Yazımızda “Emekli Olmak İçin Yaşam Belgesi İstenebilir Mi?” konusu Yargı kararlarıyla ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı adresi resmi olarak yurt dışı olan vatandaşların emeklilik başvurularını, büyükelçilik veya konsoloslukça verilen “yaşam belgesi”nin sunulmaması nedeniyle reddetmektedir. Bu makalede SGK’nın emekli olmak için yaşam belgesi şartını ileri sürmesinin hukuki olup olmadığı ele alınmıştır.
Emeklilik ve şartları; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda (5510 sayılı Kanun) düzenlenmiştir. (25 ila 42’nci maddeler) 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na tabi olanlarla ilgili geçiş hükümlerine yer verilmiştir. Geçici 4’üncü madde kapsamında 5510 sayılı Kanun’da aksine bir düzenleme bulunmadığı hâlde 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğü tarihinde kamu görevlisi olanlar hakkında 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür.
5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesi kapsamındakiler için uygulanmasına devam olunan 5434 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesinde, emekli aylığı bağlanacak hâller sayılmış ve 91’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde; her ne suretle olursa olsun açıkta bulunanlardan emekli aylığına müstahak olanlara veya ölenlere emekli ve adi malullük aylıkları ile dul ve yetimlerine bağlanacak aylıkların, son ayrıldıkları kurumlara kendileri veya dul ve yetimleri tarafından yazı ile yapılacak müracaat tarihlerini takip eden ay başından başlayacağı hükmüne yer verilmiştir. 5434 sayılı Kanun’un 123’üncü maddesinde ise; aylıkların ödenmesi için aylık sahiplerinin durumlarında değişiklik olup olmadığının, yoklama usulü ile belirleneceği hüküm altına alınmış olup anılan maddenin devamında, yabancı memleketlerdeki Türk elçilik ve konsolosluklarının yoklama işlemlerindeki vazifelerinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Bu madde uyarınca yürürlüğe konulan Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliği’nin 1’inci maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı; T. C. Emekli Sandığınca bağlanan aylıkların ödenmesi için aylık sahiplerinin durumlarında değişiklik olup olmadığı bakımından yoklama yapılmasını ve yapılacak yoklamanın esaslarını düzenlemektir.” kuralı ile Yönetmelik hükümlerinin aylık sahipleri hakkında uygulanacağı öngörülmüştür. Yönetmelik’in “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinde “T. C. Emekli Sandığınca bağlanan aylıkları kendisi alanlar ile veli, vasi, kayyım ya da vekillerine ödenenler, bu Yönetmelikte yazılı usullere göre yoklama belgesi doldurmak mecburiyetindedirler.” kuralı getirilmiş ve “Yoklama belgesi ile verilecek belgeler” başlıklı 7’nci maddesinin son fıkrasında ise “Yurt dışında ikamet ederek aylıklarını yurt içindeki veya yurt dışındaki bankalardan kendisi veya veli, vasi, vekil, kayyım aracılığıyla alanlar, ikamet ettikleri yabancı ülkelerde ikametgahlarına en yakın yetkili Büyükelçilik veya Konsolosluklardan alacakları hayatta olduklarına dair bir belgeyi, yılda bir defa birinci dönem aylık veya üç aylıklarının ödeme tarihleri esas alınmak suretiyle verilen yoklama belgelerine eklemeleri gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 7’nci maddesinde resmî sicil ve senetlerin, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturacağı, 30’uncu maddesinde ise doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunacağı öngörülmüştür. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 43’üncü maddesinde de onaylı nüfus kayıt örneklerinin aksi ispat edilene kadar geçerli olduğu belirtilmiştir.
Emeklilik işlemlerinin başlatılması için ilgili kişinin veya vekilinin emeklilik şartlarını haiz olması şartıyla yazılı başvuru yapması dışında herhangi bir şart öngörülmemiştir. Bu nedenle emekli olmanın “yaşam belgesi” sunmaya bağlanmasının hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır.
