Haneye Teşebbüs Cezası ve Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu

Haneye teşebbüs cezası olarak da bilinen “Konut Dokunulmazlığının İhlal Suçu” Türk Ceza Kanununun 116. maddesinde güvence altına alınmıştır.

Ceza Genel Kurulunun 20.05.2014 tarih ve 2014/272 sayılı kararında konut; “kişilerin, devamlı veya geçici olarak yerleşmek ve barınmak amacıyla oturmalarına elverişli yerlerdir” şeklinde tanımlanmıştır. Bu itibarla, yeni kiralanmış, henüz oturulmaya başlanılmamakla birlikte temizlenmiş, perdeleri takılmış, ikamete hazır hale getirilip içerisine bazı özel eşyalar yerleştirilmiş, arada gelinip kontrol edilen bir ev artık sadece mülkiyet ve zilyetlik kuralları ile korunan boş veya metruk bir ev olarak görülemez.

Mağdurun burayı dışarıdan anlaşılabilecek biçimde konut olarak kullanımına tahsis ettiği, fiilen de burada bir yaşam kurmaya başladığı hususları göz önüne alındığında, kişinin ayrıca bu yerde geceleri kalmaya başlamış olması ve fiilin işlenmesi anında orada bulunması da şart olmadığından, suça konu yerin konut vasfında olduğu kabul edilmelidir.

TCK’ya göre, bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Dolayısıyla maddede yasaklanan eylem failin kendisini bulunduğu yerden çıkartmak hakkına sahip olan birinin rızasına aykırı olarak bir yere girmek ya da girdikten sonra çıkmamaktır. Bu yer kişinin konutu, işyeri veya bunlara ait eklentileri olabilir.

Haneye teşebbüs cezasının uygulanabilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir

1.Kişinin konutuna girilmesi

Haneye teşebbüs cezasına ilişkin konut dokunulmazlığını ihlal eyleminin tam anlamıyla oluşabilmesi için failin fiziki olarak konut veya eklentiye girmesi gerekir. Yargıtay’a göre, konuta girmeksizin yapılan, pencereden içeri bakılması, içeri girmeksizin dışarıdan konuta bir şey atılması gibi eylemler konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturmaz.

Haneye teşebbüs cezası açısından, konuta hangi şekilde girildiği önemli değildir. Fail, pencereden, bacadan, bodrumdan ya da kapıdan girmiş olabilir. Bunun yanında konuta yürüyerek değil de otomobil ya da motosiklet gibi araçlarla girilmesi durumunda da suç oluşacaktır.

Failin konut veya konut eklentisine bütün vücuduyla girmesi gerekir, vücudun bir kısmının konuta girmiş olması halinde suçun tamamlanmış sayılmaz.  Örneğin bir kişi, kolunu pencereden uzatmak suretiyle konutta yer alan bir eşyayı çalarsa burada konut dokunulmazlığını ihlal suçu oluşmayacaktır.

Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 13.02.2020 tarih ve  2020/2550 sayılı kararına göre, Sanığın müştekinin yol üzerinde bulunan iş yerinin camını kırıp, elini uzatmak suretiyle camın arkasındaki vitrinden müştekiye ait takıları çalmak şeklindeki eyleminde, iş yeri dokunulmazlığını bozma suçu oluşmaz.

2. Konuttan çıkılmaması

Konuta rıza ile ya da hile ve aldatma ile giren fail,  hak sahibinin söz ve tavırlarıyla kendisinden konuttan çıkmasını istemesine rağmen oradan ayrılmaması durumunda da bu suç oluşur.

Fail, kendisini olduğundan farklı bir şekilde örneğin,  elektrikçi veya tesisatçı olarak tanıtıp, rıza ile konuta girer ise burada hak sahibinin aldatılması söz konusu olur.

Konuta rıza ile giren kişinin, terk konusunda hak sahibi tarafından bir talepte bulunulması durumunda makul bir zamanda oradan ayrılması gerekir. Aksi takdirde hukuka aykırı durum oluşur.

