Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi reşit olmayanla cinsel ilişki suçu nedeniyle cezalandırılır.
Mağdur 15 yaşından küçükse rızası olsa bile cinsel istismar suçu meydana gelir.
Mağdurun yaşı nüfus kaydına göre 15 yaşından küçük olmasına rağmen gerçek yaşı 15 yaşından büyükse yani mağdurun yaşı konusunda tereddüt oluşmuş ise nüfus müdürlüğünden doğum tutanağı getirtilmelidir. Mağdur, sağlık kuruluşunda doğmamışsa içinde radyoloji uzmanının da bulunduğu bir heyetten kemik grafileri çektirilerek kurul raporu alınmalıdır. Bu durum da yeterli olmazsa Adli Tıp Kurumundan mağdurun gerçek yaşı öğrenilmelidir.
Hukuk sözlüğünde cinsel ilişki, “normal olarak kadın ve erkeğin tenasül organlarını kullanarak çiftleşmeleri” olarak tanımlanmıştır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda bir cinsel ilişki şartı olduğuna göre, bu suç, kadın tarafından erkeğe, erkek tarafından ise hem kadına hem de erkeğe karşı işlenebilir ancak bu suçun kadın tarafından kadına karşı işlenmesi mümkün değildir. Zira cinsel ilişki yani suç, erkek cinsel organının vajinal veya anal yoldan duhulü ile oluşmaktadır.
Nitekim Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/6281 sayılı kararına göre, cinsel ilişkinin, erkek cinsel organının bir kadına vajinal veya anal yoldan ya da bir erkeğe anal yoldan ithal edilmesi olarak tanımlanması karşısında, suç tarihinde 15 yaşını doldurmuş olan mağdureyle rızası ile öpüşüp seviştiği sırada mağdurenin cinsel organına parmağını soktuğu anlaşılan hemcinsi sanığın, cinsel ilişki boyutuna varmayan cinsel davranışları reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturmaz.
Dolayısıyla reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun taraflarından birisinin mutlaka erkek olması ve erkeğin cinsel organın vajinal veya anal yoldan duhul etmesi gerekmektedir. Bu itibarla, oral ilişki yasaya ve içtihatlara göre cinsel saldırı kabul edilse dahi cinsel ilişki sayılmaz. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/240 sayılı kararında sanığın, rızasıyla mağdurun ağzına cinsel organ sokmak şeklinde gerçekleşen eyleminin kanunun aradığı anlamda cinsel ilişki kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle suçun oluşmadığına karar vermiştir.
Mağdurun Yaşında Hata
Gerçekte mağdur 15-18 yaş aralığında bir çocuk olmasına rağmen fail, mağdurun 18 yaşından büyük olduğu düşüncesiyle mağdurla cinsel ilişkiye girmiş ise, fail hata hükümlerinden yararlanacak ve suç oluşmayacaktır.
Örneğin fail, mağdurun nüfus cüzdanından yaşının 19 olduğunu görerek cinsel ilişkiye girmiş ancak gerçekte mağdurun yaşı 17 olmasına rağmen nüfus cüzdanına yanlış yazılması veya sahte nüfus cüzdanının kullanılması nedeniyle mağdurun yaşında hataya düşmüşse reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan cezalandırılmaz.
Bunun yanında mağdur 18 yaşından küçük olmasına rağmen meslek hayatında yer alıyor ve bu doğrultuda bir takım işler yapıyorsa ve bu nedenle hiç kimsenin aklına 18 yaşından küçük olabileceği gelmiyorsa fail yine hata hükümlerinden faydalanabilir. Zira bu durumda failin mağdurun 18 yaşından büyük olduğunu düşünmesi hususunda kaçınılmaz bir hataya düşmesi hayatın olağan akışına aykırı değildir.
Akıl Hastası Olan Küçükle Cinsel İlişki
Akıl hastası olan bir kişinin rızasından bahsetmek mümkün değildir. Bunun yanında, failin, mağdurun akıl sağlığının yerinde olup olmadığı konusunda kaçınılmaz bir hataya düşmesi ihtimal dâhilindedir. Mağdurun akıl hastası olup olmadığı her zaman ilk bakışta kolayca anlaşılamayabilir. Nitekim bazı kişiler açısından sadece hekim tarafından muayene edildiği zaman akıl sağlıklarında bir sorun olup olmadığı tespit edilebilir. Bu durumda, fail gerçekten mağdurun akıl hastası olduğunu bilmiyor veya bilebilecek durumda değilse hatasından faydalanacaktır.
Dolayısıyla, fail mağdurun akıl hastalığını bilmiyor veya bu durum tıbbi inceleme dışında anlaşılamıyorsa, fail reşit olmayanla cinsel ilişki suçu açısından cezalandırılır. Ancak, fail mağdurun akıl hastası olduğunu biliyor veya bu durum herkes tarafından kolayca anlaşılabiliyor ise, fail cinsel istismar suçundan cezalandırılır.
