Yargıtay içtihatları incelendiğinde, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma beraat kararlarının birçok farklı etkene bağlı olarak verildiği görülmektedir.
Bir yere gitme veya bir yerde kalma özgürlüğünün kaldırılması şeklinde kendini gösteren kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu serbest hareketli bir suç olduğundan, her zaman her yerde işlenebilir.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kapalı veya açık bir mekanda işlenmesinin suçun gerçekleşmesi açısından bir önemi bulunmamaktadır. Bunun yanında, mağdurun uzun veya kısa süreli olarak hürriyetinden yoksun bırakılması da sonucu değiştirmemektedir.
Bu suçun tamamlanması için eylem ile sonucun belirli bir süre devam etmesi gerekir. Hürriyetten yoksun kılma eyleminin süresi ve bu sürenin suç oluşturup oluşturmadığı hâkim tarafından değerlendirilecektir.
Yargıtay’ın Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Beraat Kararlarına İlişkin Emsal Kararları
Aşağıda sunduğumuz örneklerde Yargıtay kararlarında farklı sebeplerle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma beraat kararlarını incelemeye çalıştık.
Sanığın Hürriyetinden Yoksun Kılma Amacıyla Hareket Etmemesi
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/22628 sayılı kararı, suç tarihinde evli olup aralarında boşanma davası devam eden sanık ile mağdurun evde bulundukları sırada tartıştıkları, alkollü olan mağdurun tartışma sırasında sanığı itip yere düşürdüğü, bunun üzerine sanığın kendini korumak amacıyla kısa bir zaman dilimi ile sınırlı olarak mağduru banyoya kilitlediği anlaşılmaktadır. Yargıtay’a göre somut olayda gerçekleşen eylemde, sanığın, mağdurun hürriyetini yoksun kılma niyetiyle hareket etmemiştir. Bu nedenle sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/19007 sayılı kararı, olay günü suça sürüklenen çocuk ve sanık A…’nın mağduru kaçırdıktan sonra, sanık B…’nin evine misafir olarak gelip kalmak istedikleri, sanığın, vaktin gece ve mevsimin kış ayları olması sebebi ile isteği kabul ettiği, mevcut durumu sanık A…’nın babasına bildirdiğ ve ertesi gün mağdurun ailesine teslim edileceğini söylediği ve mağdur ile sanık A…’yı ayrı odalarda misafir ederek mağduru emniyete aldığının anlaşılması karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak kastı ile hareket ettiğini gösterir ve mahkumiyete yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/15204 sayılı kararı, suç tarihinde on beş yaşından küçük olan mağdurenin alıkonulması şeklen TCK.nın 109/1-3f madde ve fıkrasında düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluştursa da; suça sürüklenen çocuğun, anne ve babası evde yokken evden ayrılan ve bir geceyi dışarda geçiren mağdurenin, sanığın evinde bir gece barınmasını sağladığı, daha sonra ortak arkadaşlarının yanına götürdüğü, sanığın da mağdurenin annesine olayı haber verip mağdureyi teslim ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda mağdureyi koruma ve ona barınacak yer bulma yardım etme saikiyle hareket ettiği anlaşılan suça sürüklenen çocuğun mağdurenin hürriyetini kısıtlamaya yönelik suç kastının bulunmadığı anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuğun beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/17234sayılı kararı, Sanığın suç tarihinde resmi nikahlı olan eşini eve kilitleyerek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği iddia edimiştir. Sanık ile mağdurenin olay günü tartıştıkları, sanığın tartışma sonrası babası ile konuşmak üzere kapıyı kilitleyerek evden çıktığı, 25 dakika sonra yeniden eve döndüğü, tek katlı olduğu anlaşılan evden mağdurenin çıkışını engellemediği anlaşılmaktadır. Mağdurenin kendisinde anahtar bulundurma ihtimali de gözetildiğinde; sanığın hürriyeti yoksun bırakma kastı ile hareket ettiğine yönelik mahkumiyete yeter, kesin ve inandırıcı delil elde edilememiş olduğu nazara alınmadan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Mağdurun Beyanı Dışında Hürriyetten Yoksun Bırakma Suçunun İşlendiğine Dair Delil Bulunmaması
