- Kayabaşı Mh. Kayaşehir Blv. Park Mavera 2 Sitesi A1-76 Başakşehir/İSTANBUL
- iletisim@harunkaradag.av.tr
Follow us on :
Follow us on :
Türkiye’de bireysel başvuru hakkı, Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde kullanılabilen bir haktır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde düzenlenen hak ve özgürlüklerin ihlali halinde müracaat edilebilen bir yargı yoludur. Bu mahkemeye başvuru yapılabilmesi için Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu da dâhil olmak üzere tüm iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekir.
Ceza Muhakemeleri Kanunun 311. maddesine göre; Ceza hükmünün, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması halinde bir yıl içinde yargılamayı yapan mahkemeye müracaat edilerek yeniden yargılama talep edilebilir. Ancak, yeniden yargılama yapılabilmesi için iç hukukta yapılan yargılama sonucunda verilen karar neticesinde bir mağduriyetin meydana gelmesi ve bunun telafi edilebilmesi için yeniden yargılama yapılmasının zorunlu olması gereklidir.
Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesine ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaat edilmiş ve bu mahkemeler tarafından ihlal kararı verilmiş ise yeniden yargılama yapılması mümkün hale gelecektir.
Bunun yanında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuranlar, hak ihlalinin tespit edilmesi halinde maddi ve manevi tazminata da hak kazanabileceklerdir.
Görüldüğü gibi, ilk derece mahkemesi tarafından hakkında yapılan yargılamada Anayasada ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan temel hak ve özgürlüklerden birinin ihlal edildiğini düşünen bir kişi bu konuda ceza avukatı yardımıyla bu mahkemelere başvurabilir.
Başvuru sonrasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hak ihlalini tespit ederse o karara ilişkin yargılama yeniden yapılabilir. Bu şekilde, başvuru yapan ve ilk derece mahkemelerinin kararı nedeniyle mağdur olan kişinin daha da fazla mağduriyet yaşamasının önüne geçilmiş olacaktır. Bunun yanında başvuranın maddi ve manevi tazminat kazanması da söz konusu olacaktır.
Bazı temel hak ve özgürlüklerin korunması gayesiyle 1959 yılında kurulmuş uluslararası bir yargı kurumu olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Ek Protokollerde belirlenen hak ve özgürlüklerin ihlal iddialarını karara bağlar.
AİHM başvurusu, AİHM tarafından oluşturulan başvuru formu kullanılarak yapılır. Bu formun sözleşmede belirtilen usule uygun bir şekilde hazırlanması gerekmektedir. Yanlış hazırlanan başvurular usulden reddedilebilir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini imzalayan ülkelerden biri tarafından Sözleşmede ve Ek Protokollerde belirlenen haklarının ihlal edildiğini düşünen herkes mahkemeye başvurabilir. Başvurucunun ihlale maruz kaldığı ülkenin vatandaşı olması şart değildir.
AİHM’e geçerli bir başvuru yapılabilmesi için başvurucunun öncelikle iç hukuk yollarını tüketmesi gerekmektedir. Dolayısıyla Türkiye açısından olaya bakılacak olursa, AİHM’e başvuru yapacak kişinin Anayasa Mahkemesinin verdiği karardan itibaren 4 ay içinde başvuru formunu göndermesi gerekmektedir.
Bunun yanında imzasız başvurular kabul edilmediği gibi daha önceden yine AİHM tarafından ya da başka bir uluslararası yargı kuruluşu tarafından karara bağlanmış olaylara ilişkin başvurular reddedilmektedir.
Ancak, İçtüzüğün 47/3 madde ve fıkrasına göre; kimliğinin açıklanmasını istemeyen başvuru sahibi bunu belirtmeli ve niçin kimliğinin gizli tutulmasını istediğini haklı gerekçelerle göstermelidir. Başvurucunun gerekçeleri haklı bulduğu takdirde başvuru sahibinin isminin gizli tutulmasına karar verilebilir.
Mahkeme içtüzüğünün 47. maddesine göre başvurunun taşıması gereken unsurlar şunlardır:
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca yapılabilecek başvurunun ve başvuruya ilişkin ek gönderimlerin, ilgili ya da müdafii tarafından hiçbir ülke resmî makamı aracı kılınmaksızın doğrudan doğruya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “CourEuropéennedesDroits de L’Homme, Conseil de L’Europe, F-67075 Strasbourg-Cedex/FRANCE, Telefon: 33(0)3 88 41 20 18, Faks: 33 (0)3 88 41 27 30 “adresine yapılması gerekmektedir.
