Kleptomani Cezai Sorumluluğu

Kleptomani cezai sorumluluğu konusuna girmeden önce Kleptomani Nedir? ve Hırsızlıktan Farkı Nedir? sorularının cevaplarını vermeye çalışacağız.

Kleptomani Nedir?

Halk arasında çalma hastalığı olarak da bilinen kleptomani, bir kişinin ihtiyacı olmamasına rağmen önüne geçemediği bir dürtü ile çalma isteğini kontrol edemeyerek herhangi bir eşyayı bulunduğu yerden alması şeklinde tanımlanabilir.

Kleptomani Akıl Hastalığı Mıdır?

Kleptomani, davranış bozukluğu şeklinde kendini gösteren psikolojik bir rahatsızlıktır.  Ceza yargılamasında akıl hastalığı, ceza sorumluluğunun unsurlarından failin isnat yeteneğini ve dolayısıyla kusurunu ortadan kaldıran bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda Yargıtay’ın içtihatlarında kleptomaniyi akıl hastalığı olarak kabul ettiği görülmektedir.  

Ceza yargılaması anlamında akıl hastalığı açısından önemli olan kişinin işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olmasıdır. Bu itibarla cezai boyutta kleptomani de bir akıl hastalığıdır demek yanlış olmayacaktır.

Kleptomani Hastaları Ne Çalar? Kleptomani Para Çalar Mı?

1687654941223 1

Kleptomani hastalarının ne çaldıklarına dair bir genelleme yapmak pek mümkün olmamakla birlikte bu kişilerin niyeti bir şeyleri çalarak içlerindeki isteği gidermek olduğundan, çoğu zaman ihtiyaçları olmayan ve maddi değeri düşük eşyaları çaldıkları gözlemlenmiştir. Dolayısıyla kleptomani hastalarının para veya çok değerli eşyaları çalmaları sık rastlanan bir durum değildir.

Elbette yüksek maddi değeri olan bir eşyayı çalmış olmaları başlı başına kleptomani rahatsızlığına sahip olmadıklarının bir göstergesi olamaz ancak bu neviden bir takım eşyaları ya da parayı çalan kişiler hakkında düzenlenecek adli raporun olumlu olma ihtimali de düşük olacaktır.

Kleptomani ve Hırsızlık Arasındaki Farklar Nelerdir?

Kleptomani ve ceza hukuku anlamındaki hırsızlık temelde birbirlerine yakın kavramlardır.

Türk Ceza Kanununda hırsızlık, zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alma şeklinde tanımlanmıştır. Kleptomani durumunda da bu hastalığa sahip olanlar başkasına ait bir malı ondan habersiz olarak almaktadır.

Bununla birlikte Kleptomani ve Hırsızlık Suçu arasında önemli farklar da bulunmaktadır. Bir defa hırsızlık suçunu işleyenler maddi bir yarar sağlamak için ve planlı bir şekilde eylemlerini gerçekleştirirler. Kleptomanlar ise planlı bir şekilde hırsızlık eylemini gerçekleştirmezler. Bu kişiler daha ziyade kendilerini tetikleyen ani çalma dürtüsünün etkisi altında plansız bir şekilde başkasına ait bir malı alırlar.

Hırsızlık suçunu işleyenler yaptıkları eylemin bir suç olduğunu bilirler ve yakalanmaları durumunda bir cezai yaptırıma uğrayacakları kaygısı taşırlar. Kleptomanlar ise yaptıkları eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını olay öncesinde çok fazla algılayamadıklarından kaygı seviyeleri daha düşüktür. Ancak olay gerçekleştikten sonra Kleptomanlar, hırsızların aksine daha fazla vicdani rahatsızlık hissederler.

Elbette yazımızın ilerleyen bölümünde daha ayrıntılı olarak aktaracağımız üzere hırsızların cezai ehliyetleri tam olmasına rağmen Kleptomani rahatsızlığına sahip olanların cezai ehliyetleri tam olmadığı için ya hiç ceza almazlar ya da daha az ceza alırlar.

Kleptomani Hastaları Ceza Alır Mı? – Kleptomani Cezai Sorumluluğu?

wooden gavel books wooden table 93675 130700 3 1

Akıl hastalığı Türk Ceza Hukukuna göre, ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran veya önemli derecede azaltan sebeplerden bir tanesidir.

Nitekim TCK’nın 32. maddesine göre,

(1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.

 (2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir.

