Silahla yaralamaya teşebbüs cezası, Türk Ceza Kanununun 86, 87 ve 35. maddeleri bağlamında belirlenmektedir.
Ceza Kanununda silahla adam yaralama cezası ağırlaştırıcı neden olarak belirlenmiştir. Nitekim TCK’nın 86/3-e maddesine göre, kasten yaralama suçunun silahla işlenmesi durumunda şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Silahla Yaralamaya Teşebbüs Cezası Ne Kadardır?
Silahla kasten başkasına yaralayan bir kişi bir buçuk yıldan dört buçuk yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Silahla yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde ise fail altı aydan bir buçuk yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bunun yanında TCK’nın 87. maddesinde kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine yer verilmiş olup eylem bu maddede sayılan sonuçlara neden olmuş ise silahla yaralamaya teşebbüs cezası daha da artacaktır.
TCK’nın 35. maddesinde teşebbüs hükümleri düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.”
Dolayısıyla TCK’nın 35. maddesi gereğince silahla yaralamaya teşebbüs suçunu işleyen kişilerin TCK’nın 86 ve 87. maddeleri uyarınca belirlenecek cezalarından dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirim yapılacaktır.
Hangi Eylemler Yaralama Sayılır?
Mağdurun vücuduna acı veren, sağlığını ya da algılama yeteneğini bozan her türlü eylem kasten yaralama suçunu oluşturur.
Bu anlamda yaralama eylemi, tekme, tokat, yumruk, iteleme, kulak çekme, sopa ile vurma, bıçaklama, tabancanın kabzası ile vurma gibi birçok yolla işlenebilir.
Nitekim aşağıda belirtilen Yargıtay içtihatlarında da yaralama eyleminin çok çeşitli yollarla gerçekleştirilebileceği görülmektedir.
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 20.01.2021 tarihli kararına göre, sanığın üzerinde taşıdığı tabanca ile mağdurun ayak dibine doğru bir el ateş edip, silahın kabzası ile mağdura vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 10.02.2015 tarihli kararına göre, sanığın sevk ve idaresindeki araçla önceye dayalı husumeti bulunan müşteki ve kızını yolun karşısına geçmeye çalışırken görerek araçla hızlı bir şekilde çok yakınlarından geçmesi kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturur.
Silah Kavramından Ne Anlaşılmalıdır?
Silahla adam yaralamaya teşebbüs cezasına ilişkin yargı kararlarına geçmeden önce Yargıtay’ın hangi aletleri silah saydığına ilişkin ilkeleri ortaya konulmalıdır.
Yargıtay, TCK’ya göre silah sayılamayacağı yönünde değerlendirdiği araçlarla yaralama suçunun işlenmesi halinde failin silahla yaralama suçundan değil normal yaralama suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtmektedir.
TCK’nın 6. maddesine göre;
1. Ateşli silahlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici aletler,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler silah olarak tanımlanmıştır.
Söz konusu madde karşısında tek tek hangi aletlerin silah sayılacağını söylemek mümkün değildir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre, bir aletin, silah sayılabilmesi için; yaralama suçunun neticesini meydana getirmiş olması; yaralama suçu teşebbüs aşamasında ise, neticeyi meydana getirmeye elverişli olması gerekmektedir.
Yargıtay’ın çeşitli tarihlerde verdiği kararlardan, tabanca, bıçak, av tüfeği, tornavida, pense, jilet, balta, kasatura, keser, tırpan, orak, çekiç, kürek, testere, ustura, makas, bijon anahtarı, levye demiri, ucu sivri sopa, çelik cop, cam parçası, kırık şişe ve göz yaşartıcı spreyi silah olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Nitekim Yargıtay 2. Ceza Dairesi ise 2010/26923 sayılı kararında, sanığın yanan sobanın üzerinde bulunan çaydanlığı müştekinin göğüs bölgesine doğru atmak suretiyle içindeki yakacak derecede sıcak su ve çayı dökerek yaraladığı olayda sıcak su ve çayın olayda kullanılış şekli ve mağdurda meydana gelen yaranın niteliği dikkate alınarak silah kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Tekme ve Tokatla İşlenen Eylem Silahla Yaralamaya Teşebbüs Cezasını Gerektirmez
Yargıtay, insan vücudunun bölümlerini ve yumruk, elin kenarı, çıplak ayak veya diz gibi uzuvlarını silah olarak kabul etmemektedir. Bu itibarla, fail, mağdura yumruk vurmak, tekme atmak veya kafa atarak yaralarsa silahla yaralamaya teşebbüs cezasına muhatap olmayacaktır. Bunun yanında vücuda sonradan takılan yapay parçalar kesici, delici veya bereleyici özelliğe sahipseler ve bu şekilde kullanılıyorsa silahla yaralama suçu oluşacaktır.
