Aldatma haksız tahrik sayılır mı sorusuna verilecek olumlu yanıt birçok suç açısından failin daha az ceza almasına etki edecektir. Aşağıda Yargıtay ilgili ceza dairelerinin örnek kararlarıyla da işaret edildiği gibi, adam öldürme, yaralama, tehdit ve hakaret suçları açısından aldatma haksız tahrik sayılır mı sorusuna olumlu cevap vermek mümkündür.
Ceza Genel Kurulu’nun 06.07.2021 tarih ve 2021 / 343 sayılı kararına göre,
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir.
Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
* Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
* Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
* Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
* Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sadır olmalıdır.
Türk Ceza Kanunu’nda, haksız tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Kasten Öldürme Suçu Açısından Aldatma Haksız Tahrik Sayılır Mı?
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2019/2814 sayılı kararı, Maktul ile eş olan sanığın, maktulün kendisini aldattığı hususunda uzun bir süredir yoğun şüphe duyduğu, bu nedenle aralarında soğukluk bulunduğu, olay günü sanığın işe gittiği, ilerleyen saatlerde maktulü telefonla aradığı ve maktule nerede olduğunu sorduğu, sanığın tekrar eve geldiği, sanığın evde iken maktulü tekrar aradığı bu kez maktulün tanık …’nın evinde olduğunu söylediği, bu sırada sanığın evde kendine ait olmayan erkek cinsel güç artırıcı haplara rastladığı, iyice kuşkulanan sanığın maktulün gerçekten tanık …’nın evine gidip gitmediğini anlamak için tanık …’nın evine gittiği, kendisine kapının açılmadığı, kapı arkasından yapılan konuşmada sanığın eşi olan maktule eve gelmesini söylediği, ancak; maktulün eve gelmeyi kabul etmediği, bunun üzerine eve tekrar dönen sanığın akrabalarına haber verdiği, maktulün tanık …’nın evinden dışarı çıktığını duyması üzerine, maktulü yolda bıçaklamak suretiyle öldürdüğü, olaydan sonra maktule ait olduğu anlaşılan telefonların yapılan incelenmesinde, maktulün bir başka kişiyle sevgili olarak görüştüğünün anlaşıldığı ve tanık olarak dinlenen maktul ile sanığın ortak kızları …’nın telefon tespitindeki bilgileri destekleyen beyanları da dikkate alındığında, sanığın, maktulün kendisini aldattığı yönündeki düşüncelerinde yanılmadığı ve sanıktaki bu düşüncelerin maktulden kaynaklanan hareketler nedeniyle oluştuğunun anlaşılması karşısında, maktul eşiyle bir başka nedenden kaynaklanan sorunu bulunmayan sanığın üzerine atılı kasten öldürme suçunu aldatılma duygusu içerisinde gerçekleştirdiği ve bu duruma maktulden kaynaklı hareketlerin sebebiyet verdiği göz önüne alınarak sanık lehine makul oranda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2015/3744 sayılı kararı, sanık ile maktülün yaklaşık 20 yıldır evli oldukları, maktülün gizlice telefon konuşmaları yaptığını gören sanığın, kendisini aldattığından şüphelendiği, bu nedenle aralarında birçok kez tartışma yaşandığı, telefonda kiminle görüştüğünü sormasına rağmen öğrenemediği, olay günü yine bu nedenle çıkan tartışmanın devamında, sanığın çeşitli yerlerinden darp ettiği maktülün, kaldırıldığı hastanede künt kafa travmasına bağlı kafatası kemik kırıklarıyla birlikte beyin kanaması, beyin dokusu harabiyeti ve buna bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu öldüğü, maktülün cep telefonu kayıtlarının incelenmesinde tanık …. tarafından da doğrulanan birçok sayıda telefon görüşmesinin tespit edildiği anlaşılan olayda, evli maktülün sadakat yükümlülüğüne aykırı şekilde hiç yüz yüze gelmediği bir başka erkekle telefon görüşmelerinden ibaret haksız tahrik teşkil eden eylemi nedeniyle, sanık hakkında 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası öngören TCK’nun 29. maddesinin uygulanması sırasında, asgari oranda indirim yapılmasının yeterli olduğu gözetilmeden, 21 yıl hapis cezası verilmesi suretiyle eksik ceza tayini yasaya aykırıdır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2012/4470 sayılı kararı, Evli ve iki çocuk annesi olan sanık K1’ın maktul ile ilişkisinin bulunduğu, eşinden boşanarak maktul ile evlenmeyi planladığı, ilişkilerinin maktulün ailesi ve kendi ailesi tarafından öğrenilmesi ve eşinin evi terk etmesi üzerine sanığın boşanma davası açtığı, bu arada eşinin sanığın kendisini aldattığını etrafta yaydığı, sanığın evlenmeye ilişkin ısrarı üzerine maktulün sanıktan ayrılmaya karar verdiği, sanığın telefonlarına çıkmadığı, mesajlarını cevaplamadığı, olay günü sanığın yolda yürümekte olan maktulün arkasından yaklaşarak kafasına doğru bir el ateş ettiği, maktulün yere düşmesi üzerine bir el daha ateş ettiği, maktulün aldığı yara sonucu olay yerinde öldüğü olayda; maktulden sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan hukukça geçerli haksız fiil bulunmadığı anlaşılmakla, tahrik nedeniyle cezada indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini yasaya aykırıdır.
Kasten Yaralama Suçu Açısından Aldatma Haksız Tahrik Sayılır Mı?
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2014/19626 sayılı kararı, Sanığın, olay tarihinde evine vardığında yatağının dağınık olduğunu görmesi üzerine müşteki eşinin kendisini aldattığından şüphelendiğini, eşine bu hususu ısrarla sorduğunda eşinin kendisini aldattığını söylediğini, bunun üzerine eylemini gerçekleştirdiğini savunması karşısında, sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2016/4679 sayılı kararı, Sanığın hazırlıkta alınan ifadesinde eşinin kendisini aldattığından şüphelendiğini, telefon görüşmelerini takip ettiği, eşinin sıklıkla görüştüğünü tespit ettiği bir numarayı eşine sorduğunda eşiyle tartışma çıktığını, bunun üzerine eylemini gerçekleştirdiğini savunması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4 Ceza Dairesinin 2015/35187 sayılı kararı, Sanığın, eşi olan mağdurun kendisini aldattığını düşündüğünü ve sinirle eylemi gerçekleştirdiğini savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi değerlendirilerek, TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanma olanağının tartışılmaması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2015/14158 sayılı kararı, Olay günü sanığın, eşinin kendisinden habersiz kullandığı ikinci bir telefon hattı olduğunu ve bu hat üzerinden eşinin başka bir erkekle görüştüğünü öğrendiği, bu hattan eşi adına yazdığı mesajlara cinsel içerikli cevaplar gelince eşinin kendisini aldattığını anladığı, bu durumun olay anında yanlarında olan tanıklar Fuat ve Ö.. K..’ın beyanları ile doğrulandığı, mesajların muhatabı olan A.. Ö..’ın da soruşturma aşamasında alınan beyanında, katılan ile mesajlaştıklarını tevilli olarak kabul etmesi karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/13307 sayılı kararı, Suç tarihi dönemden üç ay kadar önce sanığın resmî nikahlı eşi olan mağdurenin başka bir erkekle uzun süreli görüşmelerinin olduğunu tespit edip, tanımadığı bu kişinin evine girip çıktığını görmesi üzerine kendisini aldattığını düşündüğü mağdureyi duyduğu elem ve hiddetle askı demiriyle dövdüğü dosya içeriğinden anlaşıldığından, TCK.nın 86/2, 86/3a-3e maddeleri gereğince belirlenen cezalar üzerinden koşulları oluştuğu halde, haksız tahrike ilişkin aynı Kanunun 29/1. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması neticesinde fazla ceza tayini yasaya aykırıdır.
Tehdit Suçu Açısından Aldatma Haksız Tahrik Sayılır Mı?
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/18705 sayılı kararı, Sanığın aşamalarda, katılan olan eşini erkek arkadaşıyla konuşurken gördüğünü ve kendisini aldattığını düşündüğü için tartıştığını savunması karşısında; olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre, TCK’nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2015/37795 sayılı kararı, Sanığın kendisini aldattığını belirttiği, bu yüzden aralarında boşanma davası devam eden eşi olan katılanın üzerine kayıtlı ancak kendisinin de çalışarak katkıda bulunduğundan hak iddia ettiği eve girmek istediği, ancak katılanın eve almak istememesi üzerine katılanı ölümle tehdit ettiğinin iddia olunması karşısında, iddiaların doğruluğu araştırılarak sanık hakkında TCK’nun 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükmünün uygulanma olanağının tartışılmaması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/16881 sayılı kararı, Sanığın aşamalarda, eşinin kendisini katılanla aldattığını savunması karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre, sanık hakkında, tehdit suçundan TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması yasaya aykırıdır.
Hakaret Suçu Açısından Aldatma Haksız Tahrik Sayılır Mı?
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2014/22550 sayılı kararı, sanığın, tüm aşamalarda, katılanın, çocuklarını kendisine göstermediğini hakaret ettiğini, boşanma gerçekleşmeden önce katılan eşinin başkasıyla ilişkisi olduğunu duyduğunu savunması, katılanın ise, sanığın kendisini aldattığını ve boşanmaya zorladığını, ancak boşanmak istemediği için boşanma davasının reddedildiğini beyan etmesi karşısında, gerekirse ilgili boşanma dava dosyasının onaylı örneği getirtilip, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak TCK’nın 29 ve 129. maddelerindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanma olanağı tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle hükümler kurulması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/10124 sayılı kararı, Sanığın savunmasında eşinin kendisini aldattığını ve ”seni Develi’de yaşatmayacağım, öldüreceğim, ….’i alıp kolumda gezeceğim” şeklinde sözler söylediğini ve kendisine küfrettiğini belirtmesi karşısında, sanığın katılan …’ye yönelik işlediği suçlar yönünden, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre sanık lehine TCK’nın 29. ve hakaret suçunda aynı Kanun’un 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması yasaya aykırıdır.
Adam öldürme, kasten yaralama, hakaret ve tehdit suçları ile aldatma haksız tahrik sayılır mı? konusunda Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.