Dikiş Atılması Basit Tıbbi Müdahale Midir?

Dikiş atılması basit tıbbi müdahale midir? Bu soruya cevap verebilmek için yaralanmanın niteliğine ve derecesine yönelik adli rapora ihtiyaç vardır. Zira yaralama eyleminin mağduruna dikiş atılması eylemin başlı başına basit tıbbi müdahale kapsamında olup olmaması açısından net bir veri sağlamayacaktır.

Somut örnekler incelendiğinde yaralanma sonrasında vücudunda dikiş atılmasını gerektirir bir müdahale gerektiren eylemlerin bazen basit tıbbi müdahale ile iyileşebildiği tespiti yapıldığı halde bazı durumlarda bu yaralanmanın basit tıbbı müdahale ile iyileşemeyeceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.

Dikiş Atılması Gerektiren Eylem Basit Tıbbı Müdahale İle Giderilebiliyorsa Cezası Nedir?

TCK’nın 86. maddesine göre, Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bunun yanında, kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Dikiş Atılması Gerektiren Eylemin Derecesi Ağırsa Cezası Nedir?

Türk Ceza Kanunun 87. maddesine göre,

(1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Konuşmasında sürekli zorluğa,

c) Yüzünde sabit ize,

d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, 86. maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.

(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, 86. maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.

Yargıtay Kararlarına Göre Dikiş Atılması Basit Tıbbi Müdahale Midir?

Closeup Gavel Judgement Concept 53876 31913 1
Dikiş Atılması Basit Tıbbi Müdahale Midir? 2

Daha önceki yazılarımızda, “Basit Yaralamada Savunma Nasıl Yapılır”, “Basit Yaralamada Şikayetten Vazgeçme”, “Bıçakla Yaralama Cezası”, konuları ayrıntılı olarak aktarılmıştı. Bu yazılara linkten ulaşabilirsiniz.

Bu yazımızda ise “Dikiş Atılması Basit Tıbbi Müdahale Midir?” sorusu Yargıtay ceza ve özel hukuk daireleri tarafından verilen örnek kararlar üzerinden açıklanmaya çalışılacaktır.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2019/17383 sayılı kararı, katılanın istikrarlı beyanlarında sanıkların kendisini darp ettiği dair beyanları, beyanlarını destekleyen Of İlçe Devlet Hastanesinin 05.03.2015 tarihli raporunda ”Sol gözde subkonjokntival hemoraji, kaş altında yaklaşık 1 cm’lik 2 adet dikiş izi, papilla ve maküla doğal, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu, yaşamını tehlikeye sokmamıştır, yüzünde sabit ize neden olup olmadığı ile ilgili kararın en az 1 ay sonra verilmesi uygundur.” ve Of İlçe Devlet Hastanesinin 06.07.2015 tarihli raporunda ”Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğu, hastanın dikişlerinin alınması sonrası sol üst kapak altında kızarıklık mevcut olduğu, sütür izi bulunmamaktadır, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olmadığı” tespit edilmesine göre sanıkların üzerlerine atılı suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2019/14847 sayılı kararı, olay tarihinde katılanın, sanığın babası …ile tartıştığı, tartışmanın başında bağrışma seslerini duyan …’in evine girerek kapıyı kilitlediği, bu esnada ortak alandan balkona çıkan katılanın elinde sopa olduğu halde …’e bağırdığı ve kapıyı açmasını istediği, sanığın bu sesleri duyarak alt kattaki dükkanından olay yerine geldiği ve elindeki tornavidayla katılanı başının iki yerinden dikiş atılmasını gerektirir ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin de tartışılarak sanık hakkında, üzerine atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken eylemin meşru savunma sınırları içerisinde kaldığından söz edilerek yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2016/19737 sayılı kararı,  Sanık … hakkında mağdur …’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde, mağdur …’nin 25/06/2009 tarihli raporunda “yapılan fiziki muayenede eskiye ait sol gluteal bölgede 2 sütürlük dikiş ve sağ el metekarp üzerinde şişlik ve hassasiyet mevcut olduğu, basit tıbbi müdahale ile düzelebileceği” belirtilmiş, … Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 24/09/2009 tarihli raporunda da, mağdurun yaralanmasının “basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu” tespiti yapılmış ise de, taraflar arasında yaşanan silahlı çatışma nedeniyle mağdur …’nin herhangi bir yaralanmasının bulunmadığı, sanığın kovuşturma aşamasındaki beyanında da, olayda kendisinin yaralanmadığını açıkça belirttiği, bu haliyle sanığın mağdur …’yi silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçundan cezalandırılması yerine, yazılı şekilde kasten yaralama suçundan cezalandırılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini yasaya aykırıdır.

