Telefonla dolandırıcılığın cezası, eylemin işleniş şekline göre değişmekle birlikte genellikle nitelikli dolandırıcılık kapsamında değerlendirilmektedir.
Türk Ceza Kanununun (TCK) 157. maddesinde dolandırıcılık suçunun temel şekli düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişi dolandırıcılık suçunu gerçekleştirmiş olur. Ancak dolandırıcılık suçu açısından hilenin nitelikli bir yalan olması gerekmektedir.
Bu itibarla, fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı hakim tarafından olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158. maddesinde ise dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerine yer verilmiştir. Dolandırıcılık eylemi eğer bu maddede sayılan kişilere karşı ya da belirtilen şekillerde işlenir ise fail daha fazla ceza alacaktır.
Telefonla dolandırıcılığın cezasını gerektiren eylemlere bakıldığında bu suçun daha ziyade bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle veya kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlendiği görülmektedir.
Her iki durum da TCK’nın 158. maddesinde ağırlaştırılmış hal olarak düzenlendiğinden telefonla dolandırıcılığın cezası nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında belirlenecektir.
Telefonla Dolandırıcılığın Cezası Ne Kadardır?
Eğer nitelikli bir durum söz konusu değilse ve basit dolandırıcılık suçu şeklinde eylem gerçekleştirilmiş ise telefonla dolandırıcılığın cezası bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıdır.
Bunun yanında telefonla dolandırıcılığın cezasını gerektiren eylemlerin daha ziyade TCK’nın 158/1-f ve 158/1-l maddelerinde belirtilen şekillerde işlendiğinden bahsetmiştik. Bu nedenle dolandırıcılık suçu bu maddelerde sayılan şekillerde gerçekleştirilmiş ise failin alacağı hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı ise suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Telefonla Dolandırıcılık Suçunda Ağır Ceza Avukatının Önemi
Telefonla dolandırıcılığın cezasına ilişkin eylemler sıklıkla nitelikli hal olarak kabul edilen TCK’nın 158/1-f ve 158/1-l maddelerinde belirtilen şekillerde gerçekleştiğinden bu suç açısından görevli mahkemeler suçun işlendiği yerdeki ağır ceza mahkemeleridir.
Nitelikli dolandırıcılık suçunun ağır cezalık suçlardan olması ve yüksek sayılabilecek hürriyeti bağlayıcı yaptırımlar ile cezalandırıldığı göz önüne alındığında tecrübeli ağır ceza avukatı ile çalışılması ve sürecin tüm aşamalarında birlikte hareket edilmesi gerektiği şüphe taşımamaktadır.
Bunun yanında, dolandırıcılık suçunun çoğu zaman hukuki ihtilaf mahiyetinde kalması nedeniyle somut olayda oluşup oluşmadığının, Yargıtay içtihatları ışığında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, sanık etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorsa suçun konusu olan şeyi aynen mağdura geri vermesi veya bedelini ödemesi gerekmektedir. Eğer etkin pişmanlık yönünde bir istek varsa bunun kullanılma zamanı cezayı önemli ölçüde etkileyecektir.
Bu itibarla, dolandırıcılık suçunda ve özelinde telefonla dolandırıcılığın cezasını gerektiren eylemlerin soruşturma ve yargılamanın her aşamasında, gerek şüpheli ve sanık, gerekse mağdur yönünden yasal haklarının tecrübeli bir ağır ceza avukatı olarak savunulması önem taşımaktadır.
Telefonla Dolandırıcılığın Cezası Yargıtay Kararları
Daha önceki yazılarımızda,
“Dolandırıcılığa Teşebbüs” konularında ayrıntılı açıklamalar yapılmıştı. Bu yazılarımıza linkten ulaşabilirsiniz.
Yazımızın bu bölümünde ise “Telefonla Dolandırıcılığın Cezası” konusu Yargıtay içtihatlarında yer alan somut örnekler üzerinden aktarılmaya çalışılacaktır.
Failin Telefonda Kendisini Polis Olarak Tanıtıp Mağduru Dolandırması
Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2016/1085 sayılı kararı, Sanığın G…. ilinde ikamet eden müştekiyi telefonla arayarak kendisini … Emniyet Müdürlüğünden S… S… olarak tanıtıp şikayetçiye hitaben 3 aydır telefonlarının dolandırıcılık suçuyla ilgili dinlendiğini, savcı …’ın… Bankası Adana Şubesinde bulunan hesabına 7.103 TL havale çıkarılmasını istediği bu suretle başkomiser ve savcı isim ve sıfatlarından bahsederek şikayetçinin denetim imkanını zayıflattığı durumu kabullenen şikayetçinin şüphelinin … Bankası …. nolu hesabına 7.103 TL havale çıkardığı bu paranın sanık tarafından hesapta bulunan diğer paralarla birlikte toplam 13.470 TL olarak çekildiği, sanığın bankadan hesap çekme anının görüntü kayıtlarıyla anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2019/8031 sayılı kararı, Sanıkların, katılanı telefonla arayıp kendilerini polis olarak tanıtmak suretiyle katılandan toplam 1.835,00 TL bedelinde kontör tahsil ettikleri daha sonra sanıklara ulaşamadığı ve böylelikle sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; katılanı telefonla arayan şahsın kendisini polis olarak tanıttığının iddia edilmesi karşısında, sanıklara isnat edilen eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-L maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Telefonda Banka Yetkilisi Olarak Tanıtıp Mağdurun Kart Şifresinin Ele Geçirilmesi
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2006/3200 sayılı kararı, Sanıkların birlikte yaptıkları plan gereği ….bank’a ait ATM makinasının kart yuvasına kağıt sıkıştırıp, yakınanın bankamatik kartının cihazda sıkışmasını sağladıkları, daha sonra yardım etme bahanesiyle, sanki banka görevlisiymiş gibi cep telefonu ile yakınanla görüşüp kartın şifresini öğrendikleri ve sıkışan kartı çıkarıp öğrendikleri şifre ile ATM cihazından para çektiklerinin anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinin telefonu vasıta olarak kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Telefonda Terör Örgütüne Para Yatırıldığı Söylenerek Gerçekleştirilen Dolandırıcılık Suçu
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2019/1370 sayılı kararı, Olay tarihinde katılanı telefondan arayan erkek bir şahsın kendisini savcı olarak tanıtarak, katılanın kredi kartı hesabına girilip terör örgütüne para aktarıldığını söyleyip, verilen hesap numaralarına para yatırmasını istemesi üzerine, katılanın toplamda 2.400 TL para yatırdığı ve bu paranın aynı gün sanık tarafından çekildiği, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; telefondaki şahsın kendisini kamu görevlisi olarak tanıtması karşısında eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-L maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması yasaya aykırıdır.
Telefonla Dolandırıcılığın Cezasına İlişkin Eylemin Teşebbüs Aşamasında Kalması
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2020/1325 sayılı kararı, Suç tarihinde katılanı ev telefonundan arayıp kendisini emniyet görevlisi K1 olarak tanıtan kişinin, katılanın kimlik bilgilerini söyleyerek iki sarraftan 60.000 TL bedelli alış veriş yapıldığını, faturaların onun adına düzenlettirildiğini, alış veriş yapan şahısları yakalanmak üzere olduklarını, operasyon yapılacağını ve kendilerine yardım etmesi gerektiğini belirttiği, konuşma sırasında kullandığı cep telefonu numarasını öğrendiği, ardından inandırıcılığı arttırmak amacı ile cep telefonundan ” +9155 ” numaralı telefondan aradığı, etkisi altına aldıktan ve 20 dakika kadar onunla kesintisiz konuştuktan sonra katılanı yönlendirmeye başladığı ve evde bulunan ziynet eşyaları ile birlikte, ikamet ettiği mahallenin camisine gitmesini istediği, katılanın camiye gitmesi ve çevrede kimseyi görememesi üzerine öğle namazını kıldığı, namaz süresince ve çıktıktan sonra sürekli arayan şahsın yine ikametinin yakınlarında bulunan ”t…. market” isimli işletmeye gitmesini istediği, katılanın marketin önüne gittiği sırada, daha sonra yakalanan ve net olarak teşhis ettiği sanığı gördüğü, cebindeki ziynet eşyalarını tarif ettiği çöp kovasına atmasını istediği ancak katılanın, ziynet eşyalarını evden çıkarken yanına almadığını söylemesi üzerine telefondaki şahsın öfkelenerek ”biz operasyon yapmaya çalışıyoruz, sen dikkate almıyorsun, çabuk eve git poşeti al getir” dediği, katılanın da eve doğru yöneldiği, durumdan şüphelenerek cep telefonu açık vaziyette iken ev telefonundan polis hattını aradığı ve sonra cep telefonu ile konuşmaya devam ettiği, telefondaki şahsın polisi araması nedeni ile kendisine tepki göstermesi ve savcı olduğunu söyleyerek kendisini gözaltına aldıracağını, tutuklayacağını bildirmesi üzerine de katılanın ”maden öyle gücün var, gönder iki memur beni aldır” dediği, ihbar üzerine olay yerine polis memurlarının gelmesi ile birlikte telefondaki şahsın konuşmayı sonlandırarak telefonu kapattığı, bu suretle dolandırıcılığa teşebbüs suçunun işlendiğinin iddia edildiği eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-L maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması yasaya aykırıdır.
İnternet Sitesinden Alınan Ürünün Parası Ödenmesine Rağmen Teslim Edilmemesi
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2021/554 sayılı kararı, Sanığın “….. com” isimli internet adresine verdiği satılık laptop ilanı üzerine katılanın ilanda belirtilen telefon numarasından sanıkla irtibat kurduğu, laptopun 700 TL karşılığında satışı konusunda anlaştıkları, katılanın anlaşma konusu 700 TL parayı havale yoluyla sanığın banka hesabına havale etmesine rağmen, sanığın laptopu katılana göndermediği ve sonrasında katılanın telefonlarına da cevap vermediği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık savunmaları, katılan beyanları, tanık anlatımları, …… com internet sitesi, banka ve PTT cevabi yazıları ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Telefonla Dolandırıcılık Suçu
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2015/11265 sayılı kararı, Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Sanığın, mağdur …’ın elektronik posta adresinin şifresini ele geçirip şifreyi değiştirdiği, mağdurun elektronik posta adresi üzerinden diğer mağdur … ile iletişim kurduğu, kendisini … olarak tanıtıp para istediği, …’ın da kendisine gelen ileti üzerine sanığın yönlendirmesi sonucu mağdur …’ya gönderdiğini zannederek cep telefonu numaralarına cep bankacılığı yöntemi ile 300 ve 400 TL para gönderdiği olayda, eylemin nitelikli dolandırıcılık ve bilişim sistemindeki verileri bozma suçlarını oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dolandırıcılık Suçu ve özelinde Telefonla Dolandırıcılığın Cezası konusunda Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.