ŞANTAJ SUÇU VE CEZASI

TCK’nın 107. maddesinde düzenlenen şantaj suçu (özelinde internet yoluyla işlenen şantaj suçu), bir kimseyi, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamanın özel bir şeklini oluşturur. 

1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle;

*Bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlama şeklinde şantaj suçu (TCK madde. 107/1).

*Haksız çıkar sağlamaya zorlama suretiyle şantaj suçu (TCK madde. 107/1).

2) Bir kimsenin şeref veya saygınlığına zarar verecek mahiyette olan hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidi ile şantaj suçu (TCK madde 107/2) düzenlenmiştir.

            Mağdur, şantaj eylemi ile failin neyi kast ettiğini anlayabiliyorsa ya da hâkim failin neyi kastettiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyabiliyorlarsa şantaj suçu oluşur.

Şantaj fiilini teşkil eden tehdit sözlü olabileceği gibi yazılı da olabilir.

Şantaj içeren ifadeler mağdura doğrudan iletilebileceği gibi, üçüncü kişiler aracılığıyla da bildirilebilir. Ancak bu durumda, failin tehdidin mağdura ulaştırılacağını bilmesi ve istemesi gerekir.

Haksız çıkar zorlamaya sağlamanın gerçekleştirilmesi failin elinde olmalı ve gerçekleşebilir bir nitelik taşımalıdır. Bu itibarla, failin mağdura yönelik kullanabileceği şantaja konu bir imkânı olmamasına rağmen, mağduru buna inandırması halinde şantaj suçu oluşmaz. Somut olayın özeliklerin göre değişebilmekle birlikte böyle bir durumda dolandırıcılık suçunun oluşması mümkündür.

Kişinin kanuni bir hakkını kullanacağını ifade etmesi şantaj suçunu oluşturmaz. Örneğin, borcun ödenmemesi durumunda icra yoluna başvurulacağının söylenmesi şantaj suçunu oluşturmaz.

Bir kişinin zaten hakkı olan bir şeyi alma gayesiyle bir hakkını kullanacağını söylemesi halinde bu suç oluşmaz. Çünkü failin elde etmeyi umduğu çıkarın haksız olması gerekir.

Suçun tamamlanması açısından haksız çıkarın elde edilmesi zorunlu değildir.

Bir kimsenin şeref veya saygınlığına zarar verecek mahiyette olan hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidi ile şantaj suçu oluşur. Bu nedenle, kişinin şeref veya saygınlığına zarar vermeyecek nitelikte olan hususların açıklanacağını ifade etmek ve bu şekilde fayda sağlamaya çalışmak şantaj suçunu oluşturmaz.

Herkes tarafından bilinen olayların açıklanması şantaj suçunu oluşturmaz. Zira mağdur zaten bilinen durumların, öğrenileceği yönünde bir endişe taşımaz. Bununla birlikte, az kişi tarafından bilinen veya artık unutulmaya başlamış bir olayın açıklanacağı yönündeki tehdit, şantaj suçunu oluşturur.

Şeref veya saygınlığa zarar verecek nitelikte olan hususların isnat edileceği yönündeki şantaj suçunun oluşması için isnat edilen hususların gerçekliğine inanılabilir olması gerekir. Yalan olduğu apaçık belli isnatların mağdurun şeref veya saygınlığını tehlikeye düşürme ihtimali yoktur.

Şantaj eylemi ile mağdurdan elde edilmek istenen faydanın hukuka aykırı olması şart değildir. Bu nedenle, bir hayır kurumuna yardımda bulunmak için dahi olsa şantaj eylemi varsa fail bu suçtan cezalandırılır.

Şantaj suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar adli para cezası olarak düzenlenmiştir.

İnternet Yoluyla İşlenen Şantaj Suçu

Günümüzde internet ve özelinde sosyal medya platformlarının daha yoğun ve kontrolsüz bir şekilde kullanılmaya başlanmasının doğal sonucu olarak, mağduriyet oluşturacak düzeyde davranışlar içerisine girildiği görülmektedir.

Şantaj suçu klasik yöntemlerle telefonla arayarak işlenebileceği gibi, günümüzde daha ziyade, sosyal medya platformları olan ve sıkça kullanılan facebook, twitter, instagram gibi siteler, whatsapp, skype gibi uygulamalar aracılığıyla da işlenebilir hale gelmiştir. Şantaj suçunun internet kanalıyla işlendiği durumlarda, failin tespiti güçleşmekle birlikte Yargıtay kararlarında da konu edilen yöntemlerle failin tespiti mümkün olabilmektedir.

