Cinsel Suçlarda Mağdurun Çelişkili Beyanları

Cinsel suçlarda mağdurun çelişkili beyanları Yargıtay tarafından suçun ispatı noktasında önemli bir kriter olarak değerlendirilmektedir.

Cinsel suç faillerinin bu suçu işlerken gizli alanları seçmeleri, fail ile mağdurun yalnız kalması söz konusu olduğundan olaya tanıklık eden kişilerin bulunmaması gibi sebeplerle cinsel suçların ispatı zordur. Bu itibarla, çoğu zaman sadece delil olan mağdur beyanlarına dayanılarak karar verilmeye çalışılmaktadır. Bu noktada aşağıda Yargıtay içtihatlarından da anlaşılacağı gibi çelişki barındırmayan, samimi ve değişmeyen mağdur anlatımları ispat noktasında önemli kabul edilmektedir.

Cinsel Suçlarda Mağdurun Çelişkili Beyanları Yargıtay Kararları

Yargıtay’a göre, cinsel şiddetin doğrudan kanıtlarının mevcut olmadığı hallerde yetkili makamlar tüm olguları incelemeli ve olayları çevreleyen koşulları değerlendirerek karara ulaşmalıdırlar. Bu bağlamda tecavüz, saldırı ve istismarın sadece fiziksel bulguları değil, psikolojik bulguları da dikkate alınmalı, mağdurun olay anlatımı ağırlıklı olarak değerlendirilmeli, bu değerlendirme esnasında; mağdur eylemlerine değil, fail eylemlerine odaklanmalı, mağdurun yaşadığı travmaya bağlı psikolojik durumunu gözönünde bulundurulmalı, mağdurun travmaya bağlı tutarsız, karmaşık yahut eksik anlatımı olabileceğini gözeterek ayrıntılarda değil genel olay örgüsünde tutarlılık aramalı ve mağdurun olayın tek tanığı olduğunu unutmamak önemlidir.

Öte yandan tanıdık kişiler (akraba, komşu, öğretmen, iş arkadaşı, amir v.b) tarafından gerçekleştirilen cinsel istismar ve saldırı vakalarında, mağdurların bu kişilerle olan geçmiş ilişkileri, yakınlık düzeyleri olay öncesi ilişkilenme biçimleri ve daha sonra mağdur ile aynı çevrede kalmaya devam etmeleri, sebebiyle ivedi biçimde şikayette bulunmamaları mağdurun aleyhine yorumlanmamalıdır.

Cinsel Suçlarda Mağdurun Çelişkili Beyanları Karşısında Beraat Verilmesi Gerektiğine Yönelik Bozma Kararları

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2021/2924 sayılı kararı,

Mağdurenin aşamalardaki çelişkili ve tutarsız beyanları, 16.06.2011 tarihli dilekçe içeriği, … Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında görevli Dr. ….. tarafından hazırlanan 27.03.2011 günlü raporda yer alan mağdurenin beyanına itibar edilemeyeceği yönündeki görüş ile aynı yerden alınan 28.03.2011 tarihli raporda belirtilen beyanına ancak ayrıntısız bilgiler dahilinde itibar edilebileceği, muhakeme ve ayrıntı gerektire beyanlarına ise dikkatle yaklaşılması gerektiği yönündeki tıbbi kanaat,mağdurenin annesi H….’nın ifadesinde “kızının olaydan sonra kimsenin kendisini kaçırmadığını, sanıklarla tanıştıktan sonra kalacak yeri olmadığını söyleyerek rızası ile onların evlerine gittiğini, kimsenin kendisine saldırmadığını, evdeki şahısların kendisini kovduğunu söylediğini, esastan mağdurenin çoğu zaman olmayan olayları olmuş gibi anlatıp kapıyı açık görünce de sürekli evden kaçtığını” beyan etmesi, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında sanıklar ile suça sürüklenen çocukların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2021/1683 sayılı kararı,

Olayın intikal şekli, mağdurenin başka delille desteklenmeyen çelişkili beyanları, savunma, olay yerinde bulunan bira şişesi ile sigara izmaritlerinde sanığın DNA’sının bulunmaması, olay anına ilişkin herhangi bir görüntü kaydının olmaması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2021/1517 sayılı kararı,

Mağdurenin aşamalardaki çelişkili ifadeleri, savunma, tanıkların olay anında sanıkların yanında gördükleri mağdurenin zorla tutulduğuna dair tespitleri olmadığına dair beyanları, mağdurenin beden muayenesinde herhangi bir darp cebir izine rastlanılmadığını belirten doktor raporu, sanık tarafından dosyaya sunulan mesaj içerikleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanık …’ın, olay günü diğer sanıklar… ve …’le birlikte mağdureyi zorla kaçırıp alıkoyduğuna ve …’ın mağdureyle cebirle cinsel ilişkiye girdiğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek sanıkların atılı suçlardan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2020/4257 sayılı kararı,

Soruşturma evresinde sunduğu 15.03.2013 havale tarihli dilekçe ile “sanığın kendisini evlenme vaadiyle kandırması nedeniyle kendi isteğiyle şahısla birlikte olduğunu, şikayetçi olmadığını” bildiren mağdurenin kovuşturma evresinde “sanıktan şikayetçi ve davacı değilim, davanın kapanmasını istiyorum” şeklinde beyanda bulunması, savunma, doktor raporları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, mağdurenin başka delillerle desteklenmeyen çelişkili beyanları dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2020/499 sayılı kararı,

Olayın intikal şekli ve özellikle zamanı, mağdureyle ilgili alınan raporda darp cebir izine rastlanılmaması, mağdurenin kendi rızası ile sanığın evine gitmesi, iddia edilen olaydan 24 gün sonra intikalin gerçekleşmesi ve sanık istikrarlı savunması, mağdurenin çelişkili beyanı ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında; ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi karşısında mahkumiyet kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2019/8954 sayılı kararı,

Katılan ile sanıklar arasında suç tarihinden öncesine dayanan husumet bulunması, olayın tek tanığı olan …’ın soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki çelişkili anlatımları, duruşma sırasında sanık …’ın fotoğrafları gösterilen mağdurenin sanığı ilk defa gördüğü ve tanımadığı şeklindeki beyanı, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatleri yerine, yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Cinsel Suçlarda Mağdurun Çelişkili Beyanları Karşısında Suçun Niteliğinin Değişmesi Yönünde Verilen Bozma Kararları

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2021/1984 sayılı kararı,

Mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, savunma, tanık…’in kovuşturma evresinde alınan ifadesinde mağdureyi olay anında yüzü koyun çıplak yatar halde, sanığı ise oturur vaziyette giyinik gördüğünü beyan etmesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın kastının organ sokmaya yönelik olduğuna dair sözlü veya eylemsel bir davranışı bulunmayıp, mevcut haliyle mağdureyi soyarak vücuduna dokunması şeklinde sübuta eren eyleminin cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2021/1762 sayılı kararı,

Suç tarihinde on beş yaşından küçük olan mağdure hakkında İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda mağdurenin 18.08.2017 tarihinde yapılan genital muayenesinde hymenin anüler tarzda, serbest duvarlarının orta yükseklikte ve orta enlikte olduğu, fevhasının 1,5-2 cm olup, yırtılmaksızın erektil penis veya benzer cesametteki cismin duhulüne müsait olmadığının tespit edilmesi karşısında, sanığın kolluk aşamasındaki ifadesinde değişik tarihlerde mağdurenin göğüsleri ile kalçasını okşadığı yönündeki beyanı da nazara alınarak eyleminin zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
Mağdurenin aşamalardaki çelişkili ifadeleri, savunma ile dosya içeriğine göre sanığın olay günü mağdurenin oturduğu eve bir kez giderek kıyafeti üzerinden göğüslerini okşayarak kalçasına dokunduğu anlaşıldığından, müsnet suçtan belirlenen temel cezanın koşulları oluşmadığı halde zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi ile artırması suretiyle sonuç cezanın fazla tayini,

Mağdure…’in aşamalarda değişkenlik arz eden beyanları, sanığın savunmasında adı geçen mağdureyi öperek vücudunu okşama dışında nitelikli eylemde bulunmadığını belirtmesi ve dosya kapsamı nazara alındığında sanığın cinsel saldırı eylemini organ sokmak suretiyle gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle sübuta eren eyleminin cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyeti yerine yazılı şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Neden Cinsel Suçlar Avukatı ile Çalışmalıyım?

Başka suçlarda karşılaşılabileceği gibi cinsel suçlarda da gerek husumet gerekse de farklı nedenlerle iftira atıldığı görülmektedir. Bu nedenle, hangi delile üstünlük tanınacağı noktasında hassas olunmalı, çelişkilere dikkat edilmeli ve anlatımların hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı incelenmelidir.

Bu noktada gerek mağdur gerekse şüpheli veya sanığın somut olayı doğru ve net bir şekilde anlatabilmesi mahkemenin kararını verirken göz önünde bulunduracağı önemli etkenlerden birisi olacaktır. Bu nedenle cinsel suçlarda tecrübeli ceza avukatının nezaretinde iddianın yerine getirilmesi ve savunmanın yapılmasının önemi şüphe götürmez bir gerçektir.

Anlatılan sebeplerle mesleki tecrübenin getirdiği güven duygusuyla cinsel suçlarda müvekkillerimize hukuki destek sağlıyoruz.

Ayrıntılı bilgi edinmek için Cinsel Suçlar Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.