Silahla tehditte şikayetten vazgeçme durumunda soruşturma kapanmayacağı gibi yargılama aşamasında da düşme kararı verilemez. Bu nedenle silahla tehdite uğrayan mağdur şikayetinden vazgeçse bile savcılık soruşturma işlemlerini devam ettirir ve delilleri yeterli görürse dava açar. Benzer şekilde yargılamayı yürüten mahkeme de bu durumda şikayet olmasa dahi düşme kararı veremez. Mahkeme suçun işlendiğini sabit görürse sanığa ceza verir.
Bunun yanında silahla tehditte şikayetten vazgeçme mümkün müdür sorusunun cevabı yönünden öncelikle tehdit eyleminin gerçekten işlenip işlenmediği ve bu eylemde Yargıtay içtihatlarına göre silah kabul edilen bir alet kullanılıp kullanılmadığını belirlemek gerekir. Nitekim tehdit eylemi sair tehdit şeklinde geçekleşmiş ve mağdur şikayetinden vazgeçmiş ise düşme kararı verilmesi gerekir.
Nitekim Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/7750 sayılı kararına göre, silahla tehdit suçunda kullanıldığı iddia edilen bardağın vasıfları ve TCK’nın 6/1-f maddesi uyarınca silahtan sayılıp sayılmayacağı tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Silahla tehditte şikayetten vazgeçme mümkün müdür sorusuna geçmeden önce silahla tehdit suçu hakkında bir takım bilgiler vermek konunun daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacaktır.
Silahla Tehdit Suçu ve Cezası
Tehdit suçunun silahla işlenmesi nitelikli hâl olarak yaptırıma bağlanmış ve silahla tehditin cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası şeklinde belirlenmiştir.
Eylemin silahla tehdit kabul edilebilmesi için kullanılan silahın 6136 Sayılı Yasa kapsamında belirlenen ateşli silahlardan olması şart değildir. Dolayısıyla failin kurusıkı tabanca ile mağduru tehdit etmesi halinde de silahlı tehdit suçu işlenmiş olur. Ancak, mağdur silahın kurusıkı olduğunu biliyorsa, silahla tehdit suçu oluşmaz.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/63 sayılı kararına göre, sanığın, kullandığı araç ile mağdurun işyerinin önüne gidip havaya kurusıkı tabanca ile ateş ettiği ve olay yerinde dört adet kurusıkı tabanca kovanı bulunduğunun anlaşılması karşısında, eylem silahlı tehdit suçunu oluşturur.
Dışarıdan bakıldığında gerçek silahtan ayrılması mümkün olmayan oyuncak silah kullanılması suretiyle işlenen tehdit suçu silahla tehdit suçunu oluşturur. Nitekim Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2019/18077sayılı kararına göre, oyuncak tabancanın görünüşü ve tabancaya ait detayların çoğunu ihtiva etmesi nedeniyle korkutuculuk özelliğine sahip olması ve birisine uzaktan gösterildiğinde gerçek silahtan farklı görülmeyecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında silahlı tehdit suçu oluşur.
Yargıtay’ın çeşitli tarihlerde verdiği kararlardan tabanca ve tüfeğin yanında şiş, bıçak, levye, demir parçası, tahta parçası, odun, balta, şişe, tornavida, jilet, falçata, çivi ve kırık şişenin silah sayıldığı ve bu aletlerle işlenen eylemin silahlı tehdit suçu ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Vücudun bölümleri silah kavramı içerisinde kabul edilmez. Bunun yanında, failin eline alıp kullanamadığı sabit durumdaki direk, duvar, beton da silah kavramı içerisinde sayılmamaktadır.
Silahlı tehdit suçu açısından sadece silahın bulundurulması ya da taşınması yeterli değildir. Bunun yanında tehdit eylemi esnasında silahın kullanılmış olması ve silahın korkutucu gücünden faydalanılmış olması gerekir. Ancak illaki failin silahı mağdura yöneltmesi şart değildir. Failin, mağduru tehdit ederken belindeki silahı göstermesi halinde de silahlı tehdit suçu oluşur.
Fail tehdit eyleminde silah kullanmasına rağmen mağdur silahtan haberdar olmamış ise silahla tehdit suçu değil basit tehdit suçu oluşur. Nitekim Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/16687 sayılı kararına göre, mağdurun, “sanık bana hitaben, seni gebertirim, buralarda barındırmam dedi ve elini beline attı, ancak belinden bir şey çıkartamadı ben belinde bir şey görmedim” şeklindeki beyanı karşısında mağdurun üzerinde bıçağın korkutucu etkisinin oluşmadığı anlaşıldığından silahlı tehdit suçu değil basit tehdit suçu oluşmuştur.
Fail tehdit eylemi esnasında silah kullanacağını söylemesine rağmen silah kullanmamış ise silahlı tehdit gerçekleşmez. Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2019/16687 sayılı kararında, müştekinin bağırması üzerine sanık ve arkadaşlarının bağırırsan seni bıçaklarız dedikleri ancak bıçak göstermedikleri anlaşıldığından silahlı tehdit suçu oluşmaz.
Mağdurun yokluğunda silahla tehdit suçunun oluşabilmesi için silahın, mağdurun evi, arabası gibi sürekli kullandığı eşyalarında hasar veya iz meydana getirecek şekilde kullanılması gerekir. Bu nedenle fail, mağdurun yokluğunda sadece silah göstermiş ise, silahlı tehdit suçu değil basit tehdit suçu oluşur.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/7560 sayılı kararına göre, sanığın, mağdurun gıyabında, mağdurun iş yerine geldiği ve mağdurun iş arkadaşlarına elindeki tüfeği göstererek mağduru öldüreceğini söylemesi silahla tehdit suçunu değil TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturur.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/447 sayılı kararına göre, sanığın, mağdurun bulunmadığı ortamda elindeki döner bıçağını sağa sola sallamak suretiyle mağduru kastederek “çıksın ortaya sinkaf edeceğim o p.çi ben” ve benzeri sözleri sarfettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eylemi gıyapta silahla tehdit suçunu oluşturmaz.
Silahla Tehditte Şikayetten Vazgeçme Yargıtay Kararları
Yargıtay ceza daireleri tarafından silahla tehditte şikayetten vazgeçme hususuna ilişkin çeşitli tarihlerde verilmiş kararlar üst yargı makamının konuya ne şekilde yaklaştığını ortaya koyma açısından faydalı olacaktır.
Silah Kullanımının Kesin Olmadığı Durumlarda Şikayetten Vazgeçme
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2020/10728 sayılı kararı, Tehdit suçunun nitelikli hali olan silahla tehdidin kabulü için, silahın, tehdit suçunda bizzat mağdura yönelik olarak görüp hissedilebileceği ve mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılması gerekir.
Yargılamaya konu somut olayda sanığın silahla tehdit suçlamasını kabul etmemesi, tanıklardan …’nun sanığın mağdur …’ı “seni bitireceğim” şeklinde tehdit ettiği sırada elini beline doğru attığını, belinden bir ses geldiğini ancak bel kısmındaki nesnenin ne olduğunu anlayamadıklarının belirtmesi, diğer tanık …’ın da Cumhuriyet savcısına vermiş olduğu beyanında tanık …’in beyanını doğrulayarak sanığın belinde ne olduğunu anlayamadıklarını ancak bir ara sanığın belindeki aleti çıkardığında kendisinden başka kimsenin bunu göremediğini ifade etmesi, mağdurun da aşamalarda sanığın elinde bulunan jop ile kendisini tehdit ettiğini belirtmesine karşın yargılama aşamasında tanık …’ın beyanı sorulduğunda “….elini sürekli beline atıyordu, düştüğüm anda …’de beni kaldırmaya çalışıyordu o anda bu jopu çıkarmış daha sonra ele geçince net olarak gördüm” şeklinde beyanda bulunarak çelişki yaratması ve olay sırasında sanığın belindeki cismi net olarak görmediğinin anlaşılması karşısında, sanığın tanıklarca da doğrulanan “seni mahvedeceğim” şeklindeki sözlerinin TCK’nın 106/1. maddesinin 2. cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilip tartışılmadan, yerinde olmayan gerekçe ile sanığın silahla tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, sanığın eylemi gerçekleştirdiğinin ve eylemin TCK’nın 106/1. maddesinin ikinci cümlesine uyduğunun kabulü durumunda ise; TCK’nın 106/1. maddesinin ikinci cümlesinde belirtilen sair tehdit suçunun takibinin şikayete bağlı olması ve mağdur …’ın şikayetinden vazgeçmesi karşısında, TCK’nın 73/4. maddesi uyarınca sanık …’ın şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre hukuki durumunun bu kapsamda değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Bıçak Göstermek Şeklinde Gerçekleştirilmesi Durumunda Silahla Tehditte Şikayetten Vazgeçme
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2016/8009 sayılı kararı, İddianamede, sanığın, müştekiyi bıçakla yaraladığı ve bıçak göstermek suretiyle tehdit ettiği iddiasıyla dava açılması ve mahkemece de eylemin bu şekilde kabul edilmiş olması karşısında; eylemlerin silahla tehdit ve silahla yaralama suçlarını oluşturabileceği, kanıtları değerlendirme ve suçu nitelendirme görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2016/8878 sayılı kararı, Sanığın, müştekinin dükkanının önünden geçtiği sırada müştekinin görebileceği şekilde belinden bıçağını çıkartarak tekrar yerine sokması şeklinde kabul edilen eyleminin, TCK’nın 106/2-a maddesi kapsamında silahla tehdit suçunu oluşturduğu ve şikayetten vazgeçme ile düşme kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Tabanca Doğrultulması Durumunda Silahla Tehditte Şikayetten Vazgeçme
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2014/16967 sayılı kararı, Sanığın, ekmek fırınında çalışan mağdurların belli sıra gözetmeden ekmek satmalarına sinirlenerek, belindeki silahı çekip ağzına mermi verdikten sonra mağdurlara doğrultması biçimindeki eyleminin, TCK’nın 106/2-a ve 43/2. maddelerinde tanımlanan ve re’sen takibi gereken silahla tehdit suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eylem sair tehdit kabul edilerek, şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2015/40601 sayılı kararı, Suça sürüklenen çocuğun tartışma sırasında, korkutmak maksadı ile emanette bulunan silahı mağdura gösterdiğinin kabulü karşısında, eylemin, TCK’nın 106/2-a maddesinde düzenlenen kovuşturulması şikayete bağlı olmayan silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden hatalı değerlendirme ile eylemin, aynı maddenin 1. fıkrasının 2. cümlesinde düzenlenen basit tehdit olarak kabul edilerek, şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Tüfeğin Mağdura Gösterilmesi Durumunda Silahla Tehditte Şikayetten Vazgeçme
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2014/26665 sayılı kararı, İddianamede, sanığın “tehdit içerikli sözler söyledikten sonra müştekinin de göreceği şekilde aracından tüfeğini alarak evin etrafında gezmesi” biçiminde açıklanan eyleminin, TCK’nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğu ve bu suçun kovuşturulmasının şikayete bağlı olmadığı gözetilmeden, “sanığın elinde silah bulunduğu halde tehdit içeren söz söylediği yönünde mahkumiyetine yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanığın olay sırasında elinde tüfek bulunmasının bu haliyle TCK’nın 106/1,2. cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçunu oluşturduğuna dair” gerekçe ve şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Av Tüfeğiyle Havaya Ateş Edilmesi Durumunda Silahla Tehditte Şikayetten Vazgeçme
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2015/34723 sayılı kararı, Olay günü sanığın, mağdurlarla arasında çıkan tartışma sonrasında, av tüfeğiyle havaya iki el ateş etmesi biçimindeki eyleminin, TCK’nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kanuni olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle, aynı Kanun maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçu kabul edilerek, şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Tehdit suçu ve silahla tehditte şikayetten vazgeçme konusuna ilişkin olarak Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.