Mahkemeler tarafından adam öldürmeye teşebbüs tutuksuz yargılama konusu, somut olayın şartları içerisinde değerlendirilmektedir. Kuvvetli suç şüphesinin varlığı, delillerin karatılma ihtimali ile şüpheli veya sanığın kaçma durumu mevcutsa adam öldürmeye teşebbüs suçundan tutuksuz yargılama ihtimali düşüktür.
Bununla birlikte, somut olayda, adam öldürmeye teşebbüs suçunda tutuklu yargılama nedenleri olsa bile, hakim şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı yerine adli kontrol kararı verebilir.
Ayrıca somut olayın tüm deliller nazarında yapılacak değerlendirilmesi sonucunda eylemin adam öldürmeye teşebbüs değil de kasten yaralama suçunu oluşturduğu kanaatine ulaşılır ise de tutuksuz yargılanma ihtimali daha yüksek olacaktır.
Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçunun Cezası
Kasten öldürme suçunun temel şekli TCK’nın 81. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır”.
Kasten öldürme suçunun nitelikli hallerinin neler olduğu ise Türk Ceza Kanunun 82. maddesinde gösterilmiştir. Bu maddede belirtilen şekillerde kasten adam öldürme suçunun işlenmesi durumunda ise fail ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Suça teşebbüs durumunda cezanın ne kadar olacağının düzenlendiği TCK’nın 35/2 maddesine göre, Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Hangi Durumlarda Adam Öldürmeye Teşebbüs Tutuksuz Yargılama Mümkündür?
Adam öldürmeye teşebbüs suçu, cezasının ağırlığı nedeniyle ağır ceza mahkemesinde görülmektedir. Adam öldürmeye teşebbüs suçunun oluşması belli şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Bu şartlar gerçekleşmediğinde sanığın daha az cezayı gerektiren kasten yaralama ile yargılanması ve bu suçlardan ceza alması mümkündür.
Ağır cezalık suçlarla muhatap olan kişilerin tecrübeli ağır ceza avukatı ile birlikte hareket etmesi, bu tür suçların cezalarının çok ağır olması nazara alındığında önem taşımaktadır. Zira yapılacak bir hatanın sonucu, uzun yıllar sürecek ve kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakacak sonuçlara neden olabilmektedir.
Bunun yanında, suçun işlendiği iddiası tek başına tutuklama kararı verilmesi için yeterli değildir. Gerek CMK hükümleri gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesi açısından tutuklama kararı verilebilmesi için, şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların bulunması, ayrıca şüpheli veya sanığın delilleri yok edeceği, gizleyeceği veya değiştireceği yönünde kuvvetli şüphe bulunması gereklidir.
Dolayısıyla ağır ceza yargılaması aşamasında, tecrübeli bir ceza avukatı nezaretinde tutuklamanın şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ortaya koyulmalıdır. Bunun mümkün olmaması halinde ise, adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını sağlama adına gerekli adımlar atılmalıdır.
Bu itibarla, adam öldürmeye teşebbüs suçunda, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasında ve yine yargılama sürecinde gerek şüpheli ve sanık, gerekse mağdur yönünden bu kişilerin yasal haklarının tecrübeli bir ağır ceza avukatı olarak savunulması önemi şüpheden varestedir.
Hangi Durumlarda Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Tutuklu Yargılama Kararı Verilir
Ceza Muhakemesi Kanununun 100. maddesine, göre tutuklama kararı verilebilmesi için şu şartlar aranmaktadır.
1. Kuvvetli Suç Şüphesi: Tutuklama kararı verilebilmesi için ilk şart, şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunmasıdır.
2. Tutuklama Nedeni: Tutuklama kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesi yanında ayrıca bir tutuklama nedeni de bulunmalıdır.
Bir tutuklama sebebinin mevcut olduğu varsayılan haller şunlardır:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa bir tutuklama nedeni var sayılabilir.
Katalog suçlarda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı durumunda bir tutuklama nedeninin de mevcut olduğu kabul edilir.
Bu itibarla, katolog suçlardan birini gerçekleştirdiği noktasında somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması durumunda, şüpheli veya sanığın kaçacağı veya delilleri karartma ihtimalinin bulunduğu kabul edilir.
Bu anlamda adam öldürmeye teşebbüs suçunun CMK’nın 100/3 maddesinde sayılan katalog suçlardan olduğu göz önüne alındığında uygulamada tutuklama kararının sıklıkla verilmekte olduğu görülmektedir.
Adam Öldürmeye Teşebbüs ve Yaralama Kastının Belirlenmesi
Yargıtay’ın, Adam Öldürme Suçunun Kasıtlı Gerçekleştirilip Gerçekleştirilmediğini Belirlemek İçin Uyguladığı Kriterler Şunlardır
* Fail ile mağdur arasında olay öncesinde öldürmeye kadar varabilecek bir husumetin bulunup bulunmadığı,
* Eylemde kullanılan araçların öldürmeye elverişli olup olmadığı,
* Mağdurun ne şekilde yaralandığı,
* Mağdurun hayati bölgelerine darbe yapılıp yapılmadığı,
* Failin fiilini ne şekilde sonlandırdığı
* Failin olay sonrası mağdura yaklaşımının nasıl olduğu.