Şantaj suçlarında mağdurların, faillerin istekleri doğrultusunda sürekli maddi menfaat sağlayarak bu durumdan kurtulmaları mümkün değildir.Bu konuda doğru çözüm yasal sürecin başlatılmasıdır. Bunun yanında ivedi olarak, görüntülerin paylaşımının engellenmesi sağlanmalıdır. Bu itibarla, bilişim suçları alanında uzman ceza avukatına başvurulması mağduriyetin daha da artmaması adına en mantıklı çözüm olacaktır. 

İnternet Yoluyla İşlenen Şantaj Suçu Yargı Kararları

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 13.10.2021 tarih ve 2021 / 6888 sayılı kararına göre, sanığın kendisinden ayrılıp, eski erkek arkadaşı ile görüşmek istediğini söyleyen 15 yaşındaki mağdura yönelik, “Senin bende fotoğrafların ve görüntülerin var, üzerin çıplak, bunları yayınlarsam herkese rezil olursun, en başta da öğretmenlerine göndereceğim, okulunuzun internet sayfasında da yayınlarım. İnsan içine çıkacak yüzün kalmaz, benim ile beraber olmak zorundasın. Ne istersem yapmak zorundasın” biçimindeki sözleri şantaj suçunu oluşturur.

Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06.10.2021 tarih ve  2021 / 23662 sayılı kararına göre,sanığın, mağdurun kendisinden ayrılmaması amacıyla kendisinde olan görüntüleri mağdurun anne ve babasına göndereceği, eşini arayıp her şeyi anlatacağı, internette yayınlatacağı şeklindeki sözleri şantajsuçunu oluşturur.

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 15.09.2021 tarih ve  2021/5820 sayılı kararına göre, Sanık ile mağdur arasındaki ilişkinin mağdurun kocası tarafından öğrenilmesi ve mağdurun sanıkla olan ilişkisini bitirmek istemesi üzerine, sanığın, mağdura, kendisiyle olan birlikteliğini devam ettirmemesi halinde, beraber oldukları dönemde ele geçirdiği özel görüntülerini internette yayımlayacağı tehdidiyle şantajda bulunduğu anlaşılmaktadır. Sanık, mağdurla tekrar iletişim kurma çabalarına olumlu yanıt alamayınca mağdurun fiziksel mahremiyetine ilişkin özel fotoğraflarını ve videolarını facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yayımlamıştır. Yargıtaya göre somut olayda, şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçları oluşmuştur.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 29.04.2021 tarih ve  2021 / 3400 sayılı kararına göre, suç tarihinden önce sosyal medya üzerinden tanışıp arkadaş olduğu on dört yaşındaki mağdure ile internette görüntülü konuşmaya başlayan sanığın, bu ortamda soyunmasını istediği mağdurenin olumsuz yanıt vermesi üzerine şantaj içerikli sözler sarf ederek herhangi bir kayıt işlemi yapmaksızın bilgisayar kamerası açıkken soyunmasını sağlamaktan ibaret eyleminin şantaj suçunu oluşturur.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 19.12.2019 tarih ve  2019 / 13452 sayılı kararında, suça sürüklenen çocuğun, diğer sanıktan 2011 yılının Haziran ayı içerisinde mağdureye ait çıplak fotoğrafları alarak bilgisayarına kaydetmesinin ardından ilerleyen günlerde, mağdureyle internet üzerinden yaptığı sohbetlerde fotoğrafları internette yayınlayacağı tehdidiyle kendisi ile cinsel ilişkiye girmesini istediği mağdurenin teklifi kabul etmemesi üzerine çıplak pozlar vermesini istediği anlaşılmaktadır.  Mağdurenin elbiselerini çıkararak vücudunu göstermesi üzerine bu çıplak görüntüleri çekerek bilgisayarına kaydettiği, daha sonra suça sürüklenen çocuğun bu resimleri internette yayınlayacağı tehdidinde bulunarak mağdureden para isteyip çeşitli tarihlerde ondan para aldığı görülmektedir.Somut olayda, suça sürüklenen çocuğun eylemleri zincirleme şekilde şantaj ve müstehcenlik suçlarını oluşturur. 

Günümüzde internet ve sosyal medya araçlarının yoğun ve kontrolsüz bir şekilde kullanılmaya başlanması ile birlikte şantaj suçunda ciddi bir yükseliş yaşandığı görülmektedir. Bunun bir nedeni de internet yoluyla işlenen şantaj suçunun faillerinin bulunmasındaki zorluktan  kaynaklanmaktadır.

Bu itibarla, hak kaybına uğramamak için bilişim suçlarına vakıf tecrübeli ceza avukatının hukuki yardımı oldukça önem taşımaktadır.

Şantaj suçu ilgili her türlü hukuki probleminizde Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.