Telefonda uyuşturucu muhabbeti yapılması tek başına fail ya da faillerin uyuşturucu ticareti suçu yaptığına delil olarak kullanılamaz.
Ceza muhakemesi sistemimizde “delil serbestliği” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre, hakimin ceza verebilmesi için, ceza yargılamasında eylemin işlenip işlenmediği, işlenmişse fail tarafından işlenip işlenmediği hususunda hukuka uygun araçlarla, yargılama makamının tam bir vicdani kanaate sahip olması gerekmektedir.
Bu manada uyuşturucu ticareti suçu açısından telefon konuşmaları mahkemede delil olabilir. Kaldı ki, uygulamada, uyuşturucu suçunu meydana getiren maddelerin ele geçirilmesi, şüphelilerin yakalanması, sanıklar arasındaki bağlantının ortaya çıkarılması ve sanıkların eylemlerinin kuşkuya yer bırakmaksızın ortaya konulması için telefon dinlemeleri neticesinde ele geçirilen tape kayıtlarından faydalanıldığı görülmektedir.
Uyuşturucu Suçunda Telefon Konuşmaları Mahkemede Delil Olur Mu?
Bunun yanında telefonda uyuşturucu muhabbetinin yani tape kayıtları uyuşturucu ticareti yönünden delil sayılabilmesi için Yargıtay belli bir takım kriterler geliştirmiştir.
Yargıtay kararları incelendiğinde somut olay ve olgularla örtüşmeyen ve maddi olgularla desteklenmeyen tape kayıtları uyuşturucu ticareti açısından tek başına herhangi bir anlam ifade etmediğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu itibarla, fail veya failler, telefonda uyuşturucu muhabbeti yapsalar dahi, suça konu uyuşturucu madde ele geçirilememiş ise “Şüpheden Sanık Yararlanır” ilkesi gereğince sanığa beraat kararı verilmesi gerekmektedir.
Telefonda uyuşturucu muhabbetinin tek başına delil sayılıp sayılamayacağı yanında usulüne uygun bir şekilde verilmiş mahkeme kararı olmadan yapılan dinleme işlemi sonucunda ele geçen uyuşturucu maddelerin delil sayılamayacağı ve bunlara dayalı olarak mahkûmiyet kararı verilemeyeceğini de belirtmek isteriz.
Son olarak suç dosyasına telefonda uyuşturucu muhabbeti yapıldığına dair tape kayıtları delil olarak sunulmuş ancak olayın failleri, telefonda konuşan kişilerin kendileri olmadığını iddia ediyorlarsa, bu kişilerin ses örneklerinin alınması ve kayıtların bunlara ait olup olmadığı konusunda ses analizi yaptırılarak rapor alınmasının gerektiğini ifade etmek isteriz.
Telefonda Uyuşturucu Muhabbeti Yargıtay Kararları
Daha önceki yazılarımızda,
“Metamfetamin Kullanım Sınırı”
“Uyuşturucu Ticareti Somut Delil Nedir”,
“Uyuşturucunun Çok Sayıda Paket Halinde Bulunması ve Suça Etkisi”
“Arama Kararı Olmadan Yapılan Aramada Uyuşturucu Bulunması”
“Uyuşturucu Satıcısı Kaç Yıl Ceza Alır” konularında örnek Yargıtay kararları üzerinden açıklamalarda bulunmuştuk.