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/22014 sayılı kararı, mağdurenin kovuşturma aşamasında alınan beyanında şikayetçi olmadığı, sanığın da mağdureyi rızasına hilafen bir yere götürdüğüne ilişkin mağdurenin beyanı dışında sanığın mahkumiyete yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/16633 sayılı kararı, sanığın suç tarihinde resmi nikahlı olan eşini eve kilitleyerek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği iddia edilmiştir. Müştekinin alıkonulduğu ihbarı üzerine olay yerine gelen kolluk görevlileri tarafından tutulan tutanakta sanık ve müştekinin kendi aralarında münakaşada bulunduklarının belirlendiği, kapının kilitli olduğuna dair tespit olmadığı anlaşılmaktadır. Müştekinin soyut iddiası dışında mahkumiyete yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Mağdurun Kilitlendiği Yerden Kolaylıkla Kurtulma İmkanının Olması Durumunda Suç Oluşmaz
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/21953 sayılı kararı, Sanıkla müşteki arasında gönül ilişkisi bulunduğu, birlikte eğlendikleri sonra, sanığın evine gittikleri, geceyi burada geçirdikleri, müştekinin sabahleyin uyandığında, sanığın evde olmadığını, kapının da üzerine kilitli olduğunu farkettiği, sanığı aradığında, saat 12.00 civarında geleceğini söylemesi üzerine, müştekinin, mutfak penceresinden çıkarak gittiği anlaşılmaktadır. Tutanak içeriğine göre, pencerenin yerden yüksekliğinin 1 metre olduğu, ayrıca 1 metreye yakın kömürlüğün, pencere altında bulunduğu, pencere camı açıldığında, kömürlüğün üstünden kolayca zemine inilebileceğinin belirtilmesi karşısında, sanığın, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Kavga Esnasında Yapılan Eylemler Hürriyetten Yoksun Bırakma Suçunu Oluşturmaz
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/20364 sayılı kararı, mağdurun olay gecesi 23.30 sıralarında arkadaşı olan tanık ile parkta otururken yanlarına suça sürüklenen çocuk ve temyiz dışı suça sürüklenen çocuğun geldiği, sonrasında sözlü tartışmanın kavgaya dönüştüğü, sanığın mağdurun burnuna yumruk atarak yaraladığı, tanığın ayırması neticesinde, mağdurun motosikletine binerek uzaklaştığı, motosikletiyle onu takip eden suça sürüklenen çocukların da mağdura yetişerek önüne geçip durdurdukları, yüzüne yumruk atıp tekmeledikleri, suça sürüklenen çocukların peşinden gelen mağdurun arkadaşının araya girmesi sonucu olay yerinden ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Yargıtay’a göre, mevcut haliyle suça sürüklenen çocuğun eylemi, yaralama suçunu oluşturduğundankişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraati gerekir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/15867 sayılı kararı, Kasten yaralama eyleminin işlenmesi sırasında ve eylemle sınırlı süreyle mağdurun sanığın iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılması kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmaz. Mağdur sanığın hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği nazara alınarak yapılan değerlendirmede, sanığın darp etmekte olduğu mağdurun ahırdan çıkmasına izin vermeden darp eylemine devam etmesi şeklindeki eylemi dışında, hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketinin bulunmaması karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları oluşmamıştır.
18 Yaşından Büyük Olduğu Düşülen Çocuğu Araç İle Bir Yere Bırakmak Suç Oluşturmaz
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/19428 sayılı kararı, Olay günü 15 yaşın altında olan mağdurun evlenmek amacıyla kaçtığı sanığın, yeğeni olan diğer sanıktan araç istemesi üzerine, sanık ile mağduru bir yerden bir yere bırakarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği kabul edilen olayda; sanık savunmasında mağdura yaşını sorduğunda 18 yaşından büyük olduğunu söylemesi, daha önce mağduru tanıdığı tespit edilemeyen ve akşam saatlerinde kısa süreli bir yerden bir yere bırakmadan ibaret eyleminde mağdurun yaşını bilmesinin beklenemeyeceğinin anlaşılması karşısında sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.
Cinsel Suç Nedeniyle Sınırlı Süreyle Mağdurun Hareket Edebilme İmkanının Ortadan Kaldırılması Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunu Oluşturmaz
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/19341 sayılı kararı, Cinsel istismar eylemi işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurenin iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılması kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmaz. Kişinin vücudunun suçun konusu olduğu, mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği nazara alınarak yapılan değerlendirmede, on beş yaşından küçük mağdurenin, üvey dayısı olan sanık ile aynı evde kalmakta iken sanığın eylemini gerçekleştirdiği, sanığın cinsel istismar eylemi dışında mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketinin bulunmaması karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları oluşmamıştır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/19017 sayılı kararı, Sanığın mağdurla birlikte sokakta yan yana yürürken göğüslerini ellemesi ve elini cinsel organına götürmesi şeklinde gerçekleştirdiği kabul edilen olayda; sanığın cinsel istismar eylemi dışında mağdurun hürriyetini kısıtlamaya yönelik herhangi bir hareketinin bulunmaması karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmamıştır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/17629 sayılı kararı, sanığın, mağdurenin bulunduğu odanın kapısını kilitleyerek eliyle mağdurenin ağzını kapatıp sırtüstü çekyatın üzerine yatırarak istismar etmesi sırasında, sesleri duyan tanığın odanın kapısını açmaya çalışması üzerine eylemine son verdiği anlaşılmaktadır. Mağdurun kendi bulunduğu ortamda cinsel istismar eylemi işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurun iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılması, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmaz. Bu itibarla, sanığın mağdureyi cinsel istismar eylemi dışında mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları oluşmamıştır.
Mağduru Koruma Düşüncesiyle Hareket İmkanının Ortadan Kaldırılması Halinde Suç Oluşmaz
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/16844 sayılı kararı, sanığın eşi olan katılan ile ikametlerinde çıkan tartışmada her iki tarafında birbirini darp ettiği katılanın sinir krizi geçirip evdeki eşyaları sağa sola atarak kırıp dökmeye başlaması ile kendisine zarar verme endişesi bulunan katılanı evde misafir olarak bulunan kardeşi diğer sanık ile birlikte tutup katılanı da koruma düşüncesi ile tedbiren ellerini ayaklarını evdeki muhtelif giysilerle bağlayıp etkisiz hale getirdikleri ve olayı mahalli kolluk görevlisi ile katılanın kız kardeşi tanığa telefonla bildirdikleri anlaşılmaktadır. Bu olaydan bir süre sonra katılanın kendisini kurtarıp evden uzaklaşmış ve komşularından yardım istemiştir. Yargıtay’a göre, olayda sanıkların katılana yönelik olarak kişiyi özgürlüğünden alıkoyma kasıtları bulunmamaktadır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yasal unsurlarının oluşmamıştır.
Kavganın Daha Fazla Büyümemesi İçin Mağdurun Sınırlı Olarak Kilitli Bırakılması Suç Değildir
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/16653 sayılı kararı, Olay günü, sanığın, sevgilisi A. D. ile mağdur arasında çıkan kavgaya müdahil olup, kavganın daha fazla büyümemesi için sadece bu süre ile sınırlı olarak mağduru kolundan tutarak otelin müdüriyet kısmına götürüp kapıyı kilitlediğinin anlaşılması karşısında, suç kastı ile hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraati gerekir.
15 Yaşını Tamamlamış Mağdurun Rızasının Bulunması Halinde Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Oluşmaz
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/15354 sayılı kararı, 5237 sayılı TCK.nın 26/2. maddesinde yer alan “Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez” hükmü karşısında; suç tarihinde 15 yaşını bitirmiş olan mağdurenin duruşmada hukuken geçerli rızasına istinaden parka sanıkla birlikte gittiğini beyan ettiği anlaşıldığından kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları oluşmamıştır.
Türk Ceza Kanununa göre oldukça yüksek cezası olan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun şartlarının oluşup oluşmadığının Yargıtay içtihatları doğrultusunda ortaya konulması hak kaybının önüne geçilmesi adına büyük önem arz etmektedir.
Bu itibarla, adli makamlar önünde, gerek mağdur gerekse şüpheli ve sanık açısından tecrübeli bir ceza avukatı nezaretinde iddia ve savunmanın doğru bir şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir.
Ceza hukukuna ilişkin hukuki problemlerinizde mesleki tecrübemiz doğrultusunda her türlü destek için Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.