SGK; “yaşam belgesi” talep etmesini; 5434 sayılı Kanun’un 123’üncü maddesi ve Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliği’nin 7’nci maddesine dayandırmaktadır. 5434 sayılı Kanun’un 123’üncü maddesinin hükmü aşağıdaki şekildedir:
“Aylıkların ödenmesi için aylık sahiplerinin durumlarında değişiklik olup olmadığı bakımından yoklama yapılır.
Yoklamanın;
a) Esas ve şekilleri
b) Zamanı ve müddeti
c) Kullanılacak belgeler
d) Kurumların, memurlarının ücret dereceleri özel teadül kanunları ile belirtilen daire, müessese ve ortaklıkların veya bunlara bağlı veya bunların kurduğu veya katıldığı ortaklıkların, aylık ve tahakkuk ettiren ve ödeyen servislerinin, nüfus ve evlenme memurlarının, muhtarların ve yabancı memleketlerdeki Türk elçilik ve konsolosluklarının yoklama işlemlerindeki vazifeleri yönetmelikle belirtilir.”
SGK’nın dayandığı Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliği’nin 7’nci maddesinde ise aşağıdaki düzenleme yer almaktadır:
“Yurt dışında ikamet ederek aylıklarını yurt içindeki veya yurt dışındaki bankalardan kendisi veya veli, vasi, vekil, kayyım aracılığıyla alanlar, ikamet ettikleri yabancı ülkelerde ikametgahlarına en yakın yetkili Büyükelçilik veya Konsolosluklardan alacakları hayatta olduklarına dair bir belgeyi, yılda bir defa birinci dönem aylık veya üç aylıklarının ödeme tarihleri esas alınmak suretiyle verilen yoklama belgelerine eklemeleri gerekir.”
Görüleceği üzere SGK’nın hukuki dayanak olarak ileri sürdüğü 5434 sayılı Kanun’un mülga 123’üncü maddesi ve Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliği’nin 7’nci maddesinin üçüncü fıkrası emekli olabilmek için değil, emeklilik aylığını devam ettirebilmek için düzenleme öngörmüştür. 5434 sayılı Kanun’un mülga 123’üncü maddesinde açık bir şekilde “Aylıkların ödenmesi için aylık sahiplerinin durumlarında değişiklik olup olmadığı bakımından yoklama yapılır.” denilerek emeklilik sonrası aylık ödenmesine yönelik düzenleme öngörülmüştür. Hakeza 5434 sayılı Kanun’un mülga 123’üncü maddesi kapsamında çıkarılan Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliği’nin 7’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da emekli aylıklarının devamına ilişkin düzenleme yapılmıştır. Dolayısıyla SGK’nın dayandığı 5434 sayılı Kanun’un mülga 123’üncü maddesi ve Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliği’nin 7’nci maddesinin üçüncü fıkrası ile emekli olmak için değil, emekli aylığının devamı için düzenlemeler öngörüldüğünden SGK’nın emekli olma talebini reddi açık bir şekilde hukuka aykırıdır.