Bu yazımızda ise Yargıtay Ceza Dairelerinin çeşitli tarihlerde, “Telefonda uyuşturucu muhabbeti”, “Uyuşturucu Suçunda Telefon Konuşmaları Mahkemede Delil Olur Mu?” “Tape Kayıtları Uyuşturucu Ticareti” konularında verdikleri kararlar üzerinden konu ayrıntılarıyla ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Telefonda Uyuşturucu Muhabbeti Dışında Delil Olmaması
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2016/1121 sayılı kararı, Kendilerinde uyuşturucu madde ele geçmeyen sanıkların; savunmalarının aksine, hakkındaki hüküm onanan sanık …’da ele geçen uyuşturucu madde ile ilgisinin bulunduğuna veya anılan sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna iştirak ettiğine dair maddi bulgularla desteklenen delil elde edilemediği, tanıklarda herhangi bir uyuşturucu madde ele geçmediği, sanıkların atılı suçları işlediklerine dair somut olay ve olgularla desteklenmeyen ve maddi olgularla desteklenmeyen telefon konuşmaları dışında kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden uyuşturucu ticareti suçundan beraatleri yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Uyuşturucu Bulunamayan Olayda Telefondaki Uyuşturucu Muhabbetinin Yapılması
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2018/18 sayılı kararı, Kendisinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçmeyen sanığın savunmalarının aksine, diğer sanık …’den ele geçen uyuşturucu madde ile ilgisinin olduğuna ya da bu sanığın uyuşturucu madde ihraç etme suçuna iştirak ettiğine dair somut olay ve olgularla örtüşmeyen maddi bulgularla desteklenmeyen telefon konuşmaları dışında kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı anlaşıldığından, “Şüpheden sanık yararlanır” genel ceza hukuku ilkesi de gözetilerek sanığın beraati yerine yazılı gerekçeyle mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
Telefondaki Uyuşturucu Muhabbetine Değişik Anlamlar Yüklenmesi
Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2016/4035 sayılı kararı, Sanıklar hakkında hükme esas alınan 14/04/2011 tarihinde haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı kovuşturma yapılan … ve….’den ele geçirilen net 1,887 gram maddenin ….Jandarma Kriminal Daire Başkanlığınca düzenlenen 14/07/2011 tarihli raporunda uyuşturucu yada uyarıcı nitelikte olmadığının belirtilmesi ve sanıklarda başkaca uyuşturucu veya uyarıcı madde ele geçirilmediği, telefon konuşmalarında adı geçen kişilerden herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde elde edilememesi nedeniyle uyuşturucu ya da uyarıcı madde olarak kabul edilemeyeceği, içeriğine değişik anlamlar yüklenmesi mümkün olan telefon konuşmaları dışında ve savunmalarının aksine, sanıkların …’ın suçlarına iştirak ettiklerine ilişkin kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanıklar hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırıdır.
Telefon Konuşmalarında Geçen Uyuşturucu Maddelerin Ele Geçmemesi
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2014/5371 sayılı kararı, tüm aşamalarda suçla ilgilerinin bulunmadığını söyleyen sanıklar hakkında telefon konuşmaları dışında delil bulunmadığı, telefon konuşmalarında geçen maddelerin ele geçmemesi nedeniyle uyuşturucu veya uyarıcı madde olarak kabul edilemeyeceği, telefon konuşmalarının somut olay ve olgularla örtüşmediği, bu nedenle sanıkların diğer sanıklar tarafından oluşturulan örgüte üye olduklarına ve onların suçuna iştirak ettiklerine ilişkin kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanıklar hakkında her iki suçtan beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırıdır.