AİHM’e yapılan başvurulara ilişkin mektupların iadeli taahhütlü olarak gönderilmesi kaybolma ihtimaline binaen önem taşımaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan ilk başvuruda hangi dilin kullanıldığı önem taşımaz. Herkes, taraf devletlerin dillerinden biri olması kaydıyla, kendi dilinde başvuru yapabilir. Ancak başvuru yapıldıktan sonra, başvuru hükümete tebliğ edilir. Bu aşamadan sonra AİHM’in resmi dilleri olan İngilizce ve Fransızca’dan birinin seçilmesi ve yazışmaların bu dille yapılması zorunludur.
Başvurucular Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine avukatları olmadan da bizzat başvuru yapabilirler. Bununla beraber başvuru dilekçesi hükümete tebliğ edildikten sonraki aşamalarda başvurucuların bir avukata vekalet vermeleri gerekmektedir. Başvurucunun avukat tutacak maddi gücü yok ise Avrupa Konseyi, adli yardım yöntemi kabul etmiştir.
Başvuru, şekil şartları yönünden incelendikten sonra, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki haklardan birini ihlal ettiği iddia olunan hükümete bildirilir. Aleyhinde AİHM’e başvuru yapılan hükümet 16 haftalık süre içinde savunmasını göndermek zorundadır. Hükümetin yaptığı savunma daha sonra 4 haftalık süre içinde cevabını sunması için başvurucuya iletilir. Başvurucu bu aşamada tazminat talebini de bildirmesi gerekir. Başvuru formunda tazminat miktarı yazılmış olsa dahi hükümetin cevaplarına karşı sunulan ikinci dilekçede, maddi ve manevi tazminat miktarlarının yeniden yazılması şarttır.
Başvurucunun cevabı ve tazminat talepleri son kez değerlendirmelerini bildirmesi için ilgili devlete gönderilir. Bu husustaki savunmada AİHM’e geldikten sonra karar taslağı hazırlanır ve başvuru, karar için dairenin önüne gelir.
Daire kararları kesin değildir. Başvurunun taraflarından birisi, Dairenin kararını üç ay içerisinde Büyük Daire önüne götürebilir. Eğer üç aylık sürenin sonunda, karar Büyük Daire’ye götürülmemişse veya taraflar bu yöndeki taleplerinden vazgeçmişlerse karar kesinleşir. Bunun yanında taraflardan birisi Daire kararını Büyük Daire’ye götürmek adına gerekle başvuruyu yapmasına rağmen bu talep beş kişilik Panel tarafından reddedilmişse daire kararı yine kesinleşmiş olur.
Dairenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki haklardan birinin ya da birkaçının ihlal edildiği yönündeki tespiti bir miktar paranın başvurucuya ödenmesini gerektirir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı kesinleştikten sonra 3 ay içinde tazminatın ödenmesi için Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığınca ilgiliyle irtibata geçilir ve başvurucu tarafından gerekli belgelerin Başkanlığa ulaşmasından sonra ödeme gerçekleştirilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iç hukuk mekanizmalarında ulaşılamayan hakkın elde edilmesi yönünde başvurulacak en son çare olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle AİHM’e yapılacak başvurunun gerek şekil gerekse de esas bakımından olması gerektiği gibi hazırlanması başvurunun kabul edilebilirliği açısından hayati önemdedir. Başvuru formunda önemsiz gibi görünen küçük bir eksiklik dahi başvurunun ön inceleme aşamasında reddedilmesi ihtimalini doğurmaktadır. Bu itibarla, başvurucu davasında haklı da olsa, usulüne uygun yapılmamış bir başvuru dilekçesi bir işe yaramayacaktır.
Anayasa Mahkemesine ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılacak başvurular olağan kanun yollarından hem usuli hem de esas yönüyle farklı şartlar taşımaktadır. Bunun yanında, söz konusu başvurulara ilişkin süreçler herhangi bir mahkeme önünde dava açıldığı anda başlarlar.
Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlamında korunan temel hakların ihlali iddialarının, ihlalin ortaya çıktığı ve yargılamanın başladığı andan itibaren yerel yargılama makamları önünde ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi tutum, ihlal edildiği düşünülen hakların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde ileri sürülememesi riskini meydana getirir.
Bu itibarla, ceza avukatı hukuki desteği mağduriyetin sonlandırılması adına önemli bir yere sahiptir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru yapmak için Avukat Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.
2002 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olan Harun Karadağ, ülkenin çeşitli yerlerinde Cumhuriyet Savcısı, sonrasında ise Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı ve Yargıtay Ceza Dairelerinde hâkim olarak görev yapmıştır. İstanbul merkezli olmak üzere, Ankara, İzmir ve Kayseri'de müvekkillerine hukuki destek sağlamaktadır.
Avukat Harun Karadağ © 2022 Tüm Hakları Saklıdır.
Bizimle İletişime Geçin