Özel hayatın gizliliği hangi durumlarda geçersiz sayılır sorusuna verilecek yanıt suçun oluşup oluşmamasını etkileme potansiyeline sahiptir.
Özel hayat kavramı; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içermektedir. Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibinin geçerli olup kamuya açık alana çıkan her kişinin, bu alandaki her görüntü veya sesinin kaydedilip, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterdiğinin kabulü anlamına gelmez.
Bunun yanında, süreklilik içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler bu kapsamda değerlendirilemez. Sonuç olarak, bir olay ya da bilginin, özel hayat kapsamına girip girmediği belirlenirken, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, sosyal ilişkileri, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler göz önüne alınmalıdır
Özel Hayatın Gizliliği Hangi Durumlarda Geçersiz Sayılır Yargıtay Kararları
Yargıtay ilgili ceza dairesi tarafından özel hayatın gizliliği hangi durumlarda geçersiz sayılır sorununa ilişkin önemli prensipler kabul edilmiştir. Aşağıda sunduğumuz Yargıtay Kararları incelendiğinde üst yargının konuya ne şekilde yaklaştığı daha iyi anlaşılabilecektir.
Kaldırımda Yürümekte Olan Mağdur Odaklanarak Fotoğrafının Çekilmesi
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2017/5453 sayılı kararı, sanık …’in, kaldırımda yürümekte olan mağdurlar … ile …’yı ısrarla takip edip, kamera fonksiyonunu aktif hale getirdiği cep telefonunun çekim yönünü, 25 metre ilerisinde olan mağdurlara doğru odaklayarak, mağdurların bilgileri dışında fotoğraflarını çektiği ve ihbar üzerine kolluk görevlilerince yakalanıp, sanığa ait cep telefonunda inceleme yapılması sonucunda mağdurların arkalarından görüntülendiği tek kare fotoğrafın tespit edildiği olayda; sanığın sübut bulan zincirleme şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 134/1 ve 43/2. madde ve fıkrası atfıyla aynı Kanun’un 43/1. madde ve fıkraları gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, mağdurların kamusal alanda olmaları nedeniyle sanığa yüklenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşmadığına dair özel hayatı salt mekana indirgeyen ve yasal olmayan gerekçe ile sanığın beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Engelli Yerine Park Yapan Aracın Fotoğraflarının Paylaşılması
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2021/2459 sayılı kararı, Eşinin kardeşinin özürlü olmasından dolayı özürlü insanlara yönelik gerek araç gerek yaya trafiğinde yapılan haksızlıklara karşı hassas olduğunu ifade eden sanık …’ın, yönetimindeki araçla seyir halinde olduğu 30.12.2015 günü saat 18:35 sularında, üzerinde resmi kıyafeti olan katılanın idaresindeki otomobilin, katılan tarafından, özürlüler için tahsis edilen alana park edildiğini görüp, fotoğrafını çektiği park halindeki otomobilin görüntüsünü, “Muğla Radar ve Çevirme (Live)” isimli facebook sayfasında, “Bunu da yapan araç sahibi bir polis memuru üstelikte Muğla merkezde görev yapan” ibareleri ile birlikte paylaşmasının ardından, kızının özürlü olması nedeniyle özürlülere ait park yerlerinden faydalanma hakkı olan katılanın, 31.12.2015 tarihli şikayeti üzerine başlatılan adli soruşturma sonunda, sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dava açıldığı olayda;
Katılan, kucağında engelli kızı olmasına ve otomobilinin önünde camdan görünür şekilde bırakılmış özürlüler için park kartı bulunmasına rağmen rızasına aykırı şekilde çekim yapılarak, kendisinin ve aracının deşifre edildiğini beyanla sanıktan şikayetçi olmuş ise de, sanık, halkın genelini ilgilendiren konu hakkında kamusal tartışma açmak ve polis memuru olması nedeniyle daha duyarlı olması beklenen katılanın nezdinde özürlü insanların haklarının korunmasına dikkat çekmek için eleştiri niteliğinde paylaşımda bulunmuş olup, katılana ait otomobilin plakasında herhangi bir uyarıcı ibare olmadığı, fotoğrafın arkadan ve akşam vakti çekildiği, paylaşım esnasında tahkir edici bir dil kullanılmadığı, katılanın özürlü çocuğu olduğunun öğrenilmesinin ardından yapılan paylaşımın silindiği de gözetildiğinde, sanığın, suç işleme kastıyla hareket ettiğine dair, savunmasının aksine, mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçelerine dayalı olarak sanık hakkında beraat kararı verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
Uzun Süredir Eşinden Ayrı Yaşayan Tarafın Gizlice Eşinin Fotoğraflarını Çekmesi
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2018/11371 sayılı kararı, sanık … ile mağdur …’nın tarafı oldukları boşanma davasının devam ettiği ve adı geçenlerin uzun süredir fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, sanık …’in, eşi ile diğer mağdur … arasında ilişki olduğunu ispatlamak amacıyla, şapka ve maske takıp, onları takip ederek, kamuya açık alanlarda mağdurların yan yana fotoğraflarını çekmek suretiyle TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sürekli denetim ve gözetim altına alınan mağdurların gün içerisinde, niçin, nasıl, nerede, ne zaman görüştüklerini ve aralarındaki ilişkinin boyutunu ortaya çıkaran görüntülerinin, mağdurların özel yaşam alanı kapsamında yer alması nedeniyle sanık …’in sübut bulan eyleminden dolayı özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, “…kamusal alanda bu şekilde fotoğraf çekmenin özel hayatın gizliliği olarak değerlendirilemeyeceği…” biçimindeki, özel hayatı salt mekana indirgeyen ve yasal olmayan gerekçe ile sanık … hakkında beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Boşanma Davasındaki İddiasını İspatlama Amacıyla Eşinin E-Maillerini Ele Geçirmek