3. Hak sahibinin rızasının olmaması ya da rızasının ortadan kalkması

TCK madde 116’ya göre, konut dokunulmazlığını ihlal suçunun oluşması için “girmek” ve “çıkmamak” eylemlerinin hak sahibinin rızasına aykırı olarak gerçekleşmesi gerekir.

Konut üzerinde hak sahibi olan kişi, eğer rızası yoksa faile direnç göstermese de suç oluşur.

Hak sahibinin konutuna ve eklentilerine girilmesini engelleme amaçlı işaret koyması onun rızasının olmadığı anlamına gelir. Örneğin bir kişi evinin önündeki bahçeye, girilmemesi yönünde işaretler koymuş, yazı yazmış ya da duvar çevirmiş, buna rağmen bir kişi rıza hilafına buraya girmişse suç oluşur.

Herhangi hukuksal bir sebeple (kira ilişkisi, o yerin maliki olma) konutta oturan kişi, hak sahibi olarak kabul edilir. Bu nedenle,  konutta oturan kişi o yerin sahibi değil de kiracısı olsa, konutun malikine karşı da bu hakkını savunabilir.

Konutu birden fazla kimsenin paylaşması halinde bazı hukuksal sorunlar yaşanabilmektedir.

TCK’nın 116/3 maddesine göre, evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.

Dolayısıyla, bir konutu birlikte kullanan kişilerden yalnızca birisinin vereceği rıza durumunda konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşmaz. Zira her bir aile üyesi tek başına rıza açıklama hakkına sahiptir. Ancak aile bireylerinin yabancı şahsın konuta girme hususunda gösterecekleri rızanın meşru bir amaca matuf olması gerekir.

Bu itibarla, TCK m. 116 gerekçesinde belirtildiği üzere, “örneğin, konuttaki teknik bir arızanın tamiri için, diğerinin bilgisi olmaksızın, eşlerden birinin tamircinin konuta girmesine rıza göstermesi halinde, bu rıza geçerli bir rıza olarak kabul edilmelidir. Buna karşılık, eşlerden birinin bir başkasını cinsel ilişkide bulunmak üzere konuta kabul etmesi durumunda, bu kişinin konuta girmesine gösterilen rızanın, geçerli bir rıza olarak kabul edilmesi olanaksızdır ve bu durumda diğer eşe karşı işlenmiş konut dokunulmazlığını ihlal suçu söz konusudur.”

Yabancı bir kişinin konuta girmesi ya da orada kalması noktasında rıza gösteren kişinin bu hususta yetkili olması gerekmektedir. Bu itibarla, aile üyesi olmayan, geçici olarak konutta bulunan bir kimse, konuta hak sahibinin izni olmaksızın başka bir şahsı alamaz. 

116. maddenin 2. fıkrasına göre, işyeri veya eklentilerinde meydana gelen eylemler açısından rıza açıklama yetkisi sadece işyeri sahibinde değildir. İşyerinde çalışan herkes meşru bir amaca dayanmak kaydıyla, konuta girilme noktasında rıza gösterme hakkına sahiptir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun (Haneye Teşebbüs Cezasının) Nitelikli Halleri

TCK’nın 119. maddesine göre,

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun;

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır

Haneye Teşebbüs Cezası Yargıtay Kararları

Haneye Teşebbüs Cezası Yargı Kararları
Haneye Teşebbüs Cezası ve Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu 2

Aşağıda sunduğumuz Yargıtay ilgili ceza daireleri tarafından çeşitli tarihlerde verilmiş kararlar haneye teşebbüs cezasına ilişkin konut dokunulmazlığını ihlal suçunun daha iye anlaşılmasına katkı sağlayacaktır.

