Sosyal medya araçlarının yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanmasının doğal sonucu olarak resimli şantaj cezası sıkça karşılaşılır duruma gelmiştir.
Resimli şantaj cezasına ilişkin suçlar, klasik yöntemlerden ziyade, günümüzde sosyal medya platformları olan ve sıkça kullanılan facebook, twitter, instagram gibi siteler, whatsapp, skype gibi uygulamalar aracılığıyla da işlenebilir hale gelmiştir. Resimli şantaj cezasına ilişkin suçların internet kanalıyla işlendiği durumlarda, failin tespiti güçleşmekle birlikte Yargıtay kararlarında da konu edilen yöntemlerle failin tespiti mümkün olabilmektedir.
Mağdur, resimli şantaj cezasına ilişkin eylem ile failin neyi kast ettiğini anlayabiliyorsa ya da hâkim failin neyi kastettiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyabiliyorlarsa şantaj suçu oluşur.
Resimli şantaj cezasını içeren ifadeler mağdura doğrudan iletilebileceği gibi, üçüncü kişiler aracılığıyla da bildirilebilir. Ancak bu durumda, failin tehdidin mağdura ulaştırılacağını bilmesi ve istemesi gerekir.
Haksız çıkar zorlamaya sağlamanın gerçekleştirilmesi failin elinde olmalı ve gerçekleşebilir bir nitelik taşımalıdır. Bu itibarla, failin mağdura yönelik kullanabileceği şantaja konu bir imkânı olmamasına rağmen, mağduru buna inandırması halinde şantaj suçu oluşmaz. Somut olayın özeliklerin göre değişebilmekle birlikte böyle bir durumda dolandırıcılık suçunun oluşması mümkündür.
Resimli şantaj cezasına ilişkin suçun tamamlanması açısından haksız çıkarın elde edilmesi zorunlu değildir.
Bir kimsenin şeref veya saygınlığına zarar verecek mahiyette olan hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidi ile resimli şantaj cezası oluşur. Bu nedenle, kişinin şeref veya saygınlığına zarar vermeyecek nitelikte olan hususların açıklanacağını ifade etmek ve bu şekilde fayda sağlamaya çalışmak şantaj suçunu oluşturmaz.
Herkes tarafından bilinen olayların açıklanması resimli şantaj cezasına ilişkin suçunu oluşturmaz. Zira mağdur zaten bilinen durumların, öğrenileceği yönünde bir endişe taşımaz. Bununla birlikte, az kişi tarafından bilinen veya artık unutulmaya başlamış bir olayın açıklanacağı yönündeki tehdit, şantaj suçunu oluşturur.
Şeref veya saygınlığa zarar verecek nitelikte olan hususların isnat edileceği yönündeki şantaj suçunun oluşması için isnat edilen hususların gerçekliğine inanılabilir olması gerekir. Yalan olduğu apaçık belli isnatların mağdurun şeref veya saygınlığını tehlikeye düşürme ihtimali yoktur.
Resimli şantaj cezasına ilişkin eylem ile mağdurdan elde edilmek istenen faydanın hukuka aykırı olması şart değildir. Bu nedenle, bir hayır kurumuna yardımda bulunmak için dahi olsa şantaj eylemi varsa fail bu suçtan cezalandırılır.
Resimli Şantaj Cezası Ne Kadardır?
TCK’nın 107. Maddesinde düzenlenen şantaj suçu, bir kimseyi, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamanın özel bir şeklini oluşturur. Bu maddeye göre,
1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
2) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Bunun yanında aşağıda Yargıtay içtihatlarından örnekler de sunduğumuz üzere, resimli şantaj cezasına ilişkin davranışlar yağma suçunu da oluşturabilmektedirler. Eğer uygunsuz fotoğraflar ile yapılan şantaj yağma suçunun unsurlarını oluşturuyorsa fail, Türk Ceza Kanunun 148. maddesine göre, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bunun yanında uygunsuz fotoğraflar ile işlenen yağma suçunun TCK’nın 149. Maddesinde belirtilen yöntemler ile işlenmesi durumunda fail nitelikli yağma suçundan on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecektir.