Telefonda Uyuşturucu Görüşmesinin Sanık Tarafından Yapılmaması ve Ses Analizi
Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2017/753 sayılı kararı, Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’nun emanette kayıtlı bulunan ve hükme esas alınan iletişim tespit çözüm tutanaklarının denetime olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örneklerinin dosyada bulunmadığı ve duruşmada okunmadığı anlaşıldığından; belirtilen belgelerin aslı ya da onaylı örneklerinin dosya içine konulması, sanıkların lehinde ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi hükme esas alınan ve reddedilenlerin gösterilmesi bu kapsamda iletişim tespit çözüm tutanakları sanıklara okunarak diyeceklerinin sorulması, sanıkların konuşmaların kendilerine ait olmadığını belirtmeleri durumunda ses örneklerinin alınması ve kayıtların sanıklara ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’ne veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alınması, hangi sanığın hangi tarihte kiminle ne şekilde telefon konuşması yaptığının ve bu konuşmaların nasıl yorumlandığının açıklanması, gerçekleşen somut olay ve olgularla bağlantısının gösterilmesi, her sanığın hangi fiiliyle uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediğinin tartışılarak dayanaklarının açıklanması, ulaşılan kanıya göre sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak nitelendirilmesi gerektiği gözetilmeden; yazılı gerekçe ile hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2016/1846 sayılı kararı, Sanık …’ın atılı suçu kabul etmemesi ve hükme dayanak yapılan telefon görüşmelerinin kendisine ait olmadığını savunması karşısında; sanığın ses örnekleri alınarak telefon konuşmalarının sanığa ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alınması ve raporun duruşmada sanığa okunarak diyeceklerinin sorulması, sonucuna göre sanıklar … ve …’in hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Telefonda Uyuşturucu Muhabbetinin Ne Şekilde Ticaret Olarak Yorumlandığının Mahkeme Kararında Gösterilmemesi
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2014/5313 sayılı kararı, CMK’nın 230/1. maddesi gereğince hükmün gerekçe bölümünde sanıkların lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi gerektiği gözetilerek, bu kapsamda sanıkların hangi tarihte kimle ne şekilde telefon konuşması yaptığının ve bu konuşmaların nasıl yorumlandığının açıklanması ile gerçekleşen somut olgularla (ele geçirilen uyuşturucu maddeler ile) bağlantısının gösterilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, ulaşılan kanıya göre sanıkların sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak bunun nitelendirilmesi, sonucuna göre sanıkların hukuksal durumunun saptanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Uyuşturucu Avukatı Ağır Ceza Davalarında Neden Önemlidir
Uyuşturucu ticareti suçlarının niteliği itibariyle ağır cezalık suçlardan olması ve yüksek hürriyeti bağlayıcı yaptırımlar ile cezalandırıldığı göz önüne alındığında tecrübeli Uyuşturucu Avukatı ile birlikte çalışılması ve sürecin tüm aşamalarında birlikte hareket edilmesi suçlamaya ile muhatap olan kişi açısından büyük öneme sahiptir.
Bunun yanında, uyuşturucu bulundurmanın kullanma ya da ticaret amaçlı olup olmamasının cezayı ne denli değiştirdiği herkesin malumudur. Hak kaybına uğramamak ve çok daha az bir ceza ile kurtulmak ve hatta denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanmak mümkünken uyuşturucu ticareti suçundan ceza almak ihtimal dâhilindedir. Ayrıca bu suçta etkin pişmanlık hükümlerinin de değerlendirilmesi cezayı önemli ölçüde etkileyebilecektir.
Bu itibarla, uyuşturucu suçlarında, emniyet ve jandarma gibi kolluk makamlarından, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasına ve yine üst yargı makamları da dâhil olmak üzere tüm yargılama sürecine kadar olan aşamalarda, şüpheli ya da sanık yönünden, Uyuşturucu Suçları Avukatının hukuki desteği önem taşımaktadır.
Mesleki Tecrübe Uyuşturucu Avukatı İçin Önemli Midir?
Avukatların küçük bir kısmının sadece ceza davalarına baktıkları ve dolayısıyla bu alanda uzmanlaştıkları görülmektedir. Elbette hukuk sistemimizde her avukatın her türlü davaya bakması mümkündür. Ancak takdir edilecektir ki kendini belli alanlarda geliştiren ve daha ziyade aynı davalar ile ilgilenen avukatların hem teorik hem de uygulama aşamasında olumlu netice alma ihtimalleri daha yüksek olabilmektedir.
Uyuşturucu suçları gibi ağır ceza mahkemelerinde görülen ve yüksek cezaların söz konusu olduğu davalarda Uyuşturucu Suçları Avukatının tecrübeli olması hak kaybı yaşanmaması adına büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ceza davaları açısından avukat tercih edilme sürecinde düşünülen avukatın öz geçmişi tecrübesinin sınanması adına önemli bir göstergedir.
Bu itibarla çalışılması düşünülen Uyuşturucu Avukatının hangi yılda ve hangi fakülteden mezun olduğu yanında kaç yıllık tecrübesi olduğu ve ceza alanında ne tür çalışmalar yaptığının doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.
Uyuşturucu Suçları ve Telefonda Uyuşturucu Muhabbeti konusuyla ilgili olarak Ağır Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.