“Emekli Olmak İçin Yaşam Belgesi İstenebilir Mi?” Yargı Kararları
SGK’nın büyükelçilik veya konsolosluklardan “yaşam belgesi” alınmaması nedeniyle emeklilik işlemini yapmaması üzerine açılan iptal davalarında ilk derece mahkemeler yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi yönünde hüküm tesis etmişlerse de istinaf mahkemeleri hukuka aykırı mahkeme kararını kaldırarak davanın kabulü yönünde karar vermişlerdir. Aşağıya aktarılan kararlardan açıkça görüleceği üzere büyükelçilik veya konsolosluklardan “yaşam belgesi” alınması şartının emekli olmak için değil, emekli aylığının devamı için öngörüldüğü belirtilerek emekli olma talebinin 5434 sayılı Kanun’un mülga 123’üncü maddesi ve Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliği’nin 7’nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre reddi hukuka aykırı bulunmuş ve davanın kabulüne karar verilmiştir:
“İlgili mevzuat bir bütün olarak incelendiğinde; aylık bağlanması için yaşam belgesinin arandığından söz edilemeyeceği, ilgilinin kendisi veya usulüne uygun olarak tayin edilen vekili tarafından başvuru koşulunun yerine getirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrinde kıdemli albay olarak çalışmaktayken kamu görevinden çıkarıldığı, eşi tarafından davacının emeklilik işlemlerinin yapılması istemiyle yapılan başvurunun, davacının ikamet ettiği ülkedeki ikametgahına en yakın yetkili Büyükelçilik veya Konsolosluktan alacağı Yaşam Belgesinin aslını davalı idareye göndermesi halinde talebin yeniden değerlendirileceğinden bahisle başvurunun reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mezkur mevzuat kapsamında davacının hizmet süresi ve yaş koşulunu tamamlaması halinde kendisi veya vekili tarafından emekli aylığı bağlanması talebiyle yapılan başvurunun kabulü gerekirken, ilk defa emeklilik işlemlerinin yapılması aşamasında mevzuatta öngörülmeyen konsolosluk veya büyükelçilikten alınmış yaşam belgesinin bulunmadığından bahisle emeklilik başvurusunun reddine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata uygunluk, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.” (Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairenin 12.03.2025 tarihli, 2023/1751 Esas ve 2025/1166 Karar sayılı kararı)
“İlgili mevzuat bir bütün olarak incelendiğinde; aylık bağlanması için yaşam belgesinin arandığından söz edilemeyeceği, ilgilinin kendisi veya usulüne uygun olarak tayin edilen vekili tarafından başvuru koşulunun yerine getirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, Kara Kuvvetleri Komutanlığında subay olarak çalışmaktayken 677 sayılı KHK’ya ekli listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarıldığı, bunun üzerine ilk olarak 22/04/2022 tarihli dilekçe ile davalı idareye emeklilik işlemlerinin yapılması için başvuruda bulunduğu, 31/08/2022 tarihli dilekçe ile de Alman makamlarından edinildiği belirtilen ‘Hayatta Olma ve Uyrukluk Belgesi’ni sunarak emekli işlemlerinin tamamlanması talebinde bulunduğu, ancak bahsi geçen belgenin yetkili Büyükelçilik veya Konsoloslukça düzenlenmediğinden işlem yapılmasına imkan bulunmadığına karar verildiği, yine davacının ikamet ettiği ülkedeki ikametgahına en yakın yetkili Büyükelçilik veya Konsolosluktan alacağı Yaşam Belgesinin aslını davalı idareye göndermesi halinde talebin yeniden değerlendirileceğinden bahisle başvurunun reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mezkur mevzuat kapsamında davacının hizmet süresi ve yaş koşulunu tamamlaması halinde kendisi veya vekili tarafından emekli aylığı bağlanması talebiyle yapılan başvurunun kabulü gerekirken, ilk defa emeklilik işlemlerinin yapılması aşamasında mevzuatta öngörülmeyen konsolosluk veya büyükelçilikten alınmış yaşam belgesinin bulunmadığından bahisle emeklilik başvurusunun reddine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata uygunluk, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.” (Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairenin 12.02.2025 tarihli, 2023/3507 Esas ve 2025/595 Karar sayılı kararı)
