Yazımızda uyuşturucu ticareti teşebbüs suçu farklı açılardan aktarılmaya çalışılmıştır.
Daha önceki yazılarımızda, “Kullanma ve Ticareti Yönünden Metamfetamin Cezası”, “Uyuşturucu Ticaretinde Telefon Kayıtları”, “Uyuşturucu Ticareti Somut Delil Nedir”, “Metamfetamin Kullanım Sınırı”, “Uyuşturucunun Çok Sayıda Paket Halinde Bulunması ve Suça Etkisi” konularında Yargıtay kararları doğrultusunda açıklamalar yapılmıştı.
Bu yazımızda ise uyuşturucu ticareti teşebbüs hükümleri konusunda mevzuat ve Yargıtay kararları bağlamında açıklamalar ortaya konulmaya çalışılacaktır.
TCK’nın 188. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticaret suçu, 191. maddesinde ise, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu düzenlenmiştir.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imali, ithali, ihracı, ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması satın alınması veya kabul edilmesi uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturmaktadır. Bu suçun cezası eylemin niteliğine göre on yıldan otuz yıla kadar hapis cezası yanında, ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezasıdır.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Bunun yanında, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticaret suçu okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde de verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Uyuşturucu maddenin, kişisel kullanım amacıyla satın alınması, kabul edilmesi, kullanma amacıyla bulundurulması veya herhangi bir şekilde uyuşturucu maddenin kullanılması halinde ise, uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçu gerçekleşmiş olur. Bu suçun cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.
TCK’nın 35. maddesinde teşebbüs hükümleri düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.”
Dolayısıyla TCK’nın 35. maddesi gereğince uyuşturucu ticareti teşebbüs suçunu işleyen kişilerin TCK’nın 188. maddesi uyarınca belirlenecek cezalarından dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirim yapılacaktır.
İletişimin Tespiti Doğrultusunda Uyuşturucu Ticareti Teşebbüs Suçu
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2022/2431 sayılı kararı, Olay tutanağı ve dosyada mevcut diğer belgeler incelendiğinde, içerisinde özel hazırlanmış bölmeye konulmuş hâlde kokain ele geçen konteynerin 10/11/2017’de İzmir Limanına giriş yaptığı, 29/11/2017’de suç konusu maddenin ele geçirildiği, sanık hakkında bu tarihten sonra dinleme kararı verildiği, sanığa ait cep telefonunda yapılan incelemede; hakkındaki dosyada tefrik kararı verilen sanık … ile görüştüğü, …’nın konteyner bilgilerini …’a gönderdiği, yine …’ın soruşturma aşamasında ölen … ile konteynere dair görüşmeleri olduğu, beraat eden sanık … aracılığıyla konteynerin yerini tespit etmeye çalıştığı anlaşılmış, dosyadaki TAPE’lerde …’nın …’ı konteyneri bulması için görevlendirdiği, …’ın da konteyneri bulması için … isimli şahısla bağlantı kurup görevlendirmeye çalıştığı anlaşılmıştır. Bu hâliyle sanığın söz konusu konteynerin yurt dışından Türkiye’ye getirilmesine iştirak ettiğine dair dosya arasında somut delil bulunmadığı, ancak bu uyuşturucu maddeler için yurtdışından gelip konteyneri Türkiye’deki şahıslar aracılığıyla aramaya başlaması, … isimli şahsı bu amaçla görevlendirdiğini ikrar etmesi ve buna dair telefon görüşmeleri, araç kiralayarak … ile maddenin yerini tespit etmeye çalışması iletişimi tespit kayıtları ve sanığın savunmaları ile birlikte değerlendirildiğinde, sanığın uyuşturucu maddeleri teslim almak amacı ile yurtdışından Türkiye’ye gelerek gerçekleştirdiği bu eylemlerinin doğrudan doğruya suçun icra hareketlerine başlandığını ancak elinde olmayan nedenden dolayı suçun tamamlanamadığını ve “teşebbüs aşamasında” kaldığını gösterdiğinden, sanığın sabit olan eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna teşebbüs niteliğinde olduğu gözetilmeden, uyuşturucu madde ithâl etme suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Uyuşturucu Maddenin Temini İçin Telefon Görüşmeleri Yapılması
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2022/6718 sayılı kararı, Suç tarihinde dosya kapsamında hakkındaki mahkûmiyet kararı kesinleşen M. K.’nın evinde uyuşturucu madde ele geçirildiği olayda; sanığın suç tarihinden önce M. ile yaptığı telefon görüşmelerinde diğer sanık …’le beraber uyuşturucu madde alım satımına yönelik konuşmalar yaptığı, ancak uyuşturucu madde sanıklara teslim edilmeden Muhsin’in evinde arama yapılarak söz konusu maddeye elkonulduğu anlaşılmıştır.