Sanığın Yaşı Küçük Şahısla Cinsel İlişki İçin Mağdurun Ailesine Ait Eve Girmesi Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçunu Oluşturur

Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2019/10758 sayılı kararında, katılanın mağdurun annesi olduğu, mağdur ile sanığın, katılanın evinin eklentisi niteliğindeki odunluk olarak kullanılan yerde katılanın bilgisi dışında birden fazla kez buluştukları, sanığın mağduru öptüğü ve ona sarıldığı anlaşılmaktadır. Yaşı küçük çocuğun annesinin sanığın eylemlerine rızası bulunmamaktadır. Bu nedenle, sanığın konut dokunulmazlığının ihlali eyleminden cezalandırılması gerekmektedir.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2017/4648 sayılı kararında, suç tarihinden önce onyedi yaşındaki mağdure ile arkadaş olan sanığın, bir gece mağdurenin babası olan katılanın evine bilgi ve rızası dışında geldikten sonra odada mağdureyle cinsel ilişkiye girdiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, sanığın konut dokunulmazlığının ihlali suçunu işlemiştir.

Eşler Fiilen Ayrı Olsalar Dahi Mahkemece Verilmiş Boşanma ve Ayrılık Kararı Yoksa Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçunu Oluşmaz

Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2016/2152 sayılı kararına göre, sanık ile mağdurun evli oldukları, aralarında boşanma davası bulunmadığı gibi mahkeme tarafından verilmiş ayrılık kararının da dosyada mevcut olmadığı ve sanığın mağdurun verdiği anahtarla da eve girdiğinin anlaşılması karşısında, konut dokunulmazlığını ihlal suçunun unsurları oluşmamıştır.

Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2016/1943 sayılı kararına göre, sanığın aile mahkemesinin konuttan uzaklaştırmaya ilişkin tedbir kararına karşın, müşterek konuta girme eylemi konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturmaz. Ancak dosya kapsamından eş olan sanık ve müştekinin aralarında boşanma davası olduğu ve tarafların ayrı yaşadıklarının anlaşılması karşısında, boşanmaya ilişkin dava dosyası getirtilip, suç tarihinde konutun müştekinin kullanımına özgülendiğine ilişkin bir karar olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekmektedir.

Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2015/26988 sayılı kararında, taraflar arasında boşanma davası bulunmadığı gibi mahkemece verilmiş ayrılık kararına ilişkin bilgi ve belgenin de mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Sanığın, olay günü şahsi eşyalarını almak için eve gittiğini savunması karşısında; evlilik birliği devam ederken ortak konuta girme ve buradaki bir kısım eşyalara zarar verme eylemlerinde, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarının unsurları oluşmamıştır.

Yetişkin Bir Aile Ferdinin Rızası İle Konuta Girilmesi Halinde Suç Oluşmaz

Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2015/26988 sayılı kararına göre, sanık, katılanın kızı ile bu konutta uzun süredir birlikte yaşamaktadır. Bu nedenle katılanın evine serbestçe girip çıkmaktadır. Katılanın kızı ise eşinden boşanmış, 50 yaşında olup ergindir ve eve serbestçe giren sanık ile resmen evli olmadığı halde karı koca gibi birlikte yaşamaktadır. Bu durumda, katılanın kızı üzerinde hukuki bir otoritesi ve kızının cinsel özgürlüğünü sınırlama yetkisi yoktur. Ergin olan kızının, erkek arkadaşını kabule ve onunla özgürce ilişkiye girme hakkı vardır. Bu yüzden de, katılan annesinin Almanya’dan döndükten sonra, birlikte yaşadığı ortak konutun dokunulmazlığının bozulup bozulmamasında kendi rızası başta rol oynayacaktır.

Sanığın, katılanın kızının rızasına dayanarak, katılanın kızı ile paylaştığı ortak konuta girmesi, hukuka aykırı olmadığı ve katılanın haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığı açıktır. Bu nedenle,konut dokunulmazlığını bozma suçu unsurları itibariyle oluşmamıştır.