Resimli Şantaj Suçuna Karşı Ne Yapılmalıdır?
Kişinin iç huzurunu ve irade özgürlüğünü ihlal eden resimli şantaj eylemine karşı ne yapılmalıdır sorusu bu suçun mağdurlarının en fazla merak ettiği konulardan biridir. Öncelikle ve altını önemle çizerek ifade etmek gerekir ki, mağdurların şantaja boyun eğmeyerek sessiz kalmamaları ve adli makamlar aracılığıyla haklarını aramaları kendilerine olan saygılarını yitirmemelerini ve olayın failinin benzer davranışları yinelememesini sağlayacaktır.
Şantaj suçlarında mağdurların, faillerin istekleri doğrultusunda sürekli maddi menfaat sağlayarak bu durumdan kurtulmaları mümkün değildir. Bu konuda doğru çözüm yasal sürecin başlatılmasıdır. Bunun yanında ivedi olarak, görüntülerin paylaşımının engellenmesi sağlanmalıdır. Bu itibarla, bilişim suçları alanında tecrübeli bir ceza avukatına başvurulması mağduriyetin daha da artmaması adına en mantıklı çözüm olacaktır.
Şantaj suçuna maruz kalan kişiler öncelikle kolluk kuvvetlerine veya savcılığa müracaat ederek suç duyurusunda bulunmalıdırlar. Bunun yanında tehdit nedeniyle kişilik haklarının ihlale uğradığı iddia ediliyorsa maddi ve manevi tazminat davası açılması da mümkündür.
Resimli şantaj cezasına ilişkin hukuki problemlerinizde Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.
Resimli Şantaj Cezası Yargıtay Kararları
Daha önceki yazılarımızda, “Şantaj Suçunda İspat Yöntemleri”, “Cinsel İftira Mağdurları Hangi Hukuki Hakları Sahiptirler?” ve “Tehditle Senet İmzalatmak” konularında Yargıtay kararları doğrultusunda açıklamalar yapılmıştı.
Bu yazımızda ise “Resimli Şantaj Cezası”, konusunda mevzuat ve Yargıtay kararları bağlamında açıklamalar ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2017/203 sayılı kararı
Sanık …’nin mağdurenin çıplak fotoğraflarının çekilmesi sonrasında bundan kimseye bahsetmemesi hususunda ölümle tehdit ettiği ve diğer sanık …’yu evine bıraktıktan sonra mağdureye bu sefer fotoğraflardan bahsedip istediği zaman gelerek kendisiyle cinsel ilişkiye girmediği takdirde fotoğrafları silmeyeceğinden bahisle şantajda bulunduğunun anlaşılması karşısında, ilk tehdit eyleminin TCK’nın 109. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tehdit unsurunu oluşturmasına karşılık sonraki eyleminin şantaj suçunu oluşturduğu, bu nedenle sanık hakkında tehdit suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına ve şantaj suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2015/7593 sayılı kararı
Sanığın mağdureyle ilişkisine devam edebilmek ve bu amaçla onunla yeniden görüşebilmek için mağdurenin daha önceden kendisine göndermiş olduğu çıplak fotoğraflarını yayacağı yönünde şantajda bulunması ile TCK’nın 107. maddesindeki suçun oluştuğu olayda, anılan şantaj suçu ile mağdurenin kendisiyle görüşmemesi nedeniyle sanığın bu fotoğrafları mağdurenin arkadaşı tanık B…’ye göndermesi sonucunda oluşan özel hayatının gizliliğini ihlal suçu arasında içtima ilişkisi bulunmadığının gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2023/8488 sayılı kararı