TCK’nın 35/1. maddesinde yer alan, “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” hükmü çerçevesinde, sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna “teşebbüs” teşkil edip etmediğinin belirlenmesi yönünden, sanığın diğer sanıklarla yaptığı görüşmelerin müsnet suçun işlenmesine yönelik hazırlık hareketi mi yoksa icra hareketi mi olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, TCK’nın 35/1. maddesinde hazırlık ve icra hareketleri arasındaki farkın objektif bir ölçüye dayandırılması amacıyla madde metninde “doğrudan doğruya icraya başlama” ifadesi kullanılmıştır. Buna göre, teşebbüsten söz edebilmek için, gerçekleştirilen fiilin icra hareketi niteliğinde olması ve doğrudan doğruya hareketin icrasına başlanmış olması gerekmektedir. Dolayısıyla, somut olayda sanığın suça teşebbüsten sorumlu tutulabilmesi için, TCK’nın188/3. maddesinde öngörülen seçimlik hareketlerden birinin ya da birden fazlasının icrasına başlamış olması gerekmektedir. Öte yandan, sanığın suç işleme kastının tespit edilmiş olması sorumluluğunun belirlenmesi için gerekli olmakla birlikte, sadece kastın belirlenmesi sanığın suça teşebbüsten sorumlu tutulması için yeterli değildir. Kısaca, sanığın suç işleme kastıyla gerçekleştirdiği eyleminin aynı zamanda suçun icra hareketi niteliğini taşıması gerekmektedir.
Sanığın diğer sanıklar … ve … telefon görüşmesi yapması ve/veya mesajlaşması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın uyuşturucu maddenin temini için telefon görüşmeleri yapmasının, icra hareketi teşkil etmeyip “hazırlık hareketi” niteliğinde olduğu ve suça teşebbüs aşamasına varmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediğine dair hakkında yeterli delil bulunmayan ve gerçekleştirdiği hazırlık hareketi niteliğindeki eylemi de uyuşturucu madde ticareti suçuna teşebbüs teşkil etmeyen sanığın savunmasının aksine mahkûmiyete yeterli her türlü şüpheden kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Başkasına Uyuşturucu Madde Temin Etme Suçuna Teşebbüs
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2015/5163 sayılı kararı, Sanık K7’in diğer sanık K6 tarafından temin edilen esrarı kullanıcı sanıklar K2 ve K3’e vermek için istediğinin sabit olduğu ancak suç konusu esrarı teslim alamadan K6’ın yakalandığı, böylece “ başkasına uyuşturucu madde temin etme” suçunun “teşebbüs” aşamasında kaldığı dikkate alınarak, TCK’nın 35. maddesinin 2. fıkrası gereğince cezasından indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Satın Almak Suçuna Teşebbüs
Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2019/7024 sayılı kararı, Dosya kapsamından uyuşturucu madde ticareti yaptığı yönünde istihbari bilgi bulunan Y.K ile dosya sanığı M’nin suç tarihinde saat 16.00 sıralarında yol üzerinde durdurulmalarından sonra Y.K’nin cebinden çıkardığı suça konu maddenin sarılı bulunduğu kağıdı yere attığı olayda; sanığın aşamalarda alınan savunmalarında, Y.’denn eroin satın almak istediğini, kendisine 50 TL para verdiğini ancak maddenin kendisine tesliminden önce polislerin kendilerini gördüğünü ve Y.’nin takvim yaprağına sarılı maddeyi yere attığını belirtmesi ve üzerinde yapılan aramada suç unsuruna rastlanılmayan sanığın ayrıca uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle de belirlenmemesi karşısında, sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde satın almak suçuna teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, suçun tamamlandığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Uyuşturucu Madde Ticareti Teşebbüs Suçu
