Uyuşturucu ticaretinde telefon kayıtları ceza yargılamasında önemli bir delil oluşturmaktadır. Uygulamada ceza yargılaması esnasında, uyuşturucu suçunu meydana getiren unsurların ele geçirilmesi, faillerin yakalanması, failler arasındaki ilişkinin ortaya konulması ve faillerin eylemlerinin açığa çıkarılması gibi durumlarda telefon kayıtlarından faydalanıldığı görülmektedir.
Uyuşturucu Ticaretinde Telefon Kayıtları Tek Başına Delil Olamaz
Somut olay ve olgularla örtüşmeyen ve maddi olgularla desteklenmeyen uyuşturucu ticaretinde telefon kayıtları tek başına delil olamaz. Bu itibarla, fail veya faillerin yaptıkları telefon görüşmelerinde uyuşturucu ticareti ile ilgili konuşulsa dahi, suça konu uyuşturucu ele geçirilememiş ise “Şüpheden Sanık Yararlanır” ilkesi gereğince faile ceza verilemez.
Bunun yanında usulüne uygun bir şekilde verilmiş mahkeme kararı olmadan yapılan dinleme işlemi sonucunda ele geçen uyuşturucu ticaretinde telefon kayıtlarına dayalı olarak mahkûmiyet kararı verilemez.
Uyuşturucu dosyasına telefon görüşmeleri delil olarak sunulmuşsa ve fail veya failler, konuşmaların kendilerine ait olmadığını iddia ediyorlarsa, bu kişilerin ses örneklerinin alınması ve kayıtların bunlara ait olup olmadığı konusunda ses analizi yaptırılarak rapor alınması şarttır.
Uyuşturucu Ticaretinde Telefon Kayıtları Yargıtay Kararları
Daha önceki yazılarımızda, “Uyuşturucu Ticareti Somut Delil Nedir”, “Uyuşturucunun Çok Sayıda Paket Halinde Bulunması ve Suça Etkisi” ile “Arama Kararı Olmadan Yapılan Aramada Uyuşturucu Bulunması” konularında örnek Yargıtay kararları üzerinden açıklamalarda bulunmuştuk.
Bu yazımızda ise Yargıtay ceza dairelerinin çeşitli tarihlerde uyuşturucu ticaretinde telefon kayıtlarına ve telefon kayıtları tek başına delil olamaz hususuna ilişkin verdikleri kararlar üzerinden konu ayrıntılarıyla ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Ses Kayıtlarının Sanığa Ait Olup Olmadığının belirlenmesi İçin Rapor Alınması
Sanık, uyuşturucu ticaretine ilişkin tapelerdeki konuşmaların kendisine ait olmadığını iddia etmekteyse ses kayıtlarının sanığa ait olup olmadığı yönünde Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerekmektedir.
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2011/4387 sayılı kararı, hükme dayanak yapılan iletişim tespit tutanaklarının getirtilerek sanıklara okunması ve gerektiğinde ses kayıtlarının dinletilerek diyeceklerinin sorulması, görüşmelerin kendilerine ait olmadığını belirtmeleri halinde ses örneklerinin alınması ve ses kayıtlarının sanıklara ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nde veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alınması; görüşmelerin sanıklara ait olduğunun belirlenmesi halinde ise her sanığın telefon konuşması ayrı ayrı irdelenip değerlendirilerek, hükme esas alınanların açıkça belirtilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı biçimde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Telefon Görüşmesi Dışında Uyuşturucunun Ticaret Amacıyla Bulundurulduğuna Yönelik Delil Olmaması
Telefon görüşmeleri dışında ele geçirilen uyuşturucu maddenin kullanma değil de ticaret amacıyla bulundurulduğuna dair somut delil elde edilememesi durumunda uyuşturucu ticaretinde telefon kayıtları tek başına delil olamaz.
