başına gezmemesine, etrafta kötü olarak algılanacağına yönelik uyarı niteliğinde olduğu ve tehdit kastıyla değil daha ziyade ihtar amacıyla söylendiğinin anlaşılması karşısında, tehdit suçunun oluşmadığına karar verilmiştir.
Fail gelecekte yapmayı düşündüğü bir eylemi değil de geçmişteki bir olayı kastederek mağduru tehdit ederse tehdit suçu oluşmaz. Örneğin, fail aynı işyerinde çalışan mağdura “beni şikayet etseydin seni çok fena yapardım” dese failin kastettiği eylem geleceğe yönelik olmadığından tehdit suçu oluşmayacaktır.
Hukuki bir takım hakların kullanılacağı yönünde söylenen sözler de hakaret sayılmaz. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2007/ 7431, sayılı kararında da belirtildiği gibi, “Sanığın müştekiye söylediği ‘seni valiye şikâyet edeceğim’ biçimindeki sözleri, yasal bir hakkı kullanılacağının ifade edilmesi mahiyetinde olması nedeniyle tehdit suçu oluşmaz.
Tehdit Suçunda Haksız Tahrik Mümkün müdür?
Yargıtay şartları oluşmuş ise tehdit suçunda haksız tahrik uygulanmamasını bir bozma nedeni olarak kabul etmektedir.
Tehdit suçunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması durumunda sanığın alacağı ceza önemli ölçüde düşecektir.
Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
- Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
- Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
- Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
- Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sadır olmalıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2021/29948 sayılı kararı, Sanığın hazırlık aşamasında; müştekinin, babası ile bir yıldır arkadaşlık yaptığını öğrendiğini, müştekinin annesini arayarak ve mesaj atarak tahrik edici sözler söylediğini, bunun üzerine annesinin intihara teşebbüs ettiğini, bu nedenle üzerine atılı eylemi gerçekleştirdiğini savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi dikkate alınarak TCK’nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması yasaya aykırıdır.
Silahla Tehditte Şikayetten Vazgeçme Mümkün müdür?
Silahla tehditte şikayetten vazgeçme durumunda soruşturma kapanmayacağı gibi yargılama aşamasında da düşme kararı verilemez. Bu nedenle silahla tehdite uğrayan mağdur şikayetinden vazgeçse bile savcılık soruşturma işlemlerini devam ettirir ve delilleri yeterli görürse dava açar. Benzer şekilde yargılamayı yürüten mahkeme de bu durumda şikayet olmasa dahi düşme kararı veremez. Mahkeme suçun işlendiğini sabit görürse sanığa ceza verir.
Kamu Görevlisine Hakaret Şikayete Tabi midir?
Kamu görevlisine hakaret şikayete tabi olmadığı gibi bu durum TCK’da hakaret suçunun ağırlatıcı nedeni olarak gösterilmiştir.
Kamu görevlisine hakaretin TCK 125/3-a maddesi gereğince cezayı arttırıcı neden olabilmesi için hakaret suçunun kamu görevlisinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmiş olması gerekir. Bu nedenle, hakaret eyleminin mağdurunun kamu görevlisi olması tek başına yeterli değildir.
Kamu görevlisine hakaret suçu açısından hakaret fiilinin kamu görevlisinin görevi sırasında işlenmiş olması şart değildir. Burada önemli olan kamu görevlisinin görevini yaptığı için hakaretin işlenmiş olmasıdır. Örneğin, bir şahıs kendisine sahte rapor vermediği hekime olaydan birkaç gün sonra ve mağdur hekimin görev yaptığı zağlık kuruluşu haricinde bir yerde karşılaşsa ve rapor nedeniyle hakaret etse yine kamu görevlisine hakaret suçu oluşur.
Hakaret ve Tehdit Suçlarından Ne Kadar Ceza Alırım?
Hakaret Suçunun Cezası
TCK’nın 125. Maddesine göre, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
Bu suç aleni işlenirse, aleniyet nedeniyle hakaret suçunun cezası 1/6 oranında arttırılır.
Tehdit Suçunun Cezası
Ölümle tehdit ve vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle yapılan tehditin cezası altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Bu nedenle örneğin seni öldüreceğim, kemiklerini kıracağım gibi ifadeleri kullanan fail altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Malvarlığı değerlerine yönelik bir tehdit suçu gerçekleşmiş ise fail mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Sağlık Görevlilerine Yönelik Tehdit Suçunun Cezası
Sağlıkta Şiddet Yasası olarak bilinen 7243 Sayılı Kanuna göre, kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen tehdit suçunda, suçun kanundaki cezası yarı oranında arttırılır. Ayrıca hükmedilen hapis cezası ertelenemez.
Neden Hakaret ve Tehdit Suçlarında Ceza Avukatı ile Çalışmalıyım?
Hakaret ve tehdit suçlarının cezaları birbirinden farklıdır.
Bu nedenle hakaret veya tehdit suçuna ilişkin eylemlerin, suç oluşturup oluşturmadıkları ya da hangi suçu oluşturacağını belirlemek fail açısından çok önemlidir. Bunun yanında karşılıklı hakaret veya haksız tahrik durumlarının da mevcut olup olmadığı değerlendirilmelidir. Bütün bu tespitler yapılırken Ceza Avukatı nezaretinde olay örgüsü mantık silsilesi çerçevesinde aktarılmalı ve lehe olabilecek deliller adli makamlara eksiksiz sunulmalıdır.
Bu itibarla, hakaret ve tehdit suçlarında, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasında ve yine yargılama sürecinde gerek şüpheli ve sanık, gerekse mağdur yönünden yasal haklarının tecrübeli bir Ceza Avukatı ile birlikte savunulması büyük önem taşır.
Mesleki Tecrübe Ceza Avukatı İçin Önemli Midir?
Avukatların küçük bir kısmının sadece ceza davalarına baktıkları ve dolayısıyla bu alanda uzmanlaştıkları görülmektedir. Elbette hukuk sistemimizde her avukatın her türlü davaya bakması mümkündür. Ancak takdir edilecektir ki kendini belli alanlarda geliştiren ve daha ziyade aynı davalar ile ilgilenen avukatların hem teorik hem de uygulama aşamasında olumlu netice alma ihtimalleri daha yüksek olmaktadır.
Hakaret ve tehdit suçları davalarında Ceza Avukatının tecrübeli olması hak kaybı yaşanmaması adına büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ceza davaları açısından avukat tercih edilme sürecinde, düşünülen avukatın öz geçmişi tecrübesinin sınanması adına önemli bir göstergedir.
Bu itibarla çalışılması düşünülen Ceza Avukatının hangi yılda ve hangi fakülteden mezun olduğu yanında kaç yıllık tecrübesi olduğu ve ceza alanında ne tür çalışmalar yaptığının doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.
Hakaret ve Tehdit Suçları ile “Hakaret ve Tehditten Ceza Alır Mıyım?” konusunda Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.