Yumurtalık ve Rahim Ameliyatında Hekimin Hukuki Sorumluluğu

Yazımızda örnek bir Danıştay kararı üzerinden yumurtalık ve rahim ameliyatında hekimin hukuki sorumluluğu inceleme konusu yapılacaktır.

Hekimler ve yardımcı sağlık personelinin işledikleri iddia olunan, taksirle yaralama ve görevi ihmal suçlarının kapsamına, unsurlarına ve cezalarına ilişkin daha önceki yazılarımızda ayrıntılı bilgi verilmişti. Linkler üzerinden bu bilgilere erişim sağlanabilir.

Bu yazımızda ise konuya daha spesifik yaklaşılarak yumurtalık ve rahim ameliyatında hekimin hukuki sorumluluğu emsal bir Danıştay kararı baz alınarak yargı makamlarının konuya bakış açısı aktarılmaya çalışılacaktır.

Yumurtalık ve Rahim Ameliyatında Hekimin Hukuki Sorumluluğu Örnek Danıştay Kararı

Danıştay 10. Dairenin 2015/49 sayılı kararı,

Dava konusu istem: Davacılar tarafından, davacılardan K1’nin X1 Üniversitesi Hastanesinde gerçekleştirilen rahim ameliyatında hatalı uygulama ve rızası dışında tıbbi müdahale yapıldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık, K1 için 6.684,80 TL maddi ve 180.000 TL manevi, K2 için 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 206.684,80 TL tazminatın adli yargı yerinde dava açma tarihi olan 05/11/2012 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ankara 16. İdare Mahkemesinin 27/01/2015 tarihli kararıyla; olaya ilişkin olarak ….. Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen 18/07/2014 ve 21/10/014 tarihli bilirkişi raporlarında özetle, davacının 17/01/2012 tarihinde genel anestezi ile ameliyat edildiğinin, ameliyat notunda kalın bağırsağın bir bölümünün (sigmoid kolon) ve ince bağırsağın 5 cm’lik bölümünün rahmin tepe kısmında yoğun ve sıkı bir şekilde yapışıklık gösterdiğinin ve rahmin çıkartılması için bu yapışıklıkların cerrah tarafından keskin ve künt işlemler ile açılmış olduğunun, rahmin birden fazla myom içerdiğinin, en büyüğünün 5 cm civarında bulunduğunun, yumurtalıkların rahmin arkasındaki boşluğa yapışık olduğunun, rahmin ve yumurtalıkların cerrahi usullerle çıkartıldığının ifade edildiğinin, bu sonucun endikasyon dışı bir operasyon olmadığını gösterdiğinin, ayrıca ameliyatın sorunsuz bir rahim alma işlemi olmadığının, rahim, yumurtalıklar ve barsakların hepsinin yapışıklık gösterdiği zor bir operasyon olduğunun, bu yapışıklıkların ayrılması sırasında kullanılan cerrahi teknikler ile enstrümanlara bağlı olarak narin doku olan bağırsakların en dış tabakasında (seroza) açılmalar meydana geldiğinin, en dış katmanın yapışıklık açma işlemlerinde en kolay hasarlanabilen doku olduğunun ve açılmanın bazen operasyon sırasında farkedilemeyeceğinin, operasyon sırasında bir delinmeye yol açmasa da 3-4 gün sonra zayıflamış bağırsak duvarında zamanla delinmeler olabileceğinin, davacının 48 yaşında olduğunun, dünyada menopoz yaşı ortalamasının 52 olduğunun, menepoz yaşına gelmiş hastalarda yumurtalıkların alınmasının kabul edilebilir bulunduğunun, ileride oluşabilecek yumurtalık kanserinden koruyucu bir işlem olduğunun, bunun hastada hayati açıdan bir olumsuzluk yaratmayacağının, hatta yapışık vakada yumurtalıkların alınmamış olmasının ileride hastanın yeniden ameliyat olma riskini beraberinde getireceğinin, bu kararın cerrah tarafından teknik nedenlerle alınabileceğinin, hastanın da yazılı ve imzalı onam belgesinin bulunduğunun, ayrıca anestezinin etkisiyle hastaların bağırsak faaliyetlerinde duraklama ve yavaşlama görüldüğünün, hastada gaz çıkışının gecikmesinin bağırsak içinde gerilmeye yol açtığının, artan basıncın bağırsağın zayıflamış bölgesinde delinmeye yol açmış olabileceğinin, hastanın ilk ameliyattan sonra 5 gün bekletilmesinin ameliyat sonrası