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2021/617 sayılı kararı,  Mağdur …i’nin yaralanmasına ilişkin …Devlet Hastanesince düzenlenen 20.05.2011 tarih, 54473 numaralı raporda “…Kafada sol frontol bölgede 3 cm. uzunluğunda yara mevcut. Dikiş atılarak kapatıldı… Basit müdahaleyle ile giderilemez…” dendiği ve…Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 30.11.2011 tarihli kati raporda ise mağdur …i’nin yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderileceği belirtilmiş ise de; kati raporda mevcut yaranın hangi özelliği ve yapılan hangi müdahale nedeniyle yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderileceği hususunda açıklık bulunmadığından ve bahse konu yaralanmanın “yüzde sabit iz” hususunda görüş belirtilmemekle söz konusu raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından, mağdurun tüm tedavi evrakları, geçici ve kesin raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne gönderilerek, söz konusu yaralanmanın yüzde sabit ize neden olup olmadığı ve basit müdahale ile giderilip giderilmeyeceği hususlarını gösterir şekilde, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2020/9711 sayılı kararı,  Müştekinin yaralanmasına ilişkin Alpu Devlet Hastanesinin 06.07.2015 tarihli raporunda “sağ yan tarafta 1cm-1cm V şeklinde bıçak giriş deliği, bıçağın vücuttaki derinliği 5 cm, dikiş ile lezyonu kapatıldı,4 saat müşahedede bekletildi” yazması karşısında, raporun hükme esas alınacak ölçüde yeterli olmaması nedeniyle, mağdurun tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne sevk edilerek, özellikle söz konusu yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususunu gösterir şekilde, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınması gerektiği gözetilmeden, yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2021/12446 sayılı kararı, Sanığın tartışma sırasında katılan …’i yüz bölgesinden bıçakla yaraladığına dair iddia ve kabul, katılan … hakkında Bala Devlet Hastanesinde pratisyen hekim tarafından düzenlenen 08.09.2014 tarihli raporda “alın sol tarafta 1-2 mm lik kesi yara dudakları düzenli, oksipital bölgede yaklaşık 2 cm uzunluğunda 1-2 mm derinliğinde orta kısmı daha derin olan yara dudakları düzenli kesisi mevcut, 4 dikişle sütüre edildi” şeklindeki rapor içeriği de gözetildiğinde, katılanın yaralanmasına ilişkin tüm tıbbi evrakları en yakın Adli Tıp Kurumuna gönderilmek suretiyle özellikle katılanın yaralanmasının yüzünde sabit ize neden olup olmadığı ve basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususlarını da içeren, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/176 sayılı kararı, Dava, haksız fiil nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, öğretmen olan davalının, oğluna süpürge sapı ile vurması neticesinde yaralandığı ve kafasına dikiş atıldığı, çocuğun psikolojisinin bozulduğu, gururunun incindiği, aile olarak çok büyük üzüntü duydukları, sıkıntı çektiklerinden bahisle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalı ise, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu, baba olan davacının olay nedeniyle kişilik değerlerinde bir eksilme duygusu yaşadığı hususu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.

Davaya konu olayda, davalının, davacının 2001 doğumlu olan çocuğunu sınıfta gürültü yaptığından bahisle elindeki süpürge sapı ile kafasına vurarak basit tıbbı müdahale ile giderilecek şekilde yaraladığı, davalının Sulh Ceza Mahkemesince kasten yaralama eyleminden dolayı ceza aldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, davacının dava dilekçesi içeriğinden davalının bu eylemi nedeniyle eylemden zarar gören mağdur çocuk adına da çocuğa velayeten dava açtığı anlaşıldığından, buna göre delillerin yeniden değerlendirilerek tazminata hükmedilmesi gerekirken, davanın tümden reddedilmesi doğru görülmemiş; kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

Kasten Yaralama Suçu ve “Dikiş Atılması Basit Tıbbi Müdahale Midir?” sorununa ilişkin olarak Ceza Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz