Yazımızda mağdura söylenen beyinsiz hakaret mi sorusuna Yargıtay içtihatları doğrultusunda cevap vermeye çalışacağız.
Yargıtay’ın ceza, boşanma ve tazminat davalarında verdiği çeşitli tarihli kararlarında “beyinsiz” kelimesinin hakaret olarak değerlendirildiği görülmektedir.
Ceza Hukuku Anlamında Beyinsiz Hakaret Mi?
Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövme şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır. Bu açıklamalar ışığında “beyinsiz hakaret mi” ile ilgili verilen içtihatlara bakacak olursak;
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2014/19417 sayılı kararı, sanığın, “beyinsizler, aptallar” şeklindeki sözlerle birden fazla kişiye karşı tek fiil ile hakaret ettiğinin kabulü karşısında, hükmolunan cezanın TCK’nın 43/2.maddesiyle artırılması yerine, iki ayrı hakaret suçundan ceza verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2015/21269 sayılı kararı, Katılan sanık …’nin sahibi bulunduğu eczanenin önüne aracını park eden katılan sanık …’e ait aracın tamponuna zarar verdiği ve facebook üzerinden “Başka yer yokmuş gibi arabasını eczanenin önüne park eden beyinsiz kadına sesleniyorum kusura bakma arabana bilerek vurmak istemezdim” diye yazarak hakaret ettiği, ortak arkadaşlarının bu yazıyı görmesi üzerine haber alan katılan sanık …’in, aracını kontrol ettiğinde tamponda 1cm sıyrık ve plastik aksamın yerinden çıktığını gördüğü, katılan sanık …’nin eczanesine giderek “Seviyesizlik yapıyorsun sürtük” diye hakaret ettiği olayda; katılan sanıkların hakaret suçundan cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Yargıtay Ceza Dairesi de, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün Onanmasına karar vermiştir.
Boşanma Davası Açısından Beyinsiz Hakaret Mi?
Boşanma davası açan tarafların zaman zaman birbirlerine hakaret ettikleri ve bu durumu dava dilekçelerinde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik nedeni olarak gösterdikleri bilinmektedir.
Bu anlamda “Beyinsiz” kelimesi de eşlerin birbirlerine söyledikleri kelimelerden birisi olup Yargıtay ilgili hukuk dairesinin bu ifadeyi hakaret olarak nitelendirdiği ve eşine hakaret eden kişiyi kusurlu gördüğü ve bazı durumlarda tazminata karar verdiği anlaşılmaktadır. Nitekim,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/9985 sayılı kararı, Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının, bağımsız konut temininden kaçındığı, eşine “geri zekalı, beyinsiz” şeklinde sözler söyleyerek aşağıladığı, sevmediğini ve istemediğini söylediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2017/4939 sayılı kararı, Mahkemece, davalı erkek tam kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin sürekli olarak birlik görevlerini ihmal ettiği, davacı kadının ise erkeğe “Sıfır kafalı, beyinsiz, görgüsüz” demek suretiyle aşağıladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına tazminat verilemez. Kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi koşulları oluşmamıştır. Gerçekleşen duruma göre, davacı kadının maddi tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/21241 sayılı kararı, Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı kadının eve misafir almadığı, eşinin kardeşini evden kovduğu ve gereksiz harcamalarda bulunarak birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı erkeğin ise eşine sürekli şiddet uyguladığı, “beyinsiz”‘ diye hakaret ettiği ve eve misafir gelmesine izin vermediği anlaşılmaktadır.
Eşine hakaret eden ve sürekli şiddet uygulayan davacı erkek davalı kadına göre boşanmaya neden olan olaylarda daha fazla kusurludur. Bu yön nazara alınmadan tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak, davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu olan davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin (1.) ve (2.) fıkrası gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu isteklerin reddi doğru bulunmamıştır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2016/11341 sayılı kararı, Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kadının, davacı-davalı erkeğe beyinsiz, geri zekalı, bunu görünce domuz görmüş gibi oluyorum diyerek hakaret ettiği, evlenmelerine aracı olan kişiye yönelik olarak beni niye buraya verdi, ciğerleri sökülsün, eşine de zıkkımın kökünü ye demek suretiyle aşağıladığı ve birlik görevlerini gereği gibi yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
Hakaret eyleminin gerek ceza gerekse boşanma ve tazminat yönünden ileri sürülmesi açısından kullanılan kelime kadar hangi bağlamda ifade edildiği de önem taşımaktadır. Bu itibarla tecrübeli bir ceza ve boşanma avukatı ile çalışılması önem taşımaktadır.
Mağdura hitaben söylenen “Beyinsiz” ifadesiyle ilgili Ceza Kanunu ve Medeni Kanun çerçevesinde mağdur, sanık veya davalı yönünden hak kaybı yaşamamanız adına Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.