Hangi Aletler Silahla Yaralamaya Teşebbüs Cezası Gerektirir
Yukarıda da değinildiği gibi hangi aletlerin silahla yaralama suçunu oluşturacağı kanunda belirtilmemiştir. Ancak Yargıtay kararlarından hangi aletlerin kullanılması halinde failin silahla adam yaralama cezası ile cezalandırılacağı yönünde bir kanaate erişilmesi mümkündür.
Silahla Yaralamaya Teşebbüs Şikayete Tabi Mi?
Sonucu itibariyle, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama suçları şikâyete tabidir ve 6 ay içinde şikayet hakkı kullanılmazsa, mağdurun bu hakkı ortadan kalkar.
Bunun yanında, suçun nitelikli hallerinde durum farklıdır. Eğer yaralama, düzenlenen adli rapora göre, basit tıbbi müdahale giderilemeyecek düzeyde veya silahla işlenmiş ise şikâyete tabi değildir ve zamanaşımı süresince şikâyet hakkı kullanılabilir. Bu itibarla silahla yaralamaya teşebbüs şikâyete tabi değildir. Dolayısıyla silahla yaralamaya teşebbüs suçunda, şikâyetten vazgeçilse dahi kamu davası devam eder.
Silahla Yaralamaya Teşebbüs Cezası Yargıtay Kararları
Daha önceki yazılarımızda,
“Karşılıklı Kavga Cezası ve Hukuki Sorumluluk”
“Kasten Yaralamada Haksız Tahrik”
“Silahla Adam Yaralama Cezası” konularında ayrıntılı açıklamalar yapılmıştı. Bu yazılarımıza linklerden ulaşabilirsiniz.
Bu yazımızda ise “Silahla Yaralamaya Teşebbüs Cezası” hususunda örnek Yargıtay içtihatları bağlamında konu somut bir şekilde ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Silahla Yaralamaya Teşebbüs Şikâyete Tabi Değildir
Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2015/6348 sayılı kararı, Sanığın, yerden aldığı taşı mağdur M.. U..’a fırlatmak istediği sırada, araya girenlerce engellenmesi üzerine eylemini tamamlayamadığı iddiasıyla kamu davası açılmış olması karşısında, eylemin, kovuşturulması şikayete bağlı olmayan, silahla yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan, şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Silahla Yaralamaya Teşebbüs ve Tehditin Bir arada Yaşanması
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/10399 sayılı kararı, Mağdur …’ın aşamalardaki ifadelerinde sanığın kürekle üzerine yürüdüğü sırada kendisini ölümle de tehdit ettiğini beyan etmesi, bu beyanın tanıkların anlatımı ile de uyumlu olması ve sanığın tehdit sözlerini söyleyerek mağdur …’ı silahla yaralamaya teşebbüs ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında; eylemin bir bütün halinde silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile sanık hakkında tehdit suçundan da hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Taş ve Sopa Silahla Yaralamaya Teşebbüs Cezasını Gerektirir
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2016/853 sayılı kararı, sanık …’nun, mağdur sanık …’e taş atarak silahla kasten yaralamaya teşebbüs ettiği, mağdur sanık …’in de, mağdur …’in koluna ağaç sopa ile vurarak basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı; sanık … ve mağdur sanık …’in eylemlerini TCK’nun 6/1-f (4) maddesi uyarınca silahtan sayılan taş ve sopa ile gerçekleştirdikleri anlaşılmakla; işledikleri suçların takibinin şikayete bağlı olmadığı, şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilemeyeceği, yargılamaya devamla sanık … hakkında silahla kasten yaralamaya teşebbüs, mağdur sanık … hakkında ise silahla kasten yaralama suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Eşe Karşı Silahla Yaralamaya Teşebbüs Cezası
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2017/5252 sayılı kararı, sanığın mağdur eşini tokat atmak suretiyle yaraladıktan sonra, meyve bıçağı ile üzerine yürümesi şeklinde gerçekleşen olayda mahkemece, sanık hakkında aynı mağdura yönelik, aynı olay nedeniyle tek bir tamamlanmış yaralama suçundan hüküm kurulup, eylemin silahla ve eşe karşı işlenmesi nedenleriyle bu ceza üzerinde artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, sanığın hem kasten yaralama, hem de silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından ayrı ayrı mahkumiyetine karar verilmek suretiyle fazla ceza tayini yasaya aykırıdır.