Kleptomani rahatsızlığı da Yargıtay tarafından ruhsal bir bozukluk yani bilinen ve teknik tabiriyle akıl hastalığı olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle kleptomani ceza sorumluluğunun olmadığı söylenebilir. Dolayısıyla kleptomani hastaları hırsızlık eylemi nedeniyle ya hiç ceza almazlar ya da alacakları cezada indirim yapılır.

Kleptomani cezai sorumluluğu konusunda Adli Tıp Kurumunun vereceği rapor belirleyici olacaktır.

Mahkemelerin hırsızlık suçunu işleyenler ile ilgili olarak kleptomani gibi bir şüphenin veya bu yönde iddianın bulunması durumunda TCK’nın 32. maddesi gereğince “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” hususunda rapor alınmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun değerlendirmeleri gerekmektedir.

Burada önemli olan kişinin çalma eylemi açısından fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilip algılayamamasıdır. Nitekim hayatını normal bir insan gibi devam ettirebilen ve bu anlamda akıl hastası sayılamayacak bir kişi kleptomani rahatsızlığına sahip ise hırsızlık suçu açısından cezai ehliyeti tam olmayacaktır. Bunun yanında bu kişiler hırsızlık suçu dışında bir suç işlerse herhangi bir kişinin alacağı cezayı alacaklardır.

Kleptomani Hastalarına Uygulanacak Güvenlik Tedbirleri

Kleptomani hastalarının cezai sorumluluklarının olmadığı kabul edilse ve bu kişiler ya hiç ceza almasalar veya daha az ceza alsalar dahi TCK’nın 32. maddesine göre, bu kişiler hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunur.

Bu güvenlik tedbirleri tam akıl hastaları için zorunlu iken kısmi akıl hastaları yönünden mahkemenin takdirine bağlıdır. 

Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin düzenlendiği TCK’nın 57. maddesine göre,

(1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.

(2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine infaz hâkimi kararıyla serbest bırakılabilir.

Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri de her ne kadar ceza infaz kurumu gibi olmasa da sonuç olarak kişinin özgürlüğünü kısıtlayıcı hükümler barındırmaktadır. Bu noktada toplum açısından arz ettikleri tehlikenin diğer akıl hastalarına göre daha az olduğu düşünüldüğünde kleptomani hastalarının yüksek güvenlikli sağlık kurumlarına kapatılmaları yerine tedavilerinin sağlanmasının daha makul bir çözüm olacağını düşünüyoruz.

Kleptomani Cezai Sorumluluğu Yargıtay Kararları

yargitay 1643800 5 1

Yazımızın bu bölümünde Yargıtay’ın kleptomani durumunda somut olaya ne şekilde yaklaştığı, bu kişilerin cezai durumlarının ne şekilde belirlenmesi gerektiğine dair somut içtihatları üzerinden konu aktarılmaya çalışılacaktır.

Kleptomani Rahatsızlığının Yargılama Esnasında Beyan Edilmesi

Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 2015/3097 sayılı kararı, Sanığın savunmasında kleptomani rahatsızlığı nedeniyle hırsızlık suçunu işlediğini beyan etmesi karşısında; sanığın TCK’nın 32. maddesi gereğince “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” hususunda rapor alınmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

Hastane Raporları Arasında Kleptomani Rahatsızlığı Hususunda Çelişki Olması

senior therapist examining records 23 2147896605 1

Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 2018/4782 sayılı kararı, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin 26/03/2010 tarihli raporu ile kleptomani teşhisiyle sanığın “Hırsızlık suçuna ilişkin olarak akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayamadığı, bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azaldığı, durumunun TCK’nın 32/1. maddesi kapsamında olduğu”nun belirtildiği, adli sicil kaydının incelenmesinde de sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesinin uygulandığı, dosyada bu olay için alınan Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nin 23/09/2014 tarihli raporunda ise remisyonda depresyon teşhisiyle “hırsızlık suçuna karşı işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabileceği ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak veya kaldıracak düzeyde bir akıl hastalığı bulunmadığı, cezai ehliyetinin tam olduğu”nun belirtildiği, bu şekilde dosya kapsamındaki raporlar ve sanık hakkındaki uygulamalarda çelişki olması karşısında; sanığın inceleme konusu 15.09.2014 tarihli suçu için; 5237 sayılı TCK’nın akıl hastalığını düzenleyen 32. maddesinde öngörülen kriterlere göre ”Sanığın suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinde tamamen ya da önemli derecede azalma olup olmadığı” araştırılıp, ”işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalıp-azalmadığı” hususunda yöntemince raporla saptanması amacıyla sanığın önceki rapor ve tedavi evrakları ile birlikte Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek, 5271 sayılı CMK’nın 74. maddesi uyarınca Gözlem İhtisas Dairesinde gözlem altına alınması, buradan alınan raporla birlikte Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kuruluna gönderilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden,eksik kovuşturma yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Yaşı Küçük Çocuk Hakkındaki Kleptomani İddiası

Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2014/18613 sayılı kararı, Suça sürüklenen çocuk İ.. D.. hakkında 08.12.2010 tarihinde verilen adli raporda, yüklenen eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olduğu belirtilmesine rağmen, sosyal inceleme raporunda ise, varsa kleptomaniye olan eğiliminin engellenmesi için psikiyatrik tedavisinin sağlanması amacıyla sağlık tedbirinin uygulanmasının önerilmesi karşısında, suça sürülenen çocuğun ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığının sağlık kurulu raporu ile saptanarak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Kleptomani Hastalığı Yönünde Özel Hastaneden Alınan Rapor

interior luxury hospital hall generative ai 587448 2177

Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 2016/10800 sayılı kararı, aşamalarda kleptomani hastası olduğunu ileri süren ve hükümden sonra müdafii tarafından sunulan temyiz dilekçesi ekinde de, hakkında Medicana International … Hastanesi’nce düzenlenen 21.05.2014 tarihli hasta durum raporu ibraz edilen sanığın Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesine sevki ile 5237 sayılı TCK’nin 32. maddesi kapsamında, suç tarihlerinde işlediği eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılanıp algılamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli derecede azalma olup olmadığı araştırılarak yöntemince raporla saptanıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Kleptomani Hastalığı Yönünde Devlet Hastanesinden Alınan Rapor

Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2019/596 sayılı kararı, Sanığın kovuşturma aşamasındaki ifadelerinde psikolojik rahatsızlığı olduğunu ve bu nedenle tedavi gördüğünü beyan etmesi ve hüküm açıklama yargılaması sırasında 03.02.2014 tarihinde talimat mahkemesine sunduğu belgede 01.11.2010 tarihinden itibaren kleptomani ve anksiyete bozukluğu hastalıkları nedeniyle … Devlet Hastanesi Psikiyatri Polikliniğinde tedavi gördüğünün belirtilmesi karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi uyarınca, sanığın suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalıp azalmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulundan ya da ruh sağlığı ve hastalıkları hastanelerinden rapor aldırılıp rapor içeriğine göre sanığın savunması değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Temyiz Dilekçesinde Kleptomani Rahatsızlığından Bahsedilmesi

Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 2015/6424 sayılı kararı, Sanık müdafinin temyiz dilekçesi ekinde ibraz ettiği Uzman Dr. imzalı belgede kleptomani rahatsızlığı tanısıyla sanığın tedavi olduğunun belirtilmesi ve sanığın savunmasında kleptomani rahatsızlığı nedeniyle çaldığını beyan etmesi karşısında; sanığın TCK’nın 32. maddesi gereğince “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” hususunda rapor alınmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması yasaya aykırıdır.

Kleptomani Cezai Sorumluluğu Konusunda Ceza Avukatının Önemi

closeup shot person writing book with gavel table 181624 57173 4 1

Hırsızlık suçunun en basit şeklinin cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer nitelikli hırsızlık söz konusuysa yani hırsızlık eylemi Türk Ceza Kanununun 142. maddesinde sayılan şekillerde işlenmişse (Örneğin alış veriş merkezinde mağazadan yapılan hırsızlık suçu) failin beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile muhatap olması mümkün hale gelebilecektir. Alınacak cezanın yanında kişinin hırsızlık gibi bir suçtan sabıkası olacaktır.

Yukarıda ayrıntılı bir şekilde aktarılmaya çalışıldığı üzere kleptomani rahatsızlığı olanlar ve bu durumu ortaya koyabilen kişilerin cezai sorumlulukları ya hiç olmayacak ve haklarında ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilecek ya da rahatsızlıklarının derecesi nispetinde cezalarında önemli bir indirim söz konusu olacaktır.

Bu nedenle hırsızlık eyleminin kleptomani hastalığının etkisi altında işlendiği hususunda gerekli bilgi ve belgeleri mahkemeye sunarak adli rapor aldırılmasının ve hukuki sürecin tecrübeli bir ceza avukatı nezaretinde sürdürülmesinin önemi yadsınamaz bir gerçektir.

“Hırsızlık Suçu” ve “Kleptomani Cezai Sorumluluğu” konusundaki hukuki problemleriniz ile ilgili olarak Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.