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2008/6310 sayılı kararı, hakim kararı üzerine kolluk görevlilerince telefonu dinlenen sanıkların yaptıkları konuşmalardan, 24.12.2006 günü sanıklar Kadir ve Bayram’ın, sanık Hasan’dan uyuşturucu madde satın almak için İstanbul’dan gelecekleri kanısına varılarak yapılan operasyon sonucu, Hasan’a ait işyerinde net 2700 gram gelen esrar ele geçirildiği, bu operasyon öncesinde sanık Ferhat ve diğer sanıklara ait telefon dinlemelerinden ise; sanık Ferhat’ın 20.12.2006 tarihinde sanık Tahsin aracılığı ile sanık Hasan’dan satmak amacıyla 600 gram civarında esrar ile yine Eylül 2006 tarihinde sanık Servetten 350 gram civarında esrarı satın aldığı, Aralık 2006 tarihinde ise Ferhat’ın kardeşi olan diğer sanık Murat tarafından borcunu erteletmek amacıyla U’…ya verilen iki içimlik esrarın da sanık Ferhat tarafından Murat’a verildiği kanısına varılarak Ferhat da yakalanmış, Ferhat’ın üst ve aramasından ise net 18 gram esrar ele geçirilmiştir. Ferhat aşamalardaki ifadelerinde telefon görüşmelerinde tespit edilen olguların doğru olduğunu kabul etmiş, sanık Hasan ise suçlamaları kabul etmemiştir. Bu nedenle sanıklarda ele geçirilen esrarların dışında yakalanmalarından önce sattıkları ve satmak için satın aldıkları uyuşturucu maddeler ele geçirilemediği gibi, ele geçirilen uyuşturucu maddelerle aynı bütünün parçaları olup olmadığının araştırılma imkanı da bulunmadığından, koşulları oluşmadığı gözetilmeden TCK’nın 43. maddesi uygulanarak sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmesi yasaya aykırıdır.
Telefon Görüşmelerinin Somut Olay ve Olgularla Bağlantısının Gösterilmesi
Uyuşturucu ticaretinde telefon kayıtlarının delil sayılabilmesi için sanığın bu eylemi gerçekleştirdiğine dair başka somut delillerin bulunması ve bu delillerle sanık arasında irtibatın ortaya konulması gerekir.
Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2015/337 sayılı kararı, hangi sanığın hangi tarihte kiminle ne şekilde telefon konuşması yaptığının ve bu konuşmaların gerçekleşen somut olay ve olgularla bağlantısının gösterilmesi, her sanığın hangi fiiliyle ticaret suçuna iştirak ettiğinin tartışılarak dayanaklarının açıklanması, ulaşılan kanıya göre sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak nitelendirilmesi gerektiği gözetilmeden; telefon görüşmelerine ilişkin kayıtların numaralarının sıralanmasıyla yetinilerek, soyut ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
İletişimin Dinlenmesinde Suç Unsuru İhtiva Eden Görüşmeye Rastlanılmaması
Uyuşturucu ticaretinde telefon kayıtları eylemin ticaret değil de kullanmaya yönelik olduğuna ilişkin bilgiler sağlıyorsa uyuşturucu kullanma suçundan hüküm kurulmalıdır.
Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2019/6186 sayılı kararı, sanığın ikameti ile üzüm bağında kullanım sınırlarında net 452,5 gram esrar ele geçirilen olayda; sanığın ele geçirilen uyuşturucu maddeleri satma veya başkasına verme gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin, soyut mahiyetteki istihbari bilgi dışında delil elde edilemediği anlaşıldığından, ele geçirilen uyuşturucu madde miktarı ile yaklaşık iki ay boyunca uygulanan iletişimin dinlenmesi, tespiti, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi kararında suç unsuru ihtiva eden görüşmeye rastlanılmaması da dikkate alındığında, sanığın eyleminin uyuşturucu madde kullanma suçunu suçunu oluşturduğu gözetilmeden uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Uyuşturucu Suçu Ortaklarının Telefonlarının Dinlenmesi
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2018/8304 sayılı kararı, Hakkında usulüne uygun iletişimin tespiti kararı bulunan sanık K3’nın telefon görüşmeleri sırasında babası sanık K13 ile uyuşturucu ticaretine ilişkin görüşmelerinin tespit edilmiş olması ve yapılan aramada da suç konusu maddelerin K3nın sulama işini yaptığı tarlada ele geçirilmesi karşısında; sanığın, diğer sanık K3 ile birlikte “iştirak halinde uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu sabit olduğundan, CMK’nın 135/3. maddesindeki istisnai düzenlemenin suç ortaklığı halini kapsamadığı ve sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
İletişimin Tespiti ve Uyuşturucu Ticareti Suçuna Yardım Etme
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2010/11716 sayılı kararı, Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak suçu ile ilgili bozma gerekçesine göre, sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapmak suçunu teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediğine ilişkin delil bulunmadığı; ayrıca eyleminin, suça konu uyuşturucu maddeyi kurye olarak nakleden kişinin ücretini alamamasından dolayı teslim etmemesi nedeniyle diğer sanık Muhittin’in isteği üzerine kurye ile görüşüp bu sorunu gidermekten ibaret olduğu, buna göre olaydaki konumunun “yardım etme” olarak nitelendirilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK’nın 188. maddesinin 3. fıkrası ile 39. maddesi yerine, 188. maddesinin 3 ve 5. fıkraları gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Telefonu Dinlenen Kişide Uyuşturucu Madde Bulunmaması
Hakkında işlem yapılan failde uyuşturucu madde bulunmaması halinde telefon kayıtları tek başına delil olamaz.
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2019/5505 sayılı kararı, İletişim tespit tutanakları içeriklerine, dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre; sanıkların uyuşturucu madde sattığı iddia edilen şahıslarla yaptığı telefon görüşmelerinin aylar öncesine dayalı olması ve sanık …’da uyuşturucu madde ele geçmemesi karşısında, sanıkların olaylarda ele geçirilen suç konusu esrarları da başkalarına vereceklerine ya da satacaklarına ilişkin savunmalarının aksine kuşkuyu aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı, sanıkların 25.11.2010 tarihli idrar tarama testlerinde tespit edilen THC’nin, “uyuşturucu madde kullanma” suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun niteliği yanlış değerlendirilerek uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Uyuşturucu Avukatının Ceza Davaları Açısından Önemi
Uyuşturucu ticareti suçunun niteliği itibariyle ağır cezalık suçlardan olması ve yüksek hürriyeti bağlayıcı yaptırımlar ile cezalandırıldığı göz önüne alındığında tecrübeli ağır ceza avukatı ile birlikte çalışılması ve sürecin tüm aşamalarında birlikte hareket edilmesi suçlamaya ile muhatap olan kişi açısından büyük öneme sahiptir.
Bu itibarla, uyuşturucu suçlarında, emniyet ve jandarma gibi kolluk makamlarından, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasına ve yine tüm yargılama sürecine kadar olan safhalarda, şüpheli ya da sanık yönünden, tecrübeli ağır ceza avukatının hukuki desteği önem taşımaktadır.
Uyuşturucu ticaretinde telefon kayıtları, bu kayıtların somut olay ile bağlantısının bulunup bulunmaması, failde uyuşturucu maddenin bulunup bulunmadığı, eğer bulunmuşsa bulunan uyuşturucu maddenin ticaret mi yoksa kullanma amacıyla mı bulundurulduğu noktasında ele alınmalıdır. Aksi halde, yazımızda defaatle tekrar ettiğimiz üzere uyuşturucu ticareti açısından telefon görüşmeleri tek başına delil sayılamayacaktır.
Dolayısıyla uyuşturucuya ilişkin telefon tapeleri olsa dahi bunların somut olay açısından ne anlam ifade ettiği yönünden hukuki bir değerlendirmenin yapılıp adli makamlara açıklanması verilecek kararı önemli ölçüde etkileyecektir.
Uyuşturucu suçları ve “Uyuşturucu Ticaretinde Telefon Kayıtları” konusunda Uyuşturucu Suçları Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.