Yazımızda Yargıtay tarafından verilen müstehcenlik suçu beraat kararları, içeriklerine göre ayrı başlıklar altında sunulacaktır.
Aşağıda belirtilen örneklerden de anlaşılabileceği üzere bazı durumlarda Yargıtay müstehcenlik suçu beraat kararları verebilmektedir.
Müstehcen Ürünlerin İzletilmesinde Kasıt Olmaması Halinde Beraat Kararı Verilmektedir
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/7049 sayılı kararı, TCK’nın 226/1. maddenin birinci fıkrasında müstehcenlikle ilgili çeşitli davranışlar, suç olarak tanımlanmıştır. Fıkranın (a) bendinde, bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin verilmesi ya da bunların içeriğinin gösterilmesi, okunması, okutulması veya dinletilmesi; (b) bendinde ise, bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösterilmesi, görülebilecek şekilde sergilenmesi, okunması, okutulması, söylenmesi veya söyletilmesi, suç olarak düzenlenmiştir.
Bu açıklama ışığında yapılan incelemede, sanığın aşamalardaki savunmaları yanında, yaşı küçük mağdur …’nun 05/07/2010 tarihli kolluk beyanında “…ben gece uyuyordum. … ve… isimli iki erkek şahısla birlikte annem CD izliyorlardı. Ben bunu kırılan kapı camının aralığından gördüm. … bu görüntülere bir kez şahit oldum.” şeklindeki beyanı karşısında, sanığın müstehcen görüntü içeren ürünleri yaşı küçük mağdurun görebileceği şekilde sergileme kastının bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın beraati yerine yerinde olmayan gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Müstehcen Görüntülerin Doğal Olmayan Cinsel İlişki Kabul Edilmemesi Halinde Müstehcenlik Suçu Oluşmaz
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/6918 sayılı kararı, TCK’nın 226/4. maddesindeki “doğal olmayan” kavramının bireylerin cinsel yaşamının içerisinde yeri olmayan, aşağılayıcı veya toplumun geneli tarafından da doğal olarak kabul edilmeyen ilişkileri tanımlamaktadır. Anal ya da oral yoldan yapılan, eşcinsel veya grup halinde bulunulan cinsel birleşmelere ait görüntüler tek başına bu kavram değerlendirilemeyecektir. İncelemeye konu olayda; dosyaya sunulan bilirkişi raporunda doğal olmayan yoldan cinsel davranışların mevcut olduğu vurgulanarak sanığın mahkumiyeti yoluna gidilmiş ise de; rapor içeriğindeki görüntülerin TCK’nın 226/4. maddesi kapsamında bulunmaması ve sanığın iş yerinde yapılan arama sonucu el konulan materyallerle ilgili sanığın aynı Kanun’un 226/1. maddesinde tanımlanan eylemlerden birini gerçekleştirdiğine dair bir tespitin de bulunmaması karşısında, bu görüntülerin niteliği ile ele geçiriliş şekli ve sayısı değerlendirildiğinde kişisel amaçlı olarak bulundurulduğunun kabulü gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/8594 sayılı kararı, Somut olayda; başka bir soruşturma sebebiyle sanığın cep telefonunda yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, mevcut görüntülerin TCK’nın 226/4. maddesi kapsamında bulunmadığının belirtilmesi karşısında, bu görüntülerin niteliği ile ele geçiriliş şekli ve sayısı değerlendirildiğinde kişisel amaçlı olarak bulundurulduğunun kabulü gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/8593 sayılı kararı, suça konu ürünün toplumun ortak edep ve ahlak temizliğine yönelik açık bir saldırı niteliğinde olup olmadığı, özellikle çocukların bu davranışın zararlı etkilerinden korunması gerekip gerekmediği tespit edilip objektif olarak müstehcen olup olmadığı belirlenmelidir. İnceleme konusu olayda; müstehcen olduğu belirtilen fotoğrafların halkın ar ve haya duygularını incitecek veya cinsel arzuları tahrik ve istismar edecek nitelikte olmadığı, dolayısıyla müstehcenlik suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/8602 sayılı kararı, Anal ve oral yoldan yapılan, eşcinsel eğilimli ya da grup halinde bulunulan cinsel birleşmelere ait görüntülerin tek başına “doğal olmayan” kavramı içerisinde değerlendirilemeyeceği, bu kavramın cinsel yaşamın içerisinde yeri olmayan, aşağılayıcı veya bütün toplum tarafından da doğal olarak kabul edilmeyen ilişkileri tanımladığı, bilirkişi raporunun içeriğine göre sanığın cep telefonunda davaya konu görüntüleri depolamasının, TCK’nın 226/4. maddesinde gösterilen diğer cinsel sapma davranışlarına da ilişkin olmaması nedeniyle suç oluşturmayacağı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Müstehcen Görüntülerin Kişisel Amaçlı Olarak Bulundurulması
