TCK’nın 102/1 maddesine göre, cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, cinsel saldırı suçu (tecavüz suçu) işlemiş olur ve mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Basit cinsel saldırının anlatıldığı bu maddede, mağdurun bedenine cinsel ilişki seviyesine ulaşmayan eylemler kastedilmektedir. Dolayısıyla, bu suçun basit şekli cinsel arzuları tatmin amacına yönelik ve fakat cinsel ilişkiye varmayan cinsel eylemler ile gerçekleştirilir.
Cinsel Saldırı Suçu ve Sarkıntılık Suçu Farkları
102. maddenin devamında cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verileceği belirtilmiştir. Failin mağdura yönelik yüzeysel ve nispeten hafif derecede cinsel davranışlarını ifade eden sarkıntılık, basit cinsel saldırı suçunun daha hafif şekli olarak kabul edilmektedir.
Aşağıda belirtilen Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere, sarkıntılık suçu, kesik ve ani bir hareketle işlenen bir suçtur. Failin işlediği fiil, süreklilik gösterir ve cinsel amaçla gerçekleştirilen çok sayıda eylemden oluşursa sarkıntılık değil, cinsel saldırı suçu meydana gelir.
Yargıtay kararlarına göre, mağdurun cinsel organına dokunma, kalçasına dokunma, mağdurun vücudunu okşama, basit cinsel saldırı kabul edilmektedir. Bunun yanında, mağdurun saçını okşama, mağdurun bacaklarına ve vücuduna kıyafetleri üzerinden dokunma ise Yargıtay tarafından sarkıntılık suçu kapsamında değerlendirilmektedir.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 10.04.2014 tarih ve 2014/4849 sayılı kararı, sanığın eczaneye müşteri olarak gelen mağdureyi, muayene amacıyla eczanenin arka tarafında yer alan bölüme geçmesini sağlayıp, kimsenin bulunmadığı ortamda mağdureyi sandalyeye oturtup, üzerindeki kıyafeti ve iç çamaşırını çıkardıktan sonra eliyle mağdurenin cinsel organına dokunduğu anlaşılmaktadır. Daireye göre, sanığın bu şekildeki eylemi nedeniyle basit cinsel saldırı suçunu oluışturur.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 14.12.2021 tarih ve 2021/9957 sayılı kararı, sanığın, olay gecesi evinde misafir bulunup, eşinin yeğeni olan on altı yaşındaki mağdure ile odada yalnız kaldığı sırada boynundan öperek göğsüne dokunma şeklindeki fiziksel temas içeren eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kalmaktadır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 28.05.2014 tarih ve 2014 / 7077 sayılı kararı, sanığın mağdurenin kalçasını eliyle sıkarak basit cinsel saldırı suçu işlediğinin anlaşılmaktadır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 01.12.2021 tarih ve 2021/9515 sayılı kararı, suça sürüklenen çocuğun, yaşı itibarıyla rızası hukuken geçersiz olan mağdureyi alıkoyup, vücudunu okşayarak cinsel organını sürtmesi şeklinde sübuta eren eyleminin sarkıntılığı aştığı kabul edilmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 14.12.2021 tarih ve 2021/9957 sayılı kararı, sanığın farklı zamanlarda on beş yaşından küçük mağdurelerin saçını okşayıp, göğüsleri ile bacaklarına dokunma şeklindeki eylemlerinin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kalmaktadır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.11.2021 tarih ve 2021/9034 sayılı kararı, sanığın değişik tarihlerde mağdurenin yaşadığı binaya gelmesinin ardından dış kapıyı açan on iki yaşındaki mağdurenin vücuduna kıyafetleri üzerinden dokunması şeklindeki eylemlerinin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığı belirtilmiştir.
Cinsel Taciz Suçu ve Cezası
Failin mağdurun bedenine temas etmeden gerçekleştirdiği söz ve davranışlar TCK’nın 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçu oluşturur. Cinsel taciz suçu işleyenler ağırlaştırıcı nedenler yoksa mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası veya adlî para cezası, fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 30.09.2021 tarih ve 2021 / 8118 sayılı kararı, sanığın suç tarihinden önce yanında çalışan reşit mağdureye herhangi bir fiziksel temasta bulunmaksızın cinsel içerikli sözler söyleyerek yanında masturbasyon yapma şeklindeki eyleminin cinsel taciz ve ertesi gün odada mağdureye sarılarak göğüslerini okşaması eyleminin ise cinsel saldırı suçu oluşturduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 18.05.2021 tarih ve 2021/14587 sayılı kararı, sanığın, işten çıkan ve sokakta yürümekte olan mağdurenin arkasından gelerek, para karşılığı ilişkiye girmeyi teklif ettiği ve mağdureyi tutup ağzını kapatarak yakındaki terk edilmiş binaya götürmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Daire, sanığın mağdureyi terk edilmiş binaya götürmek için tuttuğunda vücuduna temas etmesi nedeniyle eylemin TCK.nın 102/1. maddesine uyan basit cinsel saldırı suçu oluşturduğuna karar vermiştir.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 17.03.2021 tarih ve 2021/2165 sayılı kararında,sanığın kendi pantolon kemerini çözdüğü sırada herhangi bir fiziksel temasta bulunmaksızın cinsel ilişkiye girmek istediğini söylediği katılanın evden ayrılması şeklindeki eyleminin cinsel taciz suçu oluşturduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 23.12.2020 tarih ve 2020/6231 sayılı kararında, sanığın olay günü yolda yürüyen katılana ıslık çalarak kendisine bakmasını sağlayıp pantolon üzerinden kasık bölgesiyle oynadığı ve ertesi günde sanığın tekrar ıslık çalarak aynı yeriyle oynamasından rahatsız olup uzaklaşmak isteyen katılanın arkasından giderek omzu ile kalçasına dokunduğu anlaşılmaktadır. Daireye göre, mevcut haliyle eylemlerin cinsel taciz ve sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçu oluşturmaktadır.