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2015/10716 sayılı kararı, resmi nikahlı eşi olan mağdurun sadakatinden kuşkulanan ve aldatıldığını düşünen sanığın, henüz boşanma davası açılmadığı ve mağdurla fiilen birlikte yaşadıkları dönemde, mağdurun rızası dışında cep telefonunu alıp, şifresini kırarak elde ettiği mağdura ait MSN, GSM görüşmelerini ve elektronik iletileri, daha sonra açtığı boşanma davasına delil olarak sunmak suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal ve bilişim sistemine girme suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
Kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığından da söz edilemeyeceği nazara alındığında,
Şikayete konu belge örneklerini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında atılı suçlardan beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Özel Yaşam Alanına İlişkin Olmayan Bir Anın Fotoğrafının Çekilmesi
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2014/7905 sayılı kararı, … Valiliğinde basın ve halkla ilişkiler müdürü olarak görev yapan sanık …’ın, kapısı açık olan Vali Yardımcılığı sekretarya kısmında, vali yardımcısı katılan …’ın eşi ve aynı zamanda defterdarlık muhasebe memuru olan katılan …, vali yardımcıları sekreteri olan katılan …, vali yardımcılarının koruması olan polis memuru katılan … ile defterdarlık muhasebe uzman yardımcısı olan katılan …’nın, mesai saatleri içerisinde kahvaltı yaptıklarını görmesini müteakip, kahvaltı masası etrafında oturan katılanlar .., …, … ve …. bilgisi dahilinde; ancak, rızalarına aykırı olarak, fotoğraflarını çektiği olayda,
Kişilik haklarından olan kişinin fotoğrafının rızaya aykırı olarak çekilmesi ve kullanılmasının kişilik hakkının ihlali olabileceği ve sanığın söz konusu eyleminin özel hukuk yaptırımlarını gerektirebileceği; ancak, söz konusu kişilik hakkının ihlalinin, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaya yetmeyeceği; zira, sanık …’ın, tesadüfen ve özel bir çaba göstermeksizin elde ettiği fotoğraf, katılanlar …, …, … ve …, başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyeceği özel yaşam alanlarına ilişkin bir görüntü niteliğinde olmadığı gibi, katılanların kapısı açık olan Vali Yardımcılığı sekretarya kısmında kahvaltı yapmaları, onların sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş özel hayatlarının gizliliğini ihlale yol açan bir bilgi niteliğinde de değildir.
İzinsiz Ağaç Kesen Müştekinin Fotoğrafının Çekilmesi
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2014/12690 sayılı kararı, Dosya içeriğine, sanığın aksi kanıtlamayan savunmaları ile tanık anlatımlarına göre, köyde DSİ kanalı içerisinde izinsiz ağaç kestiği sırada, akrabası olan katılan ile onun eşini kanal içerisinde izinsiz söğüt ağacı kestiklerini görerek uzaktan cep telefonu ile fotoğraflarını çekip, kendisi, şikayetçi ve bir kısım köylüler hakkında kaçak ağaç kesimi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılması üzerine, köylüsü tanık ….’e, şikayetçi ile eşini ağaç keserken gördüğünü, bu sırada fotoğraflarını çektiğini söyleyerek cep telefonundaki görüntüyü göstermesi şeklinde gelişen olayda; sanık tarafından ağaç keserken tesadüfen elde edilen görüntünün katılanın sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş özel hayatının gizliliğini ihlale yol açacak görüntü olarak kabul edilemeyeceği, katılan ve eşinin köyde DSİ’ye ait olan sulama kanalında ağaç kestikleri sıradaki görüntülerinin başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemedikleri, hukuk tarafından gizliliği ve korunması temel bir şahsiyet hakkı kabul edilmiş özel yaşam alanına ilişkin bir faaliyet olmadığından özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Kamuya Açık Alanda Uzaktan Çekilen Tek Kare Fotoğraf Ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2015/3182 sayılı kararı, Kişilik haklarından olan kişinin fotoğrafının rızasına aykırı olarak çekilmesinin kişilik hakkının ihlali olabileceği ve sanığın eyleminin özel hukuk yaptırımlarını gerektirebileceği; ancak, söz konusu kişilik hakkının ihlalinin, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaya yetmeyeceği; zira, katılanın kamuya açık alanda bulunduğu sırada uzaktan çekilen tek kare fotoğrafı, onun sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş özel hayatının gizliliğini ihlale yol açacak bir görüntü niteliğinde olmadığı gibi, sokakta yürümek ve kaldırımda durmak biçimindeki gündelik yaşantısına dahil olan hareketlerinin, onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemediği bir bilgi ve özel yaşam alanına ilişkin bir faaliyet de olmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki, sanığın özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sanık hakkındaki beraat hükmünün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ve özel hayatın gizliliği hangi durumlarda geçersiz sayılır hususuna ilişkin olarak Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.