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/6738 sayılı kararı, Somut olayda; bilirkişi incelemesi sonucu 2 adet cinsel ilişki içeren video kasedinin tespit edilmesi karşısında, bu görüntülerin niteliği ile ele geçiriliş şekli ve sayısı değerlendirildiğinde kişisel amaçlı olarak bulundurulduğunun kabulü gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/5012 sayılı kararı, Somut olayda; başka bir soruşturma sebebiyle sanığın bilgisayarında yapılan bilirkişi incelemesi sonucu 7 adet cinsel ilişki içeren video görüntüsünün tespit edilmesi karşısında, bu görüntülerin niteliği ile ele geçiriliş şekli ve sayısı değerlendirildiğinde kişisel amaçlı olarak bulundurulduğunun kabulü gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Müstehcen Ürünlerin Usulüne Uygun Olmayan Arama Sonucu Ele Geçirilmesi Nedeniyle Beraat Kararı Verilmesi Gerekmektedir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/4194 sayılı kararı, Bir suç işlendiğini öğrenen kolluk görevlilerinin, gecikmeksizin durumu Cumhuriyet Savcısına bildirerek şüphelilerin yakalanması ve suç delillerinin elde edilmesini temin amacıyla CMK’nın 116 ve devamı maddeleri uyarınca usulüne uygun arama kararı alarak işlem yapması gerekmektedir. Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile konutta yapılan arama, CMK’nın aramanın güvenirliliği ile ilgili 119/4. maddesinin “Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur” amir hükmüne aykırı olarak o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi hazır bulundurulmaksızın yapılması nedeniyle icrası bakımından hukuka aykırıdır. Ayrıca yapılan aramada suça sürüklenen çocuğa ait bilgisayarların muhafaza altına alındığının belirtildiği, aynı gün Sulh Ceza Mahkemesi’nden el koymanın onaylanmasına dair CMK’nın 127/1 maddesi uyarınca karar alındığı ancak, arama sonrası bilgisayarların yedeklemesinin yapılıp şüpheliye verildiğine dair bir ibareye tutanakta yer verilmediği gibi, bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasından önce mahkemeden bu hususta karar alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle CMK’nın 134. maddesi hükümlerine riayet edilmeyerek bilgisayar kütüklerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, hukuka aykırı yapılan bu arama ve el koyma sonucu elde edilen delillerin de hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş delil niteliğinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğun beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/2776 sayılı kararı, Sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasının dayanağının, arama kararı olmaksızın kolluğun yaptığı üst aramasında ele geçen CD’ler olduğu görülmektedir. Anayasa’nın 90/son maddesinin yollama yaptığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesi ve Anayasa’nın 20. maddesinde özel hayatın masuniyetinin teminat altına alındığı, CMK.nın 116. maddesinde, makul şüphe halinde şüpheli ve sanıkla ilgili adli arama yapılabileceği belirtilmiş ve 119. maddesinde arama kararını kimlerin vermeye yetkili olacağının düzenlenmiştir. Bu maddelere göre, arama kararını hakimin, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde; Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına ulaşılamayan durumlarda ise, sadece kanunun saydığı yerlere mahsus olarak yazılı emir verilmesi şartıyla kolluk amirinin verebileceği belirtilmiştir. Somut olayda, olay günü saat 11:20 sularında kendinden şüphelenilen sanık hakkında, kolluk tarafından 2559 sayılı Kanunun 4-A maddesine göre durdurularak kimlik kontrolü yapıldığı, buna göre sadece tehlikeli madde ve eşyalarla ilgili tedbir işlemlerinin yapılabileceği, ancak, dosyamızda polis memurlarının şüpheli şahsı durdurduktan sonra, tedbir