Nitelikli Cinsel Saldırı Suçu
Cinsel saldırı eyleminin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nın 102/2 maddesinde düzenlenen nitelikli cinsel saldırı suçu meydana gelir.
Maddenin gerekçesine göre, bu nitelikli hâlin söz konusu olabilmesi için, vücuda vajinal, anal veya oral yoldan organ veya sair bir cismin sokulması gerekir. Bu itibarla, mağdurun vücuduna erkeğin cinsel organı sokulabileceği gibi, vajinal veya anal yoldan cop gibi sair bir cisim sokulması halinde de bu suç oluşur.
Bu nedenle, nitelikli hâlinin oluşabilmesi için, gerçekleştirilen eylemin cinsel arzuların tatmini amacına yönelik olması şart değildir.
Cinsel saldırı suçu, vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
Cinsel saldırı suçu nitelikli hâlini oluşturan fiiller, eşe karşı da işlenebilir. Ancak eşe karşı cinsel saldırı suçu işlenmesi hâlinde soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır. Basit cinsel saldırı eyleminin eşe karşı işlenmesi halinde ise suç oluşmaz.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 13.02.2014 tarih ve 2014/1689 sayılı kararına göre, eşe karşı işlenen cinsel suçlarda cinsel saldırının sadece nitelikli hali TCK’nın 102/2. maddesinin ikinci cümlesinde şikâyete tâbi suç olarak düzenlenmiştir. Cinsel saldırı suçunun basit halinin eşe karşı işlenmesi ise suç olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenle, olay tarihinde mağdure ile resmi evli olan sanığın eşinin rızası hilafına onu kendisine doğru çekerek sarılıp öpmesi şeklindeki eylemi TCK.nın 102/1. maddesindeki suçu oluşturmaz.
Nitelikli cinsel saldırı suçuna ilişkin maddede “organ” ifadesi kullanılmaktadır. Bu nedenle nitelikli halin oluşumu yalnızca cinsel organ ile değil vücuda girebilecek başka organlar ile de gerçekleşebilir. Bu nedenle failin kadın veya erkek olması suçun oluşumunu etkilemez.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 03.06.2014 tarih ve 2014 / 7408 sayılı kararında,olay tarihinde mağdurenin sanıklar ile birlikte olay yerine geldiği, burada sanığın mağdurun cinsel organına parmak sokmak sureti ile nitelikli cinsel saldırı suçunu gerçekleştirdiği belirtilmiştir.
Nitelikli cinsel saldırı suçu, mağdurun rızası hilafına yapılmaktadır. Mağdura karşı cebir veya tehdit ya da hile kullanılabileceği gibi, bir şekilde bilincinin kapalı olmasından yararlanmak suretiyle de bu suç işlenmesi mümkündür.
Nitelikli cinsel saldırı suçu daha ağır cezayı gerektiren halleri TCK madde 102/3’de sayılmıştır. Buna göre, cinsel saldırı suçu,
* Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
* Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
* Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
* Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
* İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, verilen ceza yarı oranında artırılır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 02.06.2014 tarih ve 2014/7347 sayılı kararında, sanığın, orta derece sınırında zeka geriliği sebebiyle kendisini beden ve ruh bakımından savunamayacak durumda bulunan 31 yaşındaki mağdurenin bu durumunu bilerek diğer sanık ile kendi evinde cinsel ilişkiye girmesini sağladığı anlaşılmaktadır. Olayda, sanığın eyleminin nitelikli cinsel saldırı suçu açısından yardım etme suçunu oluşturduğu halde, yazılı şekilde fuhuş suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 02.06.2020 tarih ve 2020 / 2366 sayılı kararına göre, sanığın, uyku halindeki katılanın kazağının içerisinden elini sokmak suretiyle göğsüne dokunma şeklinde gerçekleşen eyleminde doğal uyku halinin beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunma kapsamına girmez. Bu nedenle, 5237 sayılı TCK’nın 102/1-1. maddesi gereğince belirlenen temel cezanın aynı Kanunun 102/3-a. maddesi ile artırılması yasaya aykırıdır.
Neden Cinsel Suçlar Avukatı ile Çalışmalıyım?
Cinsel davranışlarla işlenen eylemler neticesinde cinsel istismar suçu, cinsel taciz suçu, sarkıntılık suçu gibi birçok farklı suçun oluşması mümkündür.
Cinsel suçların hepsinin cezaları birbirinden farklıdır. Bu nedenle farklı mahkemelerde duruşmaları yapılır. Mesela, cinsel taciz suçu ve sarkıntılık suçu asliye ceza mahkemelerinde görülürken, cinsel saldırıya ağır ceza mahkemesinde bakılmaktadır.
Bu nedenle cinsel davranışların, suç oluşturup oluşturmadıkları ya da hangi suçu oluşturacağını belirlemek fail açısından çok önemlidir. Bu tespit yapılırken olay örgüsü mantık silsilesi çerçevesinde aktarılmalı ve lehe olabilecek deliller adli makamlara eksiksiz sunulmalıdır.
Bu itibarla, cinsel suçlarda, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasında ve yine yargılama sürecinde gerek şüpheli ve sanık, gerekse mağdur yönünden yasal haklarının tecrübeli bir cinsel suçlar avukatı ile savunulması büyük önem taşır.
Cinsel suçlarla ilgili her türlü hukuki probleminizde Cinsel Suçlar Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.