bağırsakta görülebilen kısmı tıkanma olasılığının ön planda düşünülmüş olmasından kaynaklanabileceğinin, herhangi bir operasyon geçirmiş bir hastada gelişen komplikasyonların hayatını tehdit eden bir durum yoksa öncelikle tedavi ile ortadan kaldırılmaya çalışıldığının, hastanın tekrar anesteziye alınmasının risk getireceğinin, bu nedenle davacının 5 gün takip edilmesinin hatalı bir yaklaşım olmadığının, sonuç olarak hastanın uygun tıbbi nedenlerle ameliyat edildiğinin, operasyonda yapılan işlemler için ıslak imzalı onam belgesinin bulunduğunun, yaygın yapışıklık nedeni ile zor bir operasyon geçirdiğinin, ameliyat sonrası hastanın takip edildiğinin, 2. operasyona kadar ön planda kısmı bağırsak tıkanması düşünüldüğünün, tıbbi tedavi ile düzelmeyen tablo için çekilen tomografi ile kalın bağırsak perforasyonu tanısı konulduğunun, bunun geç gelişen bir ameliyat komplikasyonu olduğunun, ameliyat sırasında değil daha sonra geliştiğinin, komplike olmuş bir ameliyat sonrası yoğun bakım ihtiyacı doğmasının beklenen bir durum olduğunun, hastanın uygun yoğun bakım ve tedavi ile düzelmiş ve taburcu olmuş olduğunun anlaşıldığı, ortaya çıkan durumun ameliyat komplikasyonu olduğu ve tıbbi açıdan bir hata ve eksiklik bulunmadığı. malpraktis (tıbbi uygulama hatası) bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, tıbbi ve teknik açıdan düşünüldüğünde rahiminde saptanan myomlar nedeniyle rahmin alınması amacıyla ameliyat edilen davacının, bu ameliyat sırasında yumurtalıklarının alınmasının 16/01/2012 tarihli rıza onam formu kapsamında kaldığının ve gerek ameliyatın gerekse de ameliyat sonrası gelişen rahatsızlıklarının tıbbi açıdan bir hata ve eksiklikten kaynaklanmadığının alınan bilirkişi raporu ile ortaya konulması karşısında, idarenin sağlık hizmetini kusurlu yürüttüğünden bu aşamada söz edilemeyeceği ve tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacılar tarafından, ilk ameliyatında hata ile bağırsağının delinmesi üzerine başka ameliyatlar olmak zorunda kaldığı, karnında kalın ve kalıcı yara izlerinin oluştuğu, ameliyat sonrasında şiddetli sancılarına rağmen gerekli tetkiklerin yapılmadığı, 5. gün karın altı ve üstünde BT çekilerek delinmenin anlaşıldığı, buna rağmen hemen ameliyata alınmadığı, bir zorunluluk veya gereklilik olmadığı halde rızasının dışında yumurtalıklarının da alındığı, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, rahim ameliyatındaki yapışıklık açma işlemi sonrasında oluşan doku hasarı delinmelerine ameliyat sırasında müdahale edilmesi gerektiği, muhtemel bağırsak delinmesinin fark edilmeyip müdahalede gecikildiği, kullanılmaması gereken dufalaks isimli ilacın verildiği, aydınlatılmış onam formunda belirtildiğinin aksine komplikasyonlarla ilgili sözlü açıklama dahi yapılmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, davacıya yapılan ameliyatın, tetkik ve tüm tedavilerin tıp kurallarına uygun olduğu, bilgilendirme ve rıza formunun davacı tarafından imzalandığı, gerekli bilgilerin verildiği, tıbbi zorunluluklar nedeniyle rahim ameliyatında yumurtalıkların da alındığı, uygulanması gerekebilecek cerrahi işlemlere davacının onayının olduğu, ilgili doktorun ihmal veya kusurunun bulunmadığı, dosyadaki bilirkişi raporlarının da bu doğrultuda olduğu, davacının teşhis ve tedavisinde gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünün yerine getirildiği, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY KARARI

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararı onanmıştır.

Hekimler ve diğer sağlık görevlilerinin görevi ihmal ve taksirle yaralama suçu iddialarıyla ilgili olarak Sağlık Hukuku Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.