Yargıtay bu kriterleri uygulamak suretiyle failin eyleminin adam öldürmeye teşebbüs suçunu mu yoksa kasten yaralama suçunu mu oluşturduğuna karar vermektedir.
Mahkemeler tarafından bu yönde yapılacak değerlendirme başta da ifade ettiğimiz üzere, adam öldürmeye teşebbüs tutuksuz yargılama noktasında büyük önem taşımaktadır.
Adam Öldürmeye Teşebbüs Tutuksuz Yargılama Yargıtay Kararları
Bu bölümde failin eyleminin Yargıtay bakımından hangi durumlarda adam öldürmeye teşebbüs suçunu değil kasten yaralama suçunu oluşturacağı noktasında emsal kararlar üzerinden ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2015/170 sayılı kararı, olay günü sanık … yolda karşılaştığı akrabası olan mağdur …. bıçakla vurarak, sol elinden bir, batın bölgesinden dört bıçak darbesiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaraladığı ve eylemine kendiliğinden son verdiği olayda, darbelerin şiddeti ve engel olmadığı halde eylemin sürdürülmemesi hususları dikkate alındığında, sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşılmakla, kasten yaralama suçlarından hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, suçun niteliğinde hataya düşülerek öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2012/8540 sayılı kararı, sanık Ali’nin mağdur Yusuf’u tek bıçak darbesiyle, sol ön kol volar bölgeden, hayati tehlike geçirmesine neden olmayacak ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı olayda, eyleme bağlı kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşıldığı halde suç vasfında hataya düşülerek, bıçakla öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulmak suretiyle fazla ceza tayini yasaya aykırıdır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2012/7709 sayılı kararı, Sanığın, mağdura bıçakla bir kez vurarak böbrekte yaralanmaya ve yaşamsal tehlike geçirmesine neden olduğu olayda, ciddi engel bulunmadığı halde eylemin sürdürülmediği, taraflar arasında öldürmeyi gerektirecek husumet bulunmaması ve darbe sayısı dikkate alındığında sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşıldığı halde, suçun niteliğinde hataya düşülerek kasten yaralama suçu yerine yazılı şekilde öldürmeye teşebbüsten hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2018/2871 sayılı kararı, suça sürüklenen çocuğun, mağduru sol göğüs boşluğuna nafiz olacak şekilde yaraladığı, bu bölgedeki yaranın herhangi bir duyu organ kaybı zaafına neden olmadığı, sanığın engel bir durum olmamasına rağmen eylemden sonra olay yerinden kaçarak kendiliğinden eylemine son verdiği dikkate alındığında, ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşılmakla, olayın oluşu ve yara sayısı gözetilerek, kasten yaralama suçundan hüküm kurulması yerine, suç vasfında hataya düşülerek, öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2012/9428 sayılı kararı, sanığın, silahtan sayılan bıçakla 7 kez vurmak suretiyle mağdurun sırt, alın ve sağ kol bölgelerinde basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte yumuşak doku lezyonları oluşturacak şekilde yaraladığı olayda; suçun işleniş biçimi ve her bir yaranın niteliği birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu ve darbe sayısı gözönüne alınarak TCK.nun 61.maddesi uyarınca kasten yaralama suçundan temel cezanın üst sınırdan belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, suç niteliğinde hataya düşülerek yazılı şekilde öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2015/28421 sayılı kararı, Sanığın, evinin bahçe duvarlarına yazı yazan şahıs olduğu düşüncesiyle kız arkadaşı ile dolaşan mağduru bu sebeple yaraladığı olayda; mağdurun “sol kol laterelde 1 cm cilt altı kesi, sol göğüs meme hizasında 1 cm kesi” oluşacak şekilde yaralandığı, sadece göğsündeki yaralanmanın hemopönomotoraksa neden olduğundan yaşamını tehlikeye soktuğu, sanığın mağduru yaralandıktan sonra bırakıp gittiği, kastının yaralamaya yönelik olduğu mağdur ve tanık beyanlarından anlaşılmaktadır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2012/5153 sayılı kararı, Sanığın, av tüfeğiyle ateş ederek mağduru, sol uyluk, sol kalça, sol umblikal bölgelerinden 0,2 cm çapında çok sayıda saçma tanesi isabeti ile yaşamsal tehlike doğurmayacak, ancak basit bir tıbbi müdahale ile de giderilemeyecek şekilde yaraladığı, daha sonra eylemine devam etmeyerek olay yerinden kendiliğinden uzaklaştığı olayda; sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşıldığı halde; kasten yaralama suçundan cezalandırılması yerine öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Kasten öldürme ve adam öldürmeye teşebbüs tutuksuz yargılama konusunda Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.