“Dava dosyası, davacının önceki iptal davaları ve ilgili mevzuat incelendiğinde; emekli aylığı bağlanması için yaşam belgesinin arandığından söz edilemeyeceğinden, davacıya emekli aylığı bağlanabilecek şartları taşıdığının anlaşılması halinde emekli ikramiyesinin ödenmesi istemi yönünden de yaşam belgesinin aranması gerektiğinden söz edilemeyeceği açık olup davacı tarafından Ankara 17. İdare Mahkemesinin 2021/2264 esas sayılı dosyasında açılan davada, istinaf aşamasında verilen ve emekli aylığı yönünden kesinleştiği görülen iptale ilişkin yargı kararı da gözetilerek emeklilik işlemlerinin başlatılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının emekli ikramiyesinin ödenmesi istemi yönünden ilgili mevzuat kapsamında öngörülen şartlar bakımından bir değerlendirme yapılması ve bu suretle işlem tesisi cihetine gidilmesi gerekirken davalı idarece, davacının başvuru evrakı arasında yaşam belgesinin aranmasında ve bu nedenle işbu davaya konu olan davacı başvurusunun emekli ikramiyesi ödenmesi istemi yönünden reddine ilişkin olarak tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının yoksun kaldığı hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden incelendiğinde ise; davacının emekli aylığı bağlanması talebi yönünden emeklilik başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline yönelik olarak verilen ve kesinleşen yargı kararları gereğince ilgili mevzuat kapsamında emeklilik başvurusu değerlendirilmek suretiyle yoksun kaldığı hakların, mükerrer ödemeye yol açmamak kaydıyla bu davaya esas teşkil eden başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir.” (Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairenin 20.02.2025 tarihli, 2022/4208 Esas ve 2025/785 Karar sayılı kararı)
İstinaf mahkemelerinin davanın reddine dair kararları kaldırıp davanın kabulü ile SGK’nın işleminin iptaline karar vermesi üzerine idare mahkemeleri de SGK’nın bu tür işlemlerini iptal etmeye başlamışlardır:
“5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi kapsamındakiler için uygulanmasına devam olunan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 39. maddesinde emekli aylığı bağlanacak hâller sayılmış ve 91. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde; her ne suretle olursa olsun açıkta bulunanlardan emekli aylığına müstahak olanlara veya ölenlere emekli ve adi malullük aylıkları ile dul ve yetimlerine bağlanacak aylıkların, son ayrıldıkları kurumlara kendileri veya dul ve yetimleri tarafından yazı ile yapılacak müracaat tarihlerini takip eden ay başında başlayacağı hükmüne yer verilmiş ve 123. maddesinde; aylıkların ödemesi için aylık sahiplerinin durumlarında değişiklik olup olmadığının yoklama usulü ile belirleneceği hüküm altına alınmış olup anılan maddenin devamında yabancı memleketlerdeki Türk elçilik ve konsolosluklarının yoklama işlemlerindeki vazifelerinin yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan 123. maddeye dayalı olarak yürürlüğe giren Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliğinin 1. maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı; T.C. Emekli Sandığınca bağlanan aylıkların ödenmesi için, aylık sahiplerinin durumlarında değişiklik olup olmadığı bakımından yoklama yapılmasını ve yapılacak yoklamanın esaslarını düzenlemektir.” kuralı ile “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “T.C. Emekli Sandığınca bağlanan aylıkları kendisi alanlar ile veli, vasi, kayyım ya da vekillerine ödenenler, bu Yönetmelikte yazılı usullere göre yoklama belgesi doldurmak mecburiyetindedirler.” kuralı getirilmiş ve “Yoklama belgesi ile verilecek belgeler” başlıklı 7. maddesinin son fıkrasında “Yurt dışında ikamet ederek aylıklarını yurt içindeki veya yurt dışındaki bankalardan kendisi veya veli, vasi, vekil, kayyım aracılığıyla alanlar, ikamet ettikleri yabancı ülkelerde ikametgahlarına en yakın yetkili Büyükelçilik veya Konsolosluklardan alacakları hayatta olduklarına dair bir belgeyi, yılda bir defa birinci dönem aylık veya üç aylıklarının ödeme tarihleri esas alınmak suretiyle verilen yoklama belgelerine eklemeleri gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
İlgili mevzuat bir bütün olarak incelendiğinde; aylık bağlanması için yaşam belgesinin arandığından söz edilemeyeceği, ilgilinin kendisi veya usulüne uygun olarak tayin edilen vekili tarafından başvuru koşulunun yerine getirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” (Ankara 14. İdare Mahkemesinin 2023/42 Esas ve 2023/1626 Karar sayılı Kararı)
Yukarıda detaylı olarak izah edildiği üzere, emeklilik işlemlerinin yapılması talebinin büyükelçilik veya konsoloslukça verilen “yaşam belgesi”nin sunulmaması nedeniyle reddine dair SGK işlemleri hukuka aykırı olup konunun idari yargıya taşınarak çözümlenmesi gerekmektedir.
“Emekli Olmak İçin Yaşam Belgesi İstenebilir Mi?” konusuna ilişkin Avukat Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.