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2015/29100 sayılı kararı, Sanıklar O. ve Y.’un ticaret amacıyla uyuşturucu madde temin etmesi için sanık M. ile anlaştıkları, bunun üzerine sanık M.’in diğer sanık …’ten numune olarak aldığı esrarı getirirken ele geçirildiği, böylece fiilleri tamamlanmayan ve buna bağlı olarak “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçları “teşebbüs aşamasında” kalan sanıklar O. ve Y. hakkında TCK’nın 35. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Uyuşturucu Teslim Edilemeden Sanığın Yakalanması
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2019/4747 sayılı kararı, olay tarihinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hakkındaki soruşturma dosyası tefrik edilen … ile sanığın suç konusu uyuşturucu maddenin teslimi için anlaştıkları, …’un olay yerine polislerin yaklaştığını fark etmesi üzerine elinde bulunan suç konusu net 3,5 gr esrarı sanığa teslim edemeden yere attığı, sanığın uyuşturucu maddeyi teslim alamadan yakalandığı; böylece sanığın eyleminin “teşebbüs aşamasında” kaldığı dikkate alınarak, hakkında TCK’nın 35. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Uyuşturucu Madde İthal Etme Suçuna Teşebbüs Mümkün Değildir
Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2018/5516 sayılı kararı, Olay tutanağı içeriğine, pasaport kayıtlarına, dosyadaki diğer belge ve bilgilere göre; sanığın suç konusu uyuşturucu maddeyi Nijerya (lagos)’dan Türkiye’ye ithal ettiğinin sabit olduğu, uyuşturucu madde ithal etme suçunun uyuşturucu maddenin ülke sınırlarından içeri sokulması ile tamamlandığı, uyuşturucu madde ithal etme suçu neticesi harekete bitişik bir suç olup hareketleri bölümlere ayırmak mümkün bulunmadığından bu suça teşebbüsün mümkün olmadığı gözetilmeden suçun niteliği yanlış belirlenerek ”uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Uyuşturucu Avukatı Neden Önemlidir
Uyuşturucu ticareti suçlarının niteliği itibariyle ağır cezalık suçlardan olması ve yüksek hürriyeti bağlayıcı yaptırımlar ile cezalandırıldığı göz önüne alındığında tecrübeli ağır ceza avukatı ile birlikte çalışılması ve sürecin tüm aşamalarında birlikte hareket edilmesi suçlamaya ile muhatap olan kişi açısından büyük öneme sahiptir.
Bunun yanında, uyuşturucu bulundurmanın kullanma ya da ticaret amaçlı olup olmamasının cezayı ne denli değiştirdiği herkesin malumudur. Hak kaybına uğramamak ve çok daha az bir ceza ile kurtulmak ve hatta denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanmak mümkünken uyuşturucu ticareti suçundan ceza almak ihtimal dâhilindedir. Ayrıca bu suçta etkin pişmanlık ve teşebbüs hükümlerinin de değerlendirilmesi cezayı önemli ölçüde etkileyebilecektir.
Bu itibarla, uyuşturucu suçlarında, emniyet ve jandarma gibi kolluk makamlarından, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma aşamasına ve yine üst yargı makamları da dâhil olmak üzere tüm yargılama sürecine kadar olan aşamalarda, şüpheli ya da sanık yönünden, tecrübeli ağır ceza avukatının hukuki desteği önem taşımaktadır.
Uyuşturucu madde ticareti suçu ve uyuşturucu ticareti teşebbüs hükümleri ile ilgili her türlü hukuki probleminizde Uyuşturucu Suçları Avukatı Harun Karadağ ile iletişime geçebilirsiniz.