sanıklar …, … ve dava dışı sanık …’ın olayın başından itibaren iştirak iradesi içerisinde ve bir plan dahilinde, katılanın, … Spa isimli iş yerinin lojmanı olarak adlandırılan yere gelmesini sağlayarak, katılanın uygunsuz vaziyette olduğu esnada fotoğrafını çektikleri, katılanı ölümle tehdit ederek 2.000,00 TL ve 500.000,00 TL bedelli iki adet senedi rızası hilafına imzalattırdıkları, akabinde sanık …’in “Senin yatakta çıplak halde resimlerini çektik, elimde resmin var” diyerek katılanı tehdit ettiği, yine 21.10.2021 tarihinde, sanık …’in katılanın iş yerine giderek “Sen benimle dalga mı geçiyorsun saat 16.00’ya kadar sana müddet 5.000,00 TL’ye karşı sen bana 100.000,00 TL ver ben de senin senedini vereyim, senin çocuklarını öğrendim senden çıkartmazsam bile onlardan çıkartırım zaten elimde fotoğrafın var bunu da baskıladım”, “100.000,00 TL vermezsen çoluğunu çocuğunu temizlerim” demek suretiyle kendisine ve diğer sanıklara maddi menfaat sağlama amacına yönelik olarak katılanı tehdit ettiği, yine olay esnasında katılana karşı kullanılan cebrin ve tehdit içerikli sözlerin yağma suçunun unsuru olduğu, yine senedin yağması suçunun işlendiği esnada katılanın fotoğraflarının çekilerek buna ilişkin talep ettikleri miktarın ödenmemesi halinde çektikleri fotoğrafları yayacaklarını belirttikleri şantaj içerikli sözlerin bir bütün halinde yağma suçunun tehdit unsuru içerisinde kaldığı kabul edilerek sanıkların nitelikli yağma suçundan cezalandırılmalarına karar verilerek buna göre uygulama yapıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar sanık … olay yerinde bulunduğunu ancak suçu işlemediğine ilişkin beyanda bulunmuşsa da; sanığın savunmasının suçtan kaçmaya yönelik olduğu, katılanın çıplak fotoğrafının çekilmesi ve senet imzalatılması eylemine iştirak ettiği sabit olduğundan hükümde bu yönüyle de bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2017/1555 sayılı kararı
Sanığın, aralarındaki arkadaşlık ilişkisini sona erdiren mağdurdan ayrılmak istemeyip, mağdura, kendisiyle tekrar bir araya gelmediği takdirde, şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususları yakınlarına açıklayacağı ve birlikteliklerini gösteren fotoğraflarını yayacağı tehdidiyle şantajda bulunup, mağdura karşı aynı suçu değişik zamanlarda zincirleme şekilde işlediği kabul edildiği halde, sanık hakkında şantaj suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmaması suretiyle sanığa eksik ceza tayin edilmesi ve gerekçeyle hüküm arasında çelişkiye neden olunması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2023/9843 sayılı kararı
Bir süre arkadaşlık yaptığı katılan …’nun ayrılmak istemesi üzerine sanığın aynı suç işleme kararı ile değişik zamanlarda katılan … ile görüşmesini devam ettirebilmek amacıyla tehdit içeren mesajlar göndermesi, şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki Hususların açıklanacağını ve elinde fotoğraflar bulunduğunu belirterek şantajda bulunması ve katılan …’nun babası …’in sanığın hesabına 1.000,00 TL para göndermesi şeklinde gelişen olayda, yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alınarak bu eylemlerin tamamının katılan …’ya yönelik zincirleme şantaj suçunu oluşturduğu, Türk Ceza Kanunu’nun 43/1 maddesi uygulanmak suretiyle şantaj suçunda verilecek cezaların arttırılması ile yetinilmesi gerektiği, tehdit ile şantaj suçunun ayrı ayrı oluştuğu kabul edilerek sanığın aleyhine olacak şekilde mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, tehdit suçundan ayrıca cezalandırma talebine ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın katılan …’ya yönelik tehdit eyleminden ayrıca mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2024/6749 sayılı kararı
Sanığın, daha önce duygusal bir arkadaşlık yaşadığı katılana tanıklar aracılığıyla haber göndererek, katılanın yeniden kendisi ile birlikte olmasını, aksi halde birliktelikleri sırasında çektirdikleri fotoğrafları köyde herkese gösterip yayacağını söylediğinin kabul edilmesi karşısında; katılanın onaltı yaşında ve öğrenci olması, geleneksel değer yargılarının hakim olduğu küçük bir yerde yaşaması, sanığın tanıklara gösterdiği fotoğraflar arasında her ikisinin el ele ve yanak yanağa çekilmiş pozlarının bulunması, katılanın özel hayat alanına ait bu fotoğrafları sanığın gayrimeşru bir amaçla yaymasına rızasının bulunmaması dikkate alınarak, sözkonusu fotoğrafların yayılmasının katılanın şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikte bulunduğu ve sanığın eyleminin şantaj suçunu oluşturduğu gözetilmeden, “katılanın rızası ile çektirilen ve müstehcen nitelikte bulunmayan fotoğrafların başkalarına gösterilmesini yasaklayan bir Kanun bulunmadığı ve fotoğrafları başkalarına göstermenin katılanın şeref ve saygınlığına zarar vermediği” biçimindeki kanuni olmayan gerekçe ile beraat hükmü kurulması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2016/10279 sayılı kararı
Katılan ve tanık beyanlarına göre; sanığın teyzesi olan katılan …’ya, kardeşi …’nin elinde, … isimli şahısla birlikte çekilmiş müstehcen fotoğraflarının bulunduğunu, bunun birilerinin eline geçmesi halinde kan çıkacağını söyleyerek katılandan bu sebeple para istediğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında şantaj suçundan mahkumiyet yerine, yerinde görülmeyen gerekçeyle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/1741 sayılı kararı
15 yaşından küçük olan ve yeminsiz olarak dinlenen Tanık …nın, aşamalardaki beyanlarında, sanığın mağdura internet kafede şantaj yaptığını belirtmesi, mağdurun ise soruşturma aşamasında alınan beyanında sanığın kendisine facebook isimli sosyal paylaşım sitesinden ”benimle birlikte ol, benimle birlikte olmazsan öpüştüğümüz fotoğrafları babana gösteririm” diyerek mesaj attığını beyan etmesi, mahkeme aşamasında ise mağdur ve tanık beyanı arasındaki bu çelişkinin mağdura sorulmaması karşısında, mağdur ve tanık beyanları arasındaki çelişki giderilerek sanığın şantaj suçunu hangi ortamda ve ne zaman gerçekleştirdiği tespit edildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2020/1156 sayılı kararı
Mağdurenin aşamalardaki tutarlı ve samimi görülen anlatımları, sanığın soruşturma evresinde müdafii huzurunda verdiği 26.06.2012 tarihli savunması ve tüm dosya içeriğine göre; sanığın mağdureye “benimle buluşmaya gelmezsen elimde çıplak fotoğrafların var, bunları eşine ve akrabalarına gönderirim” şeklinde sözler söylemesi eyleminin şantaj suçunu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkûmiyeti yerine, yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2014/16132 sayılı kararı
Sanıkların, telefonla arama, mesaj gönderme ve tanık A. O.’ın mesaj göndermesini sağlamak suretiyle, mağdurlara ellerinde çıplak fotoğraflarının olduğunu, kendileri ile görüşmezlerse bunları internete vereceklerini beyan etmeleri biçimindeki eylemlerinin, TCK’nın 107/2. maddesinde düzenlenen şantaj suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasfında yanılgıya düşülerek cinsel taciz suçundan şikayet yokluğu sebebiyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Resimli şantaj cezasına ilişkin hukuki problemlerinizde Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.