Trafik Kazası Sonrası Silahla Yaralamaya Teşebbüs Cezası
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2021/3661 sayılı kararı, Meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde aracından inen sanığın, belinden bıçak çıkartarak müştekiye “sen belanı mı arıyorsun” dedikten sonra, yaralama kastıyla elindeki bıçağı müştekiye salladığı ancak isabet ettiremediği, sanığın eylemlerinin ani ve kesintisiz olması ve bir bütün olarak silahla yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturması karşısında, sanık hakkında hem silahla tehdit, hem de silahla yaralamaya teşebbüs suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Sanığın Sadece Mağdurun Üstüne Yürümesi ve Silahla Yaralamaya Teşebbüs Cezası
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2016/6353 sayılı kararı, TCK’nin 35. maddesinde; sanığın suça teşebbüsten cezalandırılabilmesi için, doğrudan doğruya icra haraketlerine başlaması ve bu hareketlerin de fiili meydana getirmeye elverişli nitelikte bulunmasının öngörülmesi karşısında; sanığın mağdurun üzerine yürümeye çalışma şeklinde gerçekleştirdiği hareketlerin icrai nitelikte olup olmadığı yaralama sonucunu doğurabilecek elverişlilikte bulunup bulunmadığının yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde saptanılarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yetersiz gerekçeyle yaralamaya teşebbüs suçundan hükümlülük kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Basit yaralama ve Silahla Yaralamaya Teşebbüsün Aynı Anda Gerçekleşmesi
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2018/11558 sayılı kararı, Mağdur …’nin sanığın kız kardeşi ile arkadaşlık etmesi meselesinden sanık ile aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, tarafların karşılıklı birbirlerini tekme ve tokat vurmak suretiyle darp ettikleri, kavgayı gören mağdur …’in babası olan temyiz dışı diğer mağdur …’in aralamak için araya girmesinden sonra sanığın cebinden çıkardığı ve ele geçirilmeyen bıçağı her iki mağdura doğru yaralamak kastıyla sallamaya başladığı ve bunun üzerine mağdur … için kaçmak için pazaryerine doğru koşmaya başladığı, sanığın da bıçakla mağdur …’i kovaladığı olayda, kasten basit yaralama ve silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçlarının oluştuğuna yönelik vicdani kanaatin oluşması karşısında, sanığın aynı zaman dilimi içerisinde ve tek suç işleme kastı ile hareket ederek mağdura yönelik hem kasten basit yaralama ve hem de silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu işlediği göz önüne alındığında, sanığın silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçundan TCK’nin 86/2, 86/3-e ve 35. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği halde, yanlış gerekçe ile mağdurun şikayetinden vazgeçmesi sebebiyle yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Silahla Yaralamaya Teşebbüs Suçunda Tanığın Dinlenmemesi
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2014/25670 sayılı kararı, Soruşturma aşamasında tanık olarak beyanına başvurulan Ş.. A..’ın suça sürüklenen çocuğun mağdura bıçak ile vurmaya çalıştığını ancak kendisinin araya girip bunu engellediğini beyan etmesi, yine kovuşturma aşamasında tanık Muhammed’in de suça sürüklenen çocuğun mağdura bıçak çektiğini beyan ettiği halde, mahkemenin tanık Şaban’ı kovuşturma aşamasında dinlemeksizin eksik araştırma neticesinde suça sürüklenen çocuk hakkında düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Kasten yaralamaya teşebbüs suçunda emniyet ve jandarma gibi kolluktaki işlemlerden, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasına ve tüm yargılama süreçlerinde, gerek şüpheli ve sanık, gerekse mağdur yönünden hak kaybı yaşamamaları adına yasal haklarının savunulması açısından tecrübeli ceza avukatının hukuki yardımı çok önemlidir.
Kasten Yaralamaya Teşebbüs suçuyla ilgili her türlü hukuki probleminizde Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.