Evli Bir Kadının Kocasından Habersiz Birisini Eve Alması Halinde Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu Oluşur

Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2006 / 4882 sayılı kararına göre, Olay gecesi sanık, saat 23.30’da kocasının (katılanın) bulunmadığı bir sırada, katılanın (kocanın) eşinin rızasıyla eve girmiştir. Böyle bir eylemde, yaşamın olağan akışına göre, kocanın rızasının bulunduğu düşünülemez ve varsayılmaz. Kaldı ki, yakınanın iddiasına göre; gece evine geldiğinde kapının eşi tarafından geç açılması üzerine kuşkulanarak evin içini araştırması sırasında, karyolanın altında yarı çıplak biçimde sanığı yakalaması biçimindeki eylemde ise kuşkusuz kocanın rızasının olduğu yine düşünülemez ve varsayılamaz.

Olay gecesi sanığın, kocasının rızasının söz konusu olmayacağını bilerek ve kendi iradesiyle konuta girdiği anlaşıldığından konut dokunulmazlığını bozma suçu oluşmuştur.

Umuma Açık Yerlerde Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu Oluşmaz

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/3242 sayılı kararına göre, Olay günü ikindi vakti, sanıkların mağdurun sahibi olduğu C…. isimli işyerine gelerek, silah zoruyla mağduru dışarı çıkartıp araçla götürdükleri tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.  Anılan işyerinin umuma açık ekmek fırını olduğu, olay anı itibarıyla herkesin serbestçe giriş çıkış yapabildiği yer niteliğini de taşıdığı göz önüne alınarak müsnet suçun kanuni unsurları oluşmamıştır.

Apartman Boşluğu Eklenti Sayılır ve Burada İşlenen Eylem Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçunu Oluşturur

Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 202 /28976 sayılı kararına göre, mağdurların evinin giriş kapı mobilyasında tozlu ve çamurlu ayakkabı izlerinin olduğu ve mağdurların içeriden evin kapısını tutarak sanığın eve girmesine engel olduklarını beyan etmeleri karşısında, sanığın mağdurların evinin eklentisi niteliğinde olan apartman boşluğuna girdiği ve konut dokunulmazlığının ihlali suçunun tamamlandığı anlaşılmıştır.

Evin Garajı Eklenti Sayılır ve Burada İşlenen Eylem Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçunu Oluşturur

Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2021 /16595 sayılı kararına göre, suç tarihinde 12 yaşından küçük B……. ile birlikte müştekinin ikametinin eklentisi niteliğindeki garajına hırsızlık amacıyla gece girmesi şeklindeki eyleminin, konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturur.

Müştekiye Ait Dairenin Kapısının Açılmaya Çalışılması Durumunda Teşebbüsten Ceza Verilmelidir

Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2014 /5349 sayılı kararı, Sanık …’ın, aynı dosya kapsamında yargılanan ve atılı suçlardan mahkumiyetine karar verilen; ancak hükmü temyiz etmeyen diğer sanık … ile birlikte, olay günü gündüz saat 15;15 sıralarında, şikayetçi …’ın ikamet ettiği dairenin giriş kapısını tornavida ile açmaya çalışarak giriş kapısının kilidine zarar verdikleri bu sırada komşuların ihbarı üzerine yakalandıkları ve  sanığın, bu şekilde ayrıca mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlaline teşebbüs suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;

Oluşa, sanığın savunmalarına, görgü tespit ve olay tutanağına, tanık ve şikayetçinin anlatımlarına, ve tüm dosya kapsamına göre; sanık …’ın, aynı dosya kapsamında yargılanan ve atılı suçlardan mahkumiyetine karar verilen; ancak hükmü temyiz etmeyen diğer sanık … ile birlikte olay günü gündüz saat 15;15 sıralarında, şikayetçi …’ın ikamet ettiği dairenin giriş kapısını tornavida ile açmaya çalışarak giriş kapısının kilidine zarar verdikleri ve söz konusu konutun içerisine girme eylemini tamamlayamadan yakalandıklarının sabit olduğunun anlaşılması karşısında; yargılama konusu eylemlerinin mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlaline teşebbüs suçlarını oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Konut Dokunulmazlığının İhlal Suçu ve haneye teşebbüs cezası ile ilgili olarak Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.