Diğer suçlarda olduğu gibi cinsel suçlarda şüpheden sanık yararlanır ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisidir.
Cinsel suçlarda şüpheden sanık yararlanır ilkesinin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir.
Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir.
Sanığın bir suçtan cezalandırılabilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz.
Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göre, ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemeli, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Yazımızda cinsel suçlarda şüpheden sanık yararlanır ilkesini Yargıtay kararları doğrultusuna aktarmaya çalışacağız.
Taraflar Arasında Husumetin Bulunması ve Cinsel Suçlarda Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2013/8916 sayılı kararı, Olayın intikalinin katılanın işten çıkartılmasından yaklaşık 3 ay sonra olması, katılanın beyanını doğrulayan tanıkların mevcut iş yerinden çıkartılanlar olması ve aynı zamanda sanık aleyhine benzer iddialarla açılan kamu davasının müştekileri olmaları, tanıklar E.. A.., Y.. P..ve Y.. V..’nin iddia edilen eylemlere şahit olmadıklarını ifade etmeleri, tarafların çalıştıkları iş yerlerinin bölge müdürü olan sanığın atanmasından sonra ilgili kişilerin işine son verilmesi nedeniyle taraflar arasında husumetin bulunması karşısında sanığın isnat edilen eylemleri gerçekleştirdiğine dair şüphe oluştuğu, şüphe sanık lehine değerlendirilerek atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Eylemin Basit Cinsel Saldırı Şeklinde Gerçekleşmesi Karşısında Cinsel Suçlarda Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/5376 sayılı kararı, Tanık …’in aşamalarda değişmeyen beyanlarında, mandalina bahçesinde gerçekleşen olayda sanık ile mağduru belden aşağıları çıplak vaziyette ve fakat aralarında yaklaşık 15-20 cm mesafe bulunup birbirlerine yönelik herhangi bir hareketleri olmadığı halde gördüğünü, taraflara bağırıp kızması üzerine olay yerinden ayrıldıklarını belirtmesi, tanık …’ın ise alınan beyanında 17.05.2008 günü camiye ait erkekler tuvaletinin daima arkadan tel ile bağlı genel giriş kapısının kapalı olmasından şüphelenerek üzerinde bulunan anahtarla kapıyı açtığında sanık ve mağduru belden aşağısı çıplak vaziyette gördüğünü, bu sırada sanığın cinsel organının ereksiyon halinde olduğunu bildirmesi, sanığın Cumhuriyet Savcılığında müdafii huzurunda alınan ifadesinde mağdurla arasında gerçekleşen basit nitelikteki cinsel eylemlerden söz etmesi, mağdurun reddetmesi nedeniyle anal muayenesinin yapılamaması ve bu konuda rapor tanzim edilememesi ile tüm dosya içeriğinden, gerçekleşen her iki olayda sanığın kastının vücuda organ sokmak olabileceği gibi, cinsel organını sürtme ve benzeri davranışlarla da kendini tatmin yoluna gidebileceğinin ve dolayısıyla dış dünyaya yansıyan hareketler itibarıyla bu hususun tam olarak tespitinin mümkün olmadığının anlaşılması karşısında, ceza hukukunun “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince, sanığın eylemlerinin basit nitelikteki cinsel saldırı kapsamında kaldığının kabulü gerekirken, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçundan ceza tayin edilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2016/6583 sayılı kararı, Mağdurenin aşamalarda alınan beyanlarında sanığın olay sırasında içine boşaldığını açıkça ifade etmesi, sanığın ise mağdureyle seviştiklerini ancak tam bir cinsel birleşme yaşamadıklarını savunması, … Devlet Hastanesinin 03.06.2013 tarihli raporunda vajen arka foniks ve servikal kanal girişinden alınan sıvıların mikroskobik incelemesinde canlı ya da ölü sperme rastlanılmadığının belirtilmesi, … Adli Tıp Kurumu …İhtisas Dairesinin 24.07.2013 ve 31.12.2013 tarihli raporlarında ise mağdureye ait olduğu bildirilen bir adet beyaz renkli külottan alınan örneklerden en az biri erkek cinsiyet karakterli birden fazla şahsa ait DNA profilinin bir arada karışık olarak elde edildiğinin, söz konusu karışık DNA profilinin sanığa ait DNA profilini içerdiğinin ancak külotta yapılan incelemede sperm hücresi görülmediğinin bildirilmesi karşısında, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de gözetilerek sanığın 5237 sayılı TCK’nın 102/1 ve 102/5. maddeleri uyarınca cezalandırılması ve lehe kanun değerlendirmesinin buna göre yapılması gerekirken yazılı şekilde beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Cinsel Eyleme İştirak İddiası Karşısında Cinsel Suçlarda Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/9124 sayılı kararı, Mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, sanıkların inkara yönelik savunmaları ve tüm dosya kapsamından, sanıklar …ve …’nin cinsel saldırı eylemine iştirak ettiklerine dair şüphe oluştuğunun anlaşıldığı, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi doğrultusunda adı geçen sanıkların beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Cinsel Eylemin Gerçekleşip Gerçekleşmediğinin Belli Olmaması Noktasında Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2017/4418 sayılı kararı, Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları savunma, mesaj tespit tutanağı ve tüm dosya içeriğine göre sanığın, mağdureye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediğine dair soyut iddia dışında cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, tarafsız, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve mevcut haliyle eylemin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda şüphe olup “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de gözetildiğinde beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Cinsel Eylemin Rıza İle Gerçekleşip Gerçekleşmediğinin Belirlenememesi Karşısında Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2009/2958 sayılı kararı, sanık ile mağdure arasındaki ilişkinin 1997 yılında başladığı, 2002 yılından itibaren de cinsel ilişki boyutuna ulaştığı ve şikayet tarihi olan 12.01.2007 tarihine kadar sürdüğü, bu ilişki nedeni ile mağdurenin hamile kaldığı ve sanık ile birlikte …. özel bir klinikte kürtaj dahi yaptırdığı, 2000 yılında sanığın çektiği mağdureye ait fotoğraflardan ve bu ilişkiden sanığın annesi, abisi ve erkek arkadaşının da haberdar olduğu, keza sanığın bu fotoğrafları evin karşısındaki direğe yapıştırmasına ve hatta arkadaşlarına da göstermesine rağmen mağdurenin sanıkla olan birlikteliğini sürdürmeye devam ettiği gibi başka arkadaşlık ilişkisi de olduğu, sosyal konumu ve yaşı itibariyle her zaman şikayetçi olup sanıkla olan ilişkisinden rahatsızlığını ifade etmesi mümkün iken bu yola tevessül etmediği, bu itibarla santaj suçunun zorlama, cinsel saldırı suçunun ise cebir, tehdit ve irade dışılık öğelerinin olayda oluşmadığı, sanığın borcunu istemesi üzerine mağdurenin şikayetçi olduğu, daha sonra da bu şikayetinden de vazgeçtiği iddia, sanık savunması, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, savunmanın aksine cinsel ilişkinin zorlama ile olduğuna dair sanığın cezalandırılması için her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerin elde edilemediği, reşit olan mağdurenin rızaen cinsel ilişkisinin de suç teşkil etmeyeceği ve “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de gözetilerek, her iki suçtan da beraetine karar verilmesi gerektiği halde yazılı gerekçelerle mahkümiyetine hükmolunması yasaya aykırıdır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Cinsel Suçlarda Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2016/7499 sayılı kararı, Suça sürüklenen çocuğun savunmalarına, 2007 yılı Şubat tatilinden önce gerçekleştiği iddia edilen eylemden yaklaşık 4 yıl sonra 01.04.2011 tarihinde şikayette bulunulmasına ve tüm dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocuk …’un mağdure …’ya yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediğine dair mağdurenin soyut beyanları dışında mahkûmiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de gözetilerek suça sürüklenen çocuğun atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Fiili Livata Eyleminde Cinsel Suçlarda Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/5091 sayılı kararı, mağdure ve sanığın borçlarından dolayı eve icra gelmesi nedeniyle tartıştıkları ve sanığın mağdureyi döverek yaralaması ve 29.01.2008 günü saat 11.00 sıralarında birlikte yaşadıkları evden atması üzerine, aynı gün saat 19.30 sıralarında şikâyette bulunması, sanığın aşamalarda istikrarlı ve tutarlı şekilde, mağdureye karşı kasten yaralama suçunu işlediğini kabul etmesine rağmen, ters ilişkiyi mağdurenin rızasıyla gerçekleştirdiklerini savunması karşısında, sanığın mağdureye karşı fiili livata eylemini cebir ve tehditle gerçekleştirdiğine dair cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığından ceza hukukunun temel ilkelerinden olan “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de gözetilerek atılı suçtan beraatine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Neden Cinsel Suçlar Avukatı ile Çalışmalıyım?
Cinsel suçların hepsinin cezaları birbirinden farklıdır. Bu nedenle farklı mahkemelerde duruşmaları yapılır. Mesela, cinsel taciz suçu ve sarkıntılık suçu asliye ceza mahkemelerinde görülürken, cinsel saldırıya ağır ceza mahkemesinde bakılmaktadır.
Cinsel davranışların, suç oluşturup oluşturmadıkları ya da hangi suçu oluşturacağını belirlemek fail açısından çok önemlidir. Bu tespit yapılırken olay örgüsü mantık silsilesi çerçevesinde aktarılmalı ve lehe olabilecek deliller adli makamlara eksiksiz sunulmalıdır.
Bu itibarla, cinsel suçlarda, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasında ve yine yargılama sürecindegerek şüpheli ve sanık, gerekse mağdur yönünden yasal haklarının tecrübeli bir ağır ceza avukatı olarak savunulması büyük önem taşır.
Cinsel suçlar ve cinsel suçlarda şüpheden sanık yararlanır konularıyla ilgili her türlü hukuki probleminizde Cinsel Suçlar Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.