Uyuşturucu Madde Ticareti Tanık Beyanı

Uyuşturucu madde ticareti tanık beyanı gerek suçun işlenip işlenmediği gerekse suçun vasıflandırılması yönünde önemli bir delil kabul edilmektedir. Ceza yargılaması, geçmişte yaşanmış bir olaya ilişkin maddi gerçeği ortaya çıkarmayı amaçladığı için, somut olay hakkında sahip olunan bilgilerin Cumhuriyet savcısı ya da hâkim huzurunda anlatılması yani tanıklık önemli bir role sahiptir.

Sanığa yüklenen suçun, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delille ispatının mümkündür. Ancak ceza yargılamasında, bir delilin reddedilmesi için CMK’nın 206/2. maddesinde sayılan durumların dışında delilin, akla, mantığa, bilimsel verilere, fizik kurallarına, herkesçe bilinen somut duruma, hayatın olağan akışı içinde gündelik yaşamdan edinilen karine niteliğindeki bilgilere aykırı olması ya da tanığın yalan söylediğinin ortaya çıkması ya da taraflı anlatımda bulunduğuna ilişkin bazı bilgi veya emarelerin bulunması gibi reddi için haklı, makul ve kabul edilebilir hukuki gerekçelerin gösterilmesinin zorunludur.

Yargıtay, tanığın sanıkla ya da mağdur ile arkadaş olmasının ya da akrabalık bağı bulunmasının beyanının subjektif olduğu anlamına gelmeyeceğini belirtmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, kararlarında salt akrabalık bağının tanıklığın kabul edilmemesi için yeterli olmadığını ifade etmiştir.

Bununla birlikte Yargıtay, tanık ile sanık ya da mağdur arasında husumetin veya davanın varlığı durumunda, tanık beyanının tarafsızlığını etkileyebileceğine de bazı kararlarında işaret etmiştir. Bu noktada hakimin tanık beyanı değerlendirirken bu hususu göz önünde bulundurması gerekir.

Uyuşturucu Madde Ticareti Tanık Beyanı Yargıtay Kararları

Daha önceki yazılarımızda uyuşturucu madde kullanımı sınırı, uyuşturucu suçunda parmak izinin önemi, uyuşturucunun çok sayıda paket halinde bulunması ve suça etkisi ile arama kararı olmadan yapılan aramada uyuşturucu bulunması konuları ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştı.

Bu yazımızda ise Yargıtay ilgili ceza dairelerinin uyuşturucu madde ticareti tanık beyanı hususunda çeşitli tarihlerde verdikleri kararlar doğrultusunda konu aktarılmaya çalışılacaktır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Tanık Beyanı ve Etkin Pişmanlık Hükümleri

Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2014/1950 sayılı kararı,  Suç konusu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği ve sanığın yakalandığı metruk bina ile binanın bulunduğu sokakta uyuşturucu madde satışı yapıldığına ilişkin ihbarlar üzerine, mahkemeden arama kararı alınarak, bahsi geçen yere gelindiği, içeri girildiğinde sanık ve tanık H.. K..’nın oda içerisinde görüldüğü, bu sırada odanın penceresinden dışarıya siyah bir poşet atıldığının görevlilerce fark edildiği, ancak poşeti atanın kim olduğunun görülemediği, bunun üzerine tanık Hasan’a poşeti atanın kim olduğu sorulduğunda sanık tarafından atıldığının beyan edildiği, söz konusu poşet kontrol edildiğinde, içerisinde 14 adet defter kağıdına sarılı esrar, 7 adet uyuşturucu nitelikli hap, 6 adet defter kağıdına sarılı JWH-210 aktif maddesini içeren uyuşturucu madde, 1 adet defter kağıdına sarılı 0,1 gram eroin, 10 adet peçeteye sarılı 0,4 gram kokain bulunduğunun anlaşıldığı, aramaya devam edilerek, bahçenin sonundaki oda içerisindeki koyun yünleri arasına gizlenmiş siyah poşet ile sanığın yakalandığı odanın karşısındaki boş odada 2 parça streç naylona sarılı ve kağıt içerisinde, dolabın üst kısmına serili şekilde bir miktar daha esrar ele geçirildiği, suç konusu uyuşturucu maddelerin bulunduğu materyallerden siyah renkli naylon ve kağıt üzerinde tespit edilen 3 adet parmak izinin sanığa ait olduğunun tespit edildiği olayda, sanığın olay yerinde yakalanması, suç konusu uyuşturucu paketleri üzerinde sanığa ait parmak izlerinin bulunması karşısında, sanığın ikrarının sonuca etkili olmadığı ve hakkında TCK’nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanamayacağının gözetilmemesi yasaya aykırıdır.

Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2018/2631 sayılı kararı, sanığın suç tarihinde saat 06.00 sıralarında İstanbul ilinden M…. ilçesine otobüsle geldiği, hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan ayrı soruşturma yürütülen ve olay tarihinde …’ın evinde bulunan ve mahkemece tanık olarak dinlenen arkadaşı …’i telefonla arayarak nerede olduğunu sorduğu ve sonrasında …’ın evine sanığın da geldiği, tanık V….’ın kolluk, savcılık ve mahkemede alınan beyanları uyarınca, sanığın beraberinde getirdiği bonzai’den sanık ve daha sonra yaşamını yitiren A…..’ın kullandıkları, sanığın bir süre sonra arkadaşından telefon geldiğini belirterek evden ayrıldığı ve hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan ayrı soruşturma yürütülen … ile buluştukları, …’ın sanıkla birlikte medresenin arka tarafındaki eski bir binaya gittikleri ve B…..ın orada bonzai içtiği olayda; B….. ve V…..’ın 18.03.2016 tarihinde sanığın bonzai niteliğinde uyuşturucu madde getirdiği yönündeki beyanları dışında hakkında delil bulunmaz iken, sanığın hükme esas alınan 18.03.2016 tarihli V…. ve A…. ile birlikte getirdiği bonzai maddelerini içtiklerine ve B…..’a bonzai maddesi verdiğine dair beyanının, suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım sayılıp, sanık hakkında 5237 sayılı TCK 192/3 üncü maddesinin tatbik edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.

Olayın Uyuşturucu Madde Bulundurma Suçunu Oluşturduğunun Tanık Beyanları İle Doğrulanması

Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2015/397 sayılı kararı,   Sanığın, aracında ve Ballıca’daki işyerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerin miktarı ve çeşitliliği ile tanıkların beyanları dikkate alınarak, sabit olan eyleminin ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu ancak, sanığın daha önce sattığı iddia olunan uyuşturucu maddelerin ele geçirilememiş olması karşısında TCK’nın 188. maddesi kapsamında uyuşturucu madde olup olmadığının belirlenememesi nedeniyle TCK’nın 43. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden cezasının artırılması yasaya aykırıdır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Tanık Beyanı ve Kolluk Görevlilerinin “Güven Alımı”

Drug Trafficking Addiction Florida
Uyuşturucu Madde Ticareti Tanık Beyanı 2

Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2016/3796 sayılı kararı, Sanığın olay tutanağını ve atılı suçu kabul etmediği takdirde, suçun sübutu için “güven alımı” adı verilen uyuşturucu madde temin etme eylemini gerçekleştiren kamu görevlileri kolluk görevlisi ise tanık olarak dinlenmeleri gereklidir. 5271 sayılı CMK’nın 139. maddesine göre kimliği gizli tutulması gereken gizli soruşturmacıların, CMK’nın 58/(2). maddesinin “Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından muhafaza edilir.” hükümleri ile Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre dinlenmeleri mümkündür.

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin “Dürüst Yargılama Hakkı” başlıklı 6/3,d maddesi hükmüne göre bir suç isnadına maruz kalan herkes, “aleyhine olan tanıklara soru sordurmak hakkına sahiptir. Dava sırasında sanıklar tanık konumundaki Gizli Soruşturmacıya soru sordurma hakkını da kullanamamıştır. Ayrıca dosyadaki tutanaklardan sanığın kimlik bilgilerinin hangi tarihte tespit edildiği kesin olarak anlaşılamamaktadır. Karar bu yönü ile de hukuka aykırıdır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Tanık Beyanının Alınmaması

Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2012/3370 sayılı kararı, Somut olayla ilgili olarak, beyanı hükme esas alınan Ahmet’in huzurda tanık olarak dinlenmesi ve sonucuna göre fiilinin “satmak için uyuşturucu madde bulundurma” ya da “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçlarından hangisini oluşturduğu tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Tutanağı Düzenleyen Kolluk Görevlilerinin Dinlenmesi

Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2015/218 sayılı kararı, Sanık savunmaları ve tanık anlatımları ile tüm dosya dikkate alındığında 09.05.2007 tarihli fezlekenin “EK:1” de olaya ilişkin; olay yakalama ve el koyma ile ev arama tutanağının bulunduğunun ancak dosya içinde olmadığının anlaşılması karşısında;

a) Bahsedilen tutanağın tanık olarak dinlenilen ve hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan ayrı soruşturma açılan …’e ait soruşturma dosyasının içinde bulunup bulunmadığı araştırılarak temini ile tutanak tanıklarının dinlenmesi gerektiği,

b) Bahsedilen tutanağın temini mümkün bulunmadığı takdirde, 09.05.2007 tarihli arama el koyma talep tutanağındaki kolluk görevlisi …’in duruşmaya temini ile olaya müdahale eden kolluk görevlilerinin kimler olduğunun tespiti sağlanarak, bu şahısların da tanık olarak dinlenmesi, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukûki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmayla hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Tanık Beyanı Yönünden Beraat Kararı

Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2020/2856 sayılı kararı, Kendisinde ve evinde yapılan aramada uyuşturucu madde ele geçirilemeyen sanığın savunmasının aksine, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen tanık …’da ele geçirilen uyuşturucu maddeyle ilgisi olduğuna ilişkin kuşkuyu aşan, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Tanık Beyanları ile Olayın Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurma Suçunu Oluşturduğunun Anlaşılması

Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2016/2294 sayılı kararı, Sanıkların bulunduğu ikamette yapılan aramada ele geçirilen 0,2 gram esrar ile 0,15 gramdan ibaret eroinin kullanım sınırları içerisinde olması, ikamette uyuşturucu madde kullanmaya yarayan malzemelerin ele geçirilmiş olması, sanıkların aşamalarda değişmeyen savunmaları ile tanık olarak dinlenen …’ın beyanlarına göre; sanıkların ele geçen uyuşturucu maddeleri kullanma dışında bir amaçla bulundurduklarına ilişkin kesin ve yeterli delil olmadığı, eylemlerinin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu ve sanıklar hakkında bu suçtan da soruşturma aşamasında tefrik kararı verildiği dosyadaki belgelerden anlaşıldığından, bu soruşturma dosyasının akıbeti araştırılarak sonucuna göre sanıkların hukukî durumlarının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.

Uyuşturucu Avukatı Ağır Ceza Davalarında Neden Önemlidir?

Uyuşturucu ticareti suçunun niteliği itibariyle ağır cezalık suçlardan olması ve yüksek hürriyeti bağlayıcı yaptırımlar ile cezalandırıldığı göz önüne alındığında tecrübeli ağır ceza avukatı ile birlikte çalışılması ve sürecin tüm aşamalarında birlikte hareket edilmesi suçlamaya ile muhatap olan kişi açısından büyük öneme sahiptir.

Bu itibarla, uyuşturucu suçlarında, emniyet ve jandarma gibi kolluk makamlarından, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasına ve yine tüm yargılama sürecine kadar olan safhalarda, şüpheli ya da sanık yönünden, tecrübeli ağır ceza avukatının hukuki desteği önem taşımaktadır

Uyuşturucu ticareti suçu ve uyuşturucu madde ticareti tanık beyanı konusunda Uyuşturucu Suçları Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.