TCK’nın 29. maddesine göre, haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye haksız tahrik hükümleri uygulanır. Haksız tahrik nedeniyle eylemini gerçekleştiren bir kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza ise dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
- Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
- Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
- Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
- Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sadır olmalıdır.
Haksız tahriki meydana getiren eylem, gerek icraî gerekse ihmalî bir hareketle yapılabilir. Her iki durumda da kasten öldürme suçunda haksız tahrik hükümleri uygulanabilir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 10.06.2009 tarihli kararında, sanığın, oturdukları köyde kendisi ve ailesinin köyden gitmesi için yapılan zorlayıcı eylemlerde, muhtar olan mağdurun görevini etkin şekilde yapmamasının verdiği hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında kaldığını belirtmiştir. Bu nedenle somut olayda, tahrik uygulamasında olayla örtüşecek şekilde makul bir oranda indirim uygulanması gerekmektedir.
Adam öldürme suçunda haksız tahriki meydana getiren eylem, faile yönelik olarak gerçekleştirilmiş olabileceği gibi, failin yakınlarına, tanıdıklarına veya sevdiği kişilere karşı da gerçekleştirilmiş olabilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 23.03.1978 tarihli kararına göre, öldürme eyleminin nedeni maktulden gelen yasadışı bir genci dövüp kaçmak şeklinde oluşan haksız davranıştır. Sanık, sivil olmakla beraber şiddet eylemleri karşısında dövülen şahsı kurtarmak için arkasından koşmuş, ateş ederek onu öldürmüştür. Olaya el koymak isteyişi görev anlayışına dayanmaktadır. Sanık, bir gencin dövülmesinden ve dövenlerin kaçmasından dolayı görevli bir zabıta memuru olması nedeniyle bu suçu işlemeye itilmiştir. Ceza Genel Kuruluna göre, öldürülenin haksız saldırı sanık üzerinde öfke ve gazap meydana getirmiştir. Bu nedenle, haksız tahrik hükümleri uygulanmalıdır.
Adam öldürme suçunda haksız tahrike yol açan eylem, failin veya üçüncü bir kişinin malına veya başka bir hukuksal değerine karşı da yapılmış olabilir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 25.05.1992 tarihli kararında, Sanığın ailesiyle birlikte geçimini hayvancılıkla sağladığı, maktulün sanığın ailesine ait keçilerle cinsel ilişkide bulunmayı itiyat haline getirip bu maksatla sık sık ağıllarına girdiği anlaşılmaktadır. Bu şekilde cinsel saldırıya maruz kalan keçilerin murdar sayılıp etinin yenmeyeceğine dair çevrede yaygın inanç bulunması nedeniyle, sanığın ailesinin muhtelif zamanlarda ona yakın keçiyi öldürmek zorunda kalmıştır. Bu duruma son vermek üzere sanık, ağıllarında nöbet beklerken maktulün tekrar ağıla girdiğini görünce iki el ateş ederek maktulü öldürmüştür. Dosya içeriğinden açıklıkla anlaşılması karşısında; yöresel örf ve adet, sebep olunan zararın fazlalığı ve maktulden gelen haksız hareketlerin uzun bir zaman aralığı içinde devam ettiği gözönünde tutulduğunda, sanığın haksız tahrikle öldürme eylemini gerçekleştirdiği görülmektedir.
Yargıtay’a Göre Hangi Eylemler Adam Öldürme Suçunda Haksız Tahrik Kapsamında Değerlendirilemez
TCK 29. maddeye göre eylemin haksız olması gerekir, aksi takdirde haksız tahrik hükümleri uygulanmaz. Yargıtay aşağıdaki kararlarda görüleceği üzere, haksız tahrik indiriminin yapılabilmesi için karşı eylemin haksız olmasını aramaktadır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 14.12.2005 tarihli kararı, Sanığın kayınvalidesi olan maktul H.’nin sanığa karşı tahrik oluşturacak herhangi bir davranışının olmaması, oğlu R’nin öldürülmesi üzerine sanığın olay yerinden kaçmasına engel olması haksız bir hareket sayılmaz.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 26.03.2008 tarihli kararı, Müvekkili olan şirketin alacağını tahsil amacıyla icra takibi yapan ve hacze giden mağdur-müdahil avukatın, haciz işlemi öncesinde ve haciz işlemi sırasında, tahrik oluşturabilecek bir davranışı bulunmadığı anlaşıldığından, tahrik hükümlerinin uygulanması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 23.02.2010 tarihli kararı, Maktulün şef olduğu otelde sanık masör olarak çalışmaktadır. Sanık görev yerinden ayrılarak maktulün sorumluluk alanında gevezelik yaptığı için maktul tarafından uyarıldığı, hatta bu nedenle otel sahibi tarafından işten atılmıştır. İşten ayrılmasından maktulü sorumlu tutan sanık olay günü maktul ile karşılaşınca maktulü kafasından darp ederek öldürmüştür. Burada, maktulün işi ile ilgili ikazlardan ibaret eylemi haksız tahrik oluşturmaz.
Adam öldürme eyleminin meşru savunma altında ya da haksız tahrik sonucu işlendiği iddia ediliyorsa hukuka uygunluk sebeplerinin somut olayda oluşup oluşmadığı, haksız tahrikin derecesi, meşru savunmada saldırıya ve savunmaya ilişkin şartlar, meşru müdafaada sınırın aşılıp aşılmadığına ilişkin hususların titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, yüksek cezalarla karşı karşıya kalınabilir. Bu nedenle tecrübeli ağır ceza avukatının hukuki desteğinden yararlanmak çok önemlidir.
Kasten Adam Öldürme suçuyla ilgili her türlü hukuki probleminizde Kayseri Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.