almanın ötesinde hakim kararı veya yetkili merciin yazılı emri olmaksızın üst araması yaptıkları, suça konu olduğu ancak inceleme ile anlaşılabilecek CD’lerin ele geçirildiği, CD’lerden bir tanesinin de yetkisiz olarak bilgisayara takılarak incelendiği, böylelikle suça konu CD’lerin ele geçirilmesinin ne önleme ne de adli bir arama kararına dayanmadığı, sanık aleyhine başkaca delil de bulunmadığı, Anayasa’nın 38/6. maddesine göre de, kanuna aykırı elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Doğal Olmayan Cinsel İlişki Barındıran Görüntülerin Depolama Olmadan İzlenmesi Müstehcenlik Suçunu Oluşturmaz
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/6918 sayılı kararı, TCK’nın 226/4 ve 226/3. maddesinin 2. cümlesindeki suçların oluşabilmesi için, şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin ya da içerisinde çocukların, temsili çocuk görüntülerinin veya çocuk gibi görünen kişilerin bulunduğu müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin, ülkeye sokulması, çoğaltılması, satışa arz edilmesi, satılması, nakledilmesi, depolanması, ihraç edilmesi, bulundurulması ya da başkalarının kullanımına sunulması gerekmektedir. Suçların sayılan bu seçimlik hareketlerinden depolama öğesi, bilişim alanında “bir bellek cihazına veriyi yerleştirmek veya saklamak” anlamına gelmektedir (www.tdk.gov.tr). Bir bilişim sisteminde depolamanın söz konusu olabilmesi için verilerin ileride yeniden kullanabilme amacıyla biriktirilmesi, tasnif edilmesi ve sanal ürünün niteliğine göre yeteri kadar bulundurulması gereklidir. Gelişen teknoloji ve sağladığı hizmetler karşısında depolama veya bulundurma işlemi, bilgisayar, telefon, kamera gibi araçların hafızasını oluşturan donanımlar, USB bellekler, CD-DVD, harici disk gibi eşyalar ile bulut (cloud) sistemlerinde gerçekleştirilebilir.
Müstehcenlik suçunda ürünlerin depolanması veya bulundurulmasının söz konusu olabilmesi açısından, tek bir müstehcen ürünün tespiti bile yeterli olacaktır. Ancak kanunilik ilkesi gereği, depolama veya bulundurma eylem ve amacı olmaksızın, salt görüntülere bakmak, seyretmek veya dinlemek suretiyle bu suçlar işlenemez. Dolayısıyla bilgisayarların işletim sistemleri ile internet tarayıcılarının özellikleri gereği müstehcen verilerin bir internet sitesinin ziyaret edilmesi sırasında otomatik olarak ilgili sistem dosyasına geçici bir şekilde kaydedilmiş olması halinde iradi olmayan bu işlem nedeniyle kural olarak suçun manevi unsuru olan depolama veya bulundurma kastının varlığı söz konusu değildir. Fakat kullanıcı tarafından gizlenmek maksadıyla müstehcen verilerin bilerek sistem dosyaları arasına [geçici internet dosyaları (temporary internet files)] atıldığının veya internet sitelerini ziyareti sırasında görüntülerin otomatik olarak bu dosyalarda biriktiği bilincinde olan failin daha sonra bu dosyaları açarak görüntüleri yeniden kullandığının teknik olarak tespiti gibi halleri istisna olarak düşünmek gerekir.
Bu açıklamalar ışığında, alınan bilirkişi raporunda “…’ın müstehcen içerikli web sitelerine girdiği ve izlediği video ve bakmış olduğu görsellerin çoğunun eşcinsel ilişkilere ait olduğu görülmüştür.” şeklindeki bulgu karşısında, suça konu bilgisayarın sabit diskinde tespit edilen müstehcen görüntülerin geçici internet dosyaları arasında olup olmadığı hususunda ve bu görüntülerin işletim sistemi tarafından bir internet sitesinin ziyaret edilmesi sırasında otomatik olarak mı veya kullanıcı tarafından iradi olarak mı indirildiği ya da başka bir ortamdan kopyalanmak suretiyle mi belirtilen dosyalar içerisine kaydedildiğinin belirlenmesine yönelik olarak, orijinal sabit diskten alınan imaj üzerinden, kuşkuya yer bırakmayacak nitelikte, detaylı ve denetime açık uzman bilirkişiden alınacak rapor doğrultusunda sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Müstehcenlik suçu beraat kararları konusunda Yargıtay İçtihatları doğrultusunda verdiğimiz kararlar ve müstehcenlik suçuyla ilgili olarak Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.