Şantaj suçu şikâyetten vazgeçme durumunda ortadan kalkmaz zira bu suç Ceza Kanununda takibi şikayete bağlı suçlar arasında gösterilmemiştir.
Savcılık makamı tarafından ihbar, şikayet veya farklı bir şekilde şantaj suçunun işlendiği haber alındıktan sonra doğrudan soruşturma işlemleri başlatılır. Dolayısıyla şantaj suçu yönünden 6 aylık şikayet süresi de söz konusu değildir. Şantaj suçunun zamanaşımı 8 yıl olduğundan bu süre geçmediği takdirde her zaman bu suçun işlenip işlenmediği savcılık tarafından araştırılır ve suçun işlendiği yönünde makul şüphe ve delillerin bulunması durumunda dava açılır.
Yargılama aşamasında da şikayete bağlı olmaması nedeniyle şantaj suçu şikayetten vazgeçme halinde düşmeyeceği gibi bu suç uzlaşmaya da tabi değildir. Dolayısıyla mağdur ile şüpheli veya sanık anlaşsa dahi şantaj suçu hakkındaki yargılama sanık ya da sanıkların ceza veya beraat almalarına kadar devam eder.
Şantaj suçu eylemin gerçekleştiği yerdeki asliye ceza mahkemelerinde görülür.
Şantaj Suçu Şikâyetten Vazgeçme Yargıtay Kararları
Daha önceki yazılarımızda, “Resimli Şantaj Cezası”
“Cinsel İftira Mağdurları Hangi Hukuki Hakları Sahiptirler?”
“Şantaj Suçunda İspat Yöntemleri” emsal Yargıtay kararları üzerinden açıklanmıştı.
Bu yazımızda ise Yargıtay ilgili ceza dairelerinin “Şantaj Suçu Şikâyetten Vazgeçme Durumu” ile ilgili vermiş oldukları örnek kararlar üzerinden konu aktarılmaya çalışılacaktır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2014/16132 sayılı kararı,
Sanıkların, telefonla arama, mesaj gönderme ve tanık A. O.’ın mesaj göndermesini sağlamak suretiyle, mağdurlara ellerinde çıplak fotoğraflarının olduğunu, kendileri ile görüşmezlerse bunları internete vereceklerini beyan etmeleri biçimindeki eylemlerinin, TCK’nın 107/2. maddesinde düzenlenen şantaj suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasfında yanılgıya düşülerek cinsel taciz suçundan şikayet yokluğu sebebiyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2016/1406 sayılı kararı,
TCK’nın 107/2. maddesinde, “kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde…” şantaj suçunun oluşacağına ilişkin düzenleme karşısında, sanığın katılana, “ben senin evli olduğunu biliyorum, seni bir süredir takip ediyorum, evini işyerini biliyorum, senin fotoğraflarını çekiyorum, bu fotoğraflar benim elimde, seninle hayat kurmak istiyorum, benimle görüşmezsen bir kaç güne kadar evine gelirim, fotoğraflarını gösteririm ailen ile görüşürüm, ortalık karışır kötü şeyler olur.” şeklinde söylemiş olduğu sözler bir bütün halinde değerlendirildiğinde TCK’nın 107/2. maddesinde düzenlenen şantaj suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasıflandırılmasında hataya düşülerek tehdit ve cinsel taciz suçlarından şikayet yokluğu gerekçesiyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere şantaj suçu şikâyetten vazgeçme durumunda dahi yargılaması devam edecek bir suçtur. Bu nedenle üzerine atılı şantaj suçunu hiç işlemediğini ya da şantaj suçunun unsurlarının somut olayda oluşmadığını iddia eden kişilerin beraat kararı almaları adına hukuki yolları tüketmeleri gerekmektedir. Bu itibarla tecrübeli bir ceza avukatı ile birlikte çalışılması olası hak kayıplarının önüne geçme adına büyük önem taşımaktadır.
Şantaj suçuyla ilgili olarak Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.