Nitekim, Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2002/4780 sayılı kararında, Adli Tıp Kurumunun raporunda mevcut zekâ geriliğinin hekim olmayanlarca anlaşılamayabileceğini belirtmesi karşısında, sanıkla aynı köyde bulunan mağdurun bu durumunun bilinip bilinmediğinin köy muhtarı veya ihtiyar heyetinden kişilerin de bilgisine başvurulup araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Cezası
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu TCK 104. maddede şu şekilde belirtilmiştir.
Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Şikâyet Süresi
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun takibi şikâyete bağlıdır. Bu suç bakımından şikayet hakkı yalnızca mümeyyiz olan mağdur çocuğa aittir. Dolayısıyla yaşı küçük mağdurun bizzat kendisinin şikâyetçi olması gerekmektedir. Tek başına küçük çocuğun anne, baba veya vasisinin şikâyeti soruşturmaya başlanması için yeterli değildir. Şikâyetten vazgeçme noktasında da hak yaşı küçük olan mağdura ait olup anne veya babanın şikâyetten vazgeçmesi suçun takibini ya da cezanın verilmesini engellemez.
Nitekim Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/6281 sayılı kararına göre, sanığın 15 yaşını tamamlamış mağdura yönelik olarak işlediği reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda, şikâyet hakkını kullanmak için kanuni temsilcilerinin iznine gerek yoktur. Mağdurun soruşturma aşamasında vekil huzurunda alınan beyanında sanıktan şikâyetçi olduğunu beyan etmesi karşısında mağdurun anne ve babasının şikâyetten vazgeçmeleri nedeniyle sanık hakkında kamu davasının düşmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yaşı küçük mağdur şikâyet hakkını suçun işlenmesinden itibaren 6 ay içinde kullanması gerekir. Mağdur savcılık aşamasında şikâyetinden vazgeçerse sanık hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Yargılama aşamasında şikâyetten vazgeçilmesi halinde ise mahkeme davanın düşmesine karar verir.
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu hakkındaki yargılamayı yapma görevi, suçun işlendiği yerde bulunan asliye ceza mahkemesine aittir.
Mağdura Söylenen Sözler Objektif Olarak Korkutucu Değilse Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Oluşur
Cinsel ilişki tehdit ile gerçekleştirilmiş ise cinsel istismar suçu meydana gelir. Ancak cinsel ilişkinin tehditle gerçekleştiğinden bahsedilebilmesi için tehdit ile cinsel ilişki arasında nedensellik bağının bulunması gerekir. Yargıtay’a göre eğer failin sözleri yaşı küçük mağdur üzerinde objektif olarak ciddi bir tehdit kabul edilemezse cinsel istismar suçu değil reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşur.
Nitekim Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/4837 sayılı kararında, sanığın kendisiyle daha önceden rıza ile cinsel ilişkiye giren yaşı küçük mağdura “ilişkiye girdiğimizi annene söylerim” şeklindeki sözlerini objektif olarak ciddi bir tehdit kabul edilemeyeceği gerekçesiyle cinsel istismar suçunun değil reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun oluşacağına karar vermiştir.
Reşit Olmayan Mağdura Para Verileceğinin Söylenerek Cinsel İlişkiye Girilmesi Halinde Cinsel İstismar Suçu Oluşur
Yargıtay failin kendisine para vereceğini vadederek reşit olmayan mağdurla rızasıyla cinsel ilişkiye girmesini reşit olmayanla cinsel ilişki kapsamında düşünmemiştir. Yargıtay’a göre burada, cinsel istismar suçu oluşur.
Nitekim Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/11802 sayılı kararında, olay tarihinde 15-18 yaş aralığında bulunan mağdurenin sosyo-ekonomik durumunun da zayıf olmasından faydalanmak suretiyle “sana para vereceğim” diyerek hileli davranışta bulunan sanığın eylemi, çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturur.
Evlenme Vaadiyle İlişkiye Girilmesi Halinde Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Oluşur
Yargıtay vermiş olduğu kararlarında evlenme vaadinin hile olarak kabul edilemeyeceğini belirtmektedir. Bu nedenle şartları varsa reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşacaktır. Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/515 sayılı kararına göre, sanığın suç tarihinde15-18 yaş aralığında bulunan ve akıl hastalığı da bulunmayan mağdure ile birden fazla kez rızaen cinsel ilişkiye girme eylemi, sanığın mağdureye kendisiyle evleneceğini söylemesi hile olarak kabul edilemeyeceğinden reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturur.
Bununla birlikte, mağdurun evlenmeden önce cinsel ilişkiye rıza göstermemesi üzerine fail, sahte bir evlenme merasimi tertip eder ve mağduru kendisiyle resmi olarak evlendiğine inandırmak suretiyle mağdurla cinsel ilişkiye girerse burada cinsel istismar suçu gündeme gelecektir.
Rızasıyla Alkol Alan Mağdurla İlişkiye Girilmesi Halinde Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Oluşur
Yargıtay yaşı küçük mağdurun kendi isteğiyle alkol alarak cinsel ilişkiye girmesini iradeyi etkileyen neden kapsamında değerlendirmemiş ve sanıklar açısından eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturacağına karar vermiştir.
Nitekim Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2015/10400 sayılı kararına göre, on yedi yaşındaki mağdurenin, olay günü sanık ve suça sürüklenen çocukla buluşup, çarşıdan alkollü içecek aldıktan sonra sanığın arkadaşının evine gittiği, burada alkol aldıktan sonra önce sanık ardından suça sürüklenen çocukla cinsel ilişkiye girdiği anlaşılmaktadır. Yargıtay’a göre burada, mağdurenin alkolü rızasıyla aldığının anlaşılması karşısında, sanık ile suça sürüklenen çocuğun eylemleri reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturur.
Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Mağdurun Rızasının Olup Olmadığı Nasıl İspat Edilir?
Bu suçun mağdurunun 15-18 yaş aralığında bir çocuk olduğu düşünüldüğünde birçok olayda mağdurların rızasının olduğu ancak aile baskısı nedeniyle kendi istekleri dışında cinsel ilişkiye girdiklerini yani cinsel istismara uğradıklarını söyledikleri görülmektedir.
Mağdurun vücudunda fiziksel şiddet izlerinin bulunması cinsel ilişki eyleminin rızası dışında gerçekleştiği yönünde önemli bir gösterge olsa da bu delil tek başına yeterli olmayabilir.
Yargıtay, mağdurun rızasının olup olmadığını dolayısıyla eylemin cinsel istismar mı yoksa reşit olmayanla cinsel ilişki suçu mu olduğunu belirleme adına bir takım kriterler uygulamaktadır. Yargıtay’a göre,
Mağdurun beyanlarının tutarlı ve hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı,
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/5695 sayılı kararı, “mağdurenin ilk beyanlarıyla çelişkili şekilde ifadelerde bulunması, sanıkların kendisiyle zorla ilişkiye girdiklerinin ifade ettiği halde, yetkili makamlara durumu bildirme imkanı varken herhangi bir müracaatının olmayışı, olayın ortaya çıkış şekli, sanıkla anneannesinin tek odalı evinde anneannesinin yanında kendisiyle zorla ilişkiye girdiğine dair hayatın olağan akışına aykırı beyanı”
Yaşı küçük mağdur ile sanık arasında husumet bulunup bulunmadığı,
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/5995 sayılı kararı, “mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirir aktif bir husumetin bulunmaması karşısında sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun anlaşılması”
Mağdurun uzun süre olayı birilerine haber verip vermemesi,
Yaşı küçük mağdur ile fail arasında daha önce yaşanmış ilişki,
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2011/39 sayılı kararı, “Mağdurun herhangi bir cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene maruz kalmaksızın kendisine karşı daha önceden basit cinsel istismar niteliğinde birçok hareketlerde bulunan sanığın bulunduğu kuaför dükkanına gitmesi, kendi arkadaşlarının oradan uzaklaşmasını isteyip sanık ile baş başa kalması ve gece vakti sanık ile birlikte kimsenin bulunmadığı pasajın üst katına çıkmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması karşısında, eylemin rızaen gerçekleştiğinin kabulü gerekir.
Mağdurun başkalarından yardım isteyip istemediği ve cinsel eyleme direnip direnmediği,
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2009/7694 sayılı kararı, mağdurenin, zor durumda olduğuna, kurtulamadığına ve yardım isteğine ilişkin cep telefonu mesajları, mağdurenin vücudundaki darp ve cebir bulgularını tespit eden yaralanma bulunduğuna işaret eden doktor raporları ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın olay günü parkta erkek arkadaşı ile oturup öpüşmekte olan mağdureyi, arkadaşını tehditle uzaklaştırdıktan sonra zorla alıkoyduğu, devamında direnci kırılan mağdurenin vücuduna zorla organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismar suçunu gerçekleştirdiği kabul edilmiştir.
Reşit olmayanla cinsel ilişkinin rıza ile gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği tespit edilirken ayrıca hekim ve bilirkişi raporları, olay hakkında bilgi ve görgüsü bulunan tanıkların ifadeleri, olay yeri inceleme raporları, cinsel eylemin gerçekleştirildiği yer gibi hususlarda göz önünde bulundurulur.
15-18 yaş aralığında bulunan çocuğun mağdur olduğu cinsel ilişkinin rıza ile işlenip işlenmediği eylemin niteliğini değiştirmekte ve cezasını çok büyük oranda arttırmaktadır. Bu nedenle gerek mağdur gerekse şüpheli ve sanığın hak kaybına uğramamaları adına bu alanda yetkin tecrübeli cinsel suçlar avukatı ile birlikte hareket etmeleri büyük önem taşımaktadır.
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu ve diğer cinsel suçlarla ilgili olarak Cinsel Suçlar Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.