Sollama Yapan Kişinin Kazaya Neden Olması

Hatalı sollama yapan kişinin kazaya neden olması durumunda Yargıtay, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nda taksir; “basit” ve “bilinçli” taksir olarak ikili bir ayrıma tabi tutulmuş, 22. maddesinin üçüncü fıkrasında bilinçli taksir; “kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi” şeklinde tanımlanmış, bu hâlde taksirli suça ilişkin cezanın üçte birden yarıya kadar arttırılacağı öngörülmüştür.

Basit taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayırt edici ölçüt; taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörmemesi, bilinçli taksir hâlinde ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır.

Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü hâlde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü hâlde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikelilik hâli, bunu öngörememiş olan kimsenin tehlikelilik hâli ile bir tutulamayacaktır. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.

Sollama Yapan Kişinin Kazaya Neden Olmasına İlişkin Yargıtay Kararları

Elbette her olay kendi somut şartları içerisinde değerlendirilmelidir ancak hatalı sollama yapan kişinin kazaya neden olması halinde Yargıtay’ın araç sürücüsünün bilinçli taksirle yaralama veya adam öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkin yerleşik içtihatları bulunmaktadır.

Sollama Yasağı Tabelasını Dikkate Almadan Aracın Kullanılması

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2021/4988 sayılı kararı, Mersin ilinden aracın sürücülüğünü devraldıktan sonra olay yerine kadar yaklaşık 218 km boyunca aracın şoförlüğünü yapan sanığın, tecrübeli bir şoför olması itibarıyla, bu denli olumsuz hava ve yol koşullarında hız limitlerinin de altına düşerek hızını mahaldeki olumsuz yol koşulları ile olumsuz hava koşullarına göre ayarlaması gerekirken, yoğun yağmur yağışına, vaktin gece olmasına, olay yerinde aydınlatma bulunmamasına ve yolun virajlı bir yapıda olmasına rağmen yoldaki olumsuz koşullara uygun bir hızla seyretmediği, olay yeri yaklaşımında virajlara süratli girmesi sebebiyle yağışlı havada aracı birkaç kez kaydırıp kaza tehlikesi atlatılmasına sebebiyet verdiği, seyir sırasında kendisi ile aynı yolu kullanan diğer sürücülerin yoğun yağış sebebiyle dörtlülerini yakarak seyretmelerine veya yol kenarında duraklamalarına rağmen, gerek yanında bulunan yedek şoför gerekse de araçta bulunan yolcular tarafından sık sık uyarıldığı halde, varış noktasına bir an önce ulaşmak maksadı ile olumsuz yol ve hava koşullarını dikkate almadan ve önünde seyreden araçları sollamak suretiyle artan bir hızla seyrine devam ettiği, ıslak zeminli eğimli yolda seyrini sürdürürken kendisine hitap eden hız sınırı ve sollama yasağı gibi uyarıcı trafik levhalarını dikkate almayıp yola gereken dikkatini vermediği, hızını yol şartlarına ve aracın teknik özelliklerine göre ayarlamadığı, kaza noktasından 75 metre önce seyrine hitap eden 70 km hız sınırı levhasını dikkate almayıp kaza anında 80 km hızla seyrettiği, bununla birlikte sollama yasağı bulunan yol bölümünde aracın son durduğu noktadan 5 metre ileride hız sınırının 50 kilometreye düşmesi, kovuşturma aşamasında 14.01.2019 tarihinde yapılan keşfe katılan bilirkişi tarafından çekilen olay yeri fotoğraflarında, otobüsün çarpma noktasına gelmeden önce yakın mesafede bulunan hız levhasında hız sınırının 50 km olarak belirtilmesi, bu levhadan çok kısa bir mesafe sonra kazanın gerçekleşmesi hususları değerlendirildiğinde, sanık sürücünün kendisine hitap eden birden çok uyarıcı levhayı, araçta bulunan yolcular ile yedek şoförün yavaş seyretmesi ve frene basmadan vitesi küçültmesi şeklindeki uyarılarını, yolun virajlı oluşunu, vaktin gece oluşunu, yolda aydınlatma bulunmayışını, yoğun yağmur yağışı sebebiyle yoldaki olumsuz hava koşullarını dikkate almadan seyrine devam edip, aracın virajda kaymaya başladığını ve vitesini boşa aldığını beyan eden sürücünün, rampa aşağı inerken aracın vitesini asla boşa almaması gerektiğini bilebilecek durumda olmasına rağmen, rampa aşağı olan virajlı yola uygun viteste girmeyerek, tüm bu kural ihlalleri sebebiyle, olay yeri yaklaşımında aracın birkaç kez kaymasına ve kaza tehlikesi atlatılmasına rağmen, kendi şoförlüğüne, tecrübesine, önceki deneyimlerinin olumsuz neticelenmemesine olan güveni sebebiyle herhangi bir kazanın gerçekleşmeyeceği ya da kaza tehlikesi gerçekleşse dahi bunu önleyebileceği düşüncesi ile birden çok kural ihlalinde bulunarak geldiği olay mahallinde, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda, öngördüğü ancak gerçekleşmesini istemeyerek sebebiyet verdiği kazada bilinçli taksir koşullarının bulunduğu, bu itibarla sanık hakkında tayin edilen temel cezada TCK’nın 22/3. maddesi gereğince arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde sanığın basit taksirle hareket ettiğinin kabulü ile eksik cezaya hükmolunması yasaya aykırıdır.

Sanığın Önündeki Aracı Sollamak İsterken Şerit İhlali Yaparak Katılanın Aracının Önüne Kırması

Free Photo Of Kar Kent Arabalar Yol
Sollama Yapan Kişinin Kazaya Neden Olması 3

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2021/4988 sayılı kararı, Katılan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Malatya AVM önünde bulunan caddede araç içerisinde katılan … ile birlikte seyir halindeyken sanık …’in sevk ve idaresindeki … araç ile karşı istikametten geldiği sırada, sanığın seyir yönüne hitaben düz şerit çizgisi bulunduğu halde, sanığın önündeki aracı sollamak isterken şerit ihlali yaparak katılanın aracının önüne kırması nedeniyle maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana gelen olayda, dosya içeriğindeki tutanak, krokiler ve bilirkişi raporu incelendiğinde, sanığın kendisine hitap eden sollama yasağı levhasının hizasında karşı yöne geçmesi akabininde olayın meydana gelmesine sebebiyet veren sanık hakkında TCK’nın 22/3. maddesi gereğince bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.

Sollama Manevrasının Hatalı Yapması

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2014/1679 sayılı kararı, Olay günü saat 23.30 sırasında, sanık sevk ve idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri dışında bulunan bölünmemiş iki yönlü yolda Lüleburgaz’dan Sarızköy istikametine seyrederken, otoban köprüsünü 200 metre kadar geçtikten sonra, kendisiyle aynı yönde önünde seyreden arkadaşı İ.. T..’ın kullandığı otomobili sollamak istediği sırada, mağdurun yolu ortalaması üzerine geçemeyince, kendi şeridine dönüp bu kez mağdurun aracını sağdan geçmek isterken sağ arka tampona çarpması üzerine, mağdur İ.. T..’ın otomobilinin yolun solundan kaplama dışına çıkıp yol kenarındaki RMS-A Doğalgaz Basınç Düşürme ve Ölçümleme İstasyonu’nun avlusuna düşmesi sonucunda, mağdurun hayati fonksiyonlarını orta (3.) derecede etkileyen kırık oluşacak şekilde yaralandığı ve sanıktan şikayetçi olmadığı olayda; RMS-A Doğalgaz Basınç Düşürme ve Ölçümleme İstasyonunda görevli olan tanıklar E.. A.. ve D.. B..’nın olayın sıcaklığıyla alınan kolluk ve Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadelerinde, “…iki aracın yarış yaptığını gördük, iki araç yanyana birbirlerini geçmeye çalışıyordu, kırmızı renkli araç yolun sol tarafından seyir halinde idi, siyah renkli araç kırmızı renkli araca sağ tarafından çarptı…” şeklindeki beyanlarından yargılama aşamasında dönmüşler ise de, mahkemedeki ifadelerinde de arabaların egzoz sesini duydukları ve egzoz seslerinin çok yüksek olduğuna ilişkin anlatımları ile mağdurun aracında yolcu olan kardeşi S.. T..’ın kollukta alınan ifadesinde “…Abim de yolumuzun üzerinde bulunan viraja yaklaştığımız için yolu ortaladı. Bu sırada Selim bizim aracın sağ tarafından bizi sollamaya geçti…” şeklindeki beyanı dikkate alınarak; S.. T..’ın tanık sıfatıyla ifadesinin alınması sağlanarak, anlatımlarının mağdur İ.. T..’ın beyanlarını doğrulaması durumunda, trafik kazası tespit tutanağı ile soruşturma aşamasında alınan trafik bilirkişisi raporuna göre, sanığın olayda sollama manevrasını hatalı yapması nedeniyle asli derecede kusurlu olduğunun belirlenmiş olduğu da dikkate alınarak, bilinçli taksirle yaralama suçundan mahkûmiyet hükmü verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile dosya kapsamına ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeye dayanılarak beraat hükmü kurulması yasaya aykırıdır.

Sollama Yasağı Çizgisi Bulunan Yolda Araçları Sollamak İçin Karşı Şeride Geçilmesi

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2012/28228 sayılı kararı, Sanığın Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre, çift yönlü,sollama yasağı çizgisi bulunan yolda, konvoy halinde giden önündeki araçları sollamak için karşı şeride geçtiğinde karşı yönden gelen …’ın sevk ve idaresindeki araçla üçlü yol kavşağında çarpışmalarıyla meydana gelen olayda bilinçli taksirin uygulanma koşullarının oluştuğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır.

Sanığın Sollama Yasağı Bulunan Düz Şerit Çizgisi İle Ayrılmış İki Yönlü Yolda Önündeki Aracı Sollayarak Şeride Tecavüz Edilmesi

Free Photo Of Yol Trafik Gun Batimi Gokdelenler
Sollama Yapan Kişinin Kazaya Neden Olması 4

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin  2012/28244 sayılı kararı, Sanığın, trafik kazası tespit tutanağı ve bilirkişi raporlarına göre, sollama yasağı bulunan devamlı düz şerit çizgisi ile ayrılmış iki yönlü yolda önündeki aracı sollamasıyla şeride tecavüz ederek karşı yönden gelen motosiklete çarpıp ölüme ve nitelikli yaralanmaya neden olduğu olayda, bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu ve temel cezada 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini yasaya aykırıdır.

Sollama Yasağı İşaretlerine Rağmen Önündeki Aracı Sollayarak Karşı Yol Bölümüne Geçilmesi

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin  2012/26663 sayılı kararı, Sanığın, trafik kazası tespit tutanağı ve bilirkişi raporlarına göre, idaresindeki kamyonet ile meskun mahal dışında iki yönlü çift şerit çizgisi ile bölünmüş yolda seyri sırasında sağ taraftaki tali yol ayrımının oluşturduğu kavşak alanına geldiğinde, seyir yönüne göre çıkış eğimli kesimde sola viraj ve sollama yasağı olduğunu belirtir işaretlemelere rağmen önündeki aracı sollamasıyla karşı yol bölümüne geçerek tali yoldan kontrolsüzce çıkış yaparak karşı yol bölümüne geçmek için kavşağa giren motosikletle karşı yol bölümü içerisinde çarpışarak motosiklet sürücüsünün ölümü ile sonuçlanan olayda, karayolları trafik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ve sanığı ölenle birlikte eşit derecede asli kusurlu kabul eden bilirkişi raporunun oluşa uygun düştüğü, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu da nazara alınarak, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, asli kusurlu sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesine aykırı olarak alt sınırdan temel ceza tayini yasaya aykırıdır.

Hatalı sollama yapan kişinin kazaya neden olması durumunda mağdur veya sanık açısından iddia ve savunmanın Yargı içtihatları doğrultusunda ve somut olaylar bağlamında yapılması hak kaybının önüne geçilmesi adına gerekli bir adımdır. Nitekim bu tür davalarda tecrübeli ceza avukatı ile çalışılması ileride açılacak muhtemel tazminat davaları açısından da büyük önem taşımaktadır.

Yaralamalı veya maddi hasarlı tüm trafik kazaları ile sollama yapan kişinin